Bölüm 11: Yeni Bir Çarpıntı

12K 511 173
                                    

🫧Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm🫧

özellikle satır arası yorumlardan ve parlayan yıldızdan hiç çekinmeyin🪷

Yeni bölüm için gerekenler: 60 oy 140 yorum


Gördüklerim, zihnimin bana bir oyunuydu sanki. Geceleri istemesem de kurmuş olduğum hayaller şimdi birer birer halüsinasyon olarak dönüyorlardı bana, değil mi?

Sorumun cevabını gözlerimi kırpıştırarak bulabileceğimi sandım, bir kez, iki kez, üç kez... Hayır, gitmiyordu gözlerimin önündeki kaslı beden, kaybolmuyordu hiçbir yere. Her aralayışımda göz kapaklarımı, boşlukla karşılacağımı umdum ancak tam tersi, tüm görüş alanımı kaplayan hafif kızarmış bedeniyle karşılaştı gözlerim.

Tamam, gerçekti o zaman bu. Girdiğim alık ruh halimden sıyrılmam gerektiğini haykırıyordu zihnim, çünkü gerçektiyse karşımdaki beden, ben bitmiştim. Yarım dakikaya yaklaşacak bir süredir, sırasıyla sıkı göğüs ve karın kaslarıyla bakışıyordum. Pazılarını da unutmamak gerekirdi tabii.

Derin bir nefes almaya çalıştım, yapamadım. Aldığım nefes soluk borumda tıkandı kaldı. Elimdeki kremi havaya kaldırdım. Çok utanmıştım kendi bakışlarımdan, nasıl yüzüne bakacaktım şimdi?

Bu kaçınılmaz sonu daha fazla geciktiremeyeceğimi hissederek kızarmış olduğunu hissettiğim çehremi onunkine kaldırdım. Yanaklarım adeta yanıyordu, elimdeki, buzdolabından yeni çıkmış kremi yüzüme bastırmamak için zor duruyordum.

Sonunda buğulanmış gözlerimi odaklayabildiğimde yüzündeki ifadeyle sarsıldım, her ne kadar hiçbir mimik oynamasa da yüzünde, dudaklarındaki tebessüm beni yerle bir etti. Öyle dikizlersem olacağı buydu, ne bekliyordum? Ben tam kendime sinirlenip davranışlarıma isyan edecekken onun erkeksi sesini duydum.

"Derin," eliyle çenesini sıvazlayıp az önceki gülümsemesinden kalan izleri sildi. "Ver malzemeleri, ben yaparım kendime pansuman. Sağ ol," diyerek bir nevi kovdu da beni ancak ben kararlıydım. Hem o ince şeritler halinde kanlar sızan eliyle kremi nasıl sürmeyi planlıyordu?

"Hayır Asil Abi," diyerek itiraz etmesine izin vermeden kapıyla onun arasından zar zor geçerek banyoya girdim. "Elin kanıyor hala, nasıl krem sürmeyi planlıyorsun?"

Bir şey demeden vücudunu benden tarafa döndürdü. Gözlerimde gördüğü kararlılıkla durumu kabullendi, "Tamam, işin ehli varken ısrar etmeyeceğim," diyerek sanki az utanmışım gibi daha da utandırdı beni.

 "Bebek bu katta uyuyormuş, buradan su sesi gitmesin ona. Kapıyı kapatıyorum, sorun olmaz değil mi senin için?" İnce düşünceleri, ah bu düşünceli hali... Nasıl ona aşık olmazdım ki?

"Yok Asil Abi, bir an önce kapat, gel. Suya tutalım elini ilk." içimde kopan fırtınaları dışıma yansıtmamayı bir nebze de olsa başardım. Kızaran yüzüme, titreyen dizlerime ve ellerime yapabileceğim bir şey yoktu ne yazık ki. 

Banyoya girmeden önce musluğun sesini duyduğumu hatırlıyordum, bu an yaklaşık iki dakika önce yaşanmış olsa da onu gördüğüm hali aklımı başımdan almıştı sanki. Şimdilik yok sayıyordum sadece bunu. Hayal alemine dalmam gereken noktada değildik ne de olsa.

Belli ki o da yıkamıştı elini ancak hala kurumuş kan izleri vardı, suyla biraz daha temizlesek iyi olurdu.

Kapıyı kapattı, banyo da ikimize kaldı.

İki büyük adımla yanıma ulaştı, ben zaten aynanın karşısında, musluğun önünde durmuştum. Onun gelişini direkt izlemek yerine aynadan yansımasını izledim. O da aynı şekilde yanımda durmasıyla sağ tarafında kalan bana değil, aynada yanakları yaşadığı utancın ve heyecanın göstergesi olarak kızarmış yüzüme baktı.

ALDI AH'IMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin