h ı r ç ı n m a v i

59.9K 1K 267
                                    

Hiçbir şeyim kalmamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiçbir şeyim kalmamıştı.

Yaşama isteğim bile...

Her şeyim para uğruna elimden alınmıştı. İnsan hayatı paradan daha ucuzdu, bunu fark etmiştim ve bu fark ediş beraberinde benim de sonumu getirmişti.

Karşımda hırçın dalgalar vardı. Kayalıklarla kavga edecek kadar cesur, güzelliğiyle büyüleyecek kadar eşsiz...
Gülümsedim, aklıma Akın gelmişti. Gözlerimin hırçın bir denize benzediğini söylemişti, o hırçınlıkta boğulmak istercesine...
Fakat nereden bilebilirdim ki, asıl onun beni boğacağını?

Beni sevebileceğine inanmıştım ve uğradığım bu ihanet bütün inançlarımı paramparça etmişti.
Üzerimde başkalarının eskisi, kalbimde inanılmaz büyük bir sancı ve yıllar boyu dik tutmak için uğraştığım düşük omuzlarım...
Kendimi böyle gördükçe, o ihaneti her hatırladıkça ölmek istiyordum...

Sevgim ile dalga geçecek kadar küçük olan bir adam, ölümüme sebep olacak kadar büyük bir acı armağan etmişti.

Çalan telefonumu çıkarıp, baktım.
Annem arıyordu, onunla vedalaşmalıydım?
Hiçbir şekilde bana destek olmamış, parasını biricik kızıyla paylaşmayıp da yeni kocasıyla tatile çıkan bu kadınla vedalaşmalı mıydım?
Hayır, bunu yapmayacaktım.
Ölümümde, Akın ve Melek kadar büyük bir payı olduğunu bilsin istiyordum...

Elimdeki telefonu büyük bir hınçla denize fırlattım. Vücudum inanılmaz yorgundu, göz kapaklarım ağır ve beynimin içi bir enkazdı.
Ah, Kalbim...
Kalbim ise sadece, gerçek olduğunu sandığım o mutlu anılar eşliğinde atıyordu.

Bana dokunan, benimle saatlerce gülen ve içimi ısıtacak sözcüklerde bulunan bu adam, nasıl tamamen yalan söylemiş olabilirdi? Aklım almıyordu...
Benim sonumu getirme konusunda uyguladıkları bu fevkalade oyun boyunca, ne kadar da iyi oyunculuk sergilemişlerdi...

Düşüncelerimden sıyrılıp, yeniden karşımda bulunan bu eşsiz maviliğe daldım.
Yaşamanın bir anlamı yok gibiydi, zihnim ölmeyi hak ettiğimi fısıldayıp duruyordu. Hayatta kalıp; ömür boyu keşkeler içinde pişmanlıkla yaşamaktansa, tamamen yok olmayı yeğliyordum.

Peki, neden mezarımın bu hırçın mavilikte olmasını istiyordum?

Akın yüzünden...

Madem beni değil de denizleri seviyordu, öyleyse bedenim oraya gömülmeliydi çünkü bu hırçın mavilere her baktığında, onunla göz göze gelebilmemin tek yolu buydu.

FULYA / +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin