Bölüm 20: "Kavuşacak Gibi De Değiliz."

10.9K 586 366
                                    

Direkt bölüme geçelim, satır arası yorumlarımızı ve parıl parıl yıldızlarımızı da eksik etmeyelim. Motive olurum böylece <3

Lana Del Rey, pretty when you cry

sınır: 300 oy 350 yorum

 Keyifli okumalar <3

 Keyifli okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🫧

Hayaldi bu, evet evet. Halüsinasyon görüyordum ben. Kulaklarım da ne zamandan beri gaipten sesler duymaya başlar olmuştu? Uykusuzluk ve mutsuzluk başıma vurmaya başlamıştı belli ki, yaşadıklarımın tek açıklaması ancak ve ancak bu olabilir.

Kırpmaya bile korktuğum kocaman açılmış gözlerimi ayılmak istercesine sımsıkı yumdum bu sefer. Yumdum ve bekledim. Çok kısa bir süre açmadım; bir, iki, üç... Dayanamadım, hayal olmamasından korkmaya başlamıştım. Gözlerimi açtım ve yere uzanmasına az kalmış hocamla başında çömelmiş Asil'i gördüm.

Hiç sırası olmasa da yanına eklemediğim 'abi' hitabına heyecanlanıp kıpır kıpır olan kalbime söz geçirmek için derin bir nefes almaya çalıştım ancak yapamadım.

Hayal değildi, halüsinasyon hiç değildi... Resmen yarı oturur vaziyette olan Mehmet hocanın başının yanına çömelmiş, çenesini sıkı sıkıya kavramış bir şeyler söylüyordu. Korkudan uğuldamaya başlayan kulaklarım, onun konuşmaktan çok küfreder gibi tonladığı haykırışlarını duymama izin vermiyordu.

Elim, refleks bir hareketle hızla aralanmış dudaklarıma kapandı ve aynı atiklikle yanlarına adımlamaya başladım korka korka. Bitmiştim ben. Onun bir yumrukla yere adeta fırlattığı hocamın beni dersten geçirmesi artık ihtimal dahilinde bile değildi. Dersi geçtim, okumamı bile engelleyebilirdi bu adam. Okumayı da geçsem Asil'in başına bir iş açılacaktı. Gerçekten bitmiştim...

Öyle bir durum olursa ben de kendimi 'bana sarkıntılık etti' diyerek savunurdum ama bana kim inanırdı ki? Yalnızdık, şahidim yoktu ve Mehmet hoca, gerçek anlamda çoğu kızın gözdesiydi hastanede. Beni rahatsız etti desem çoğu, haset gözlerle tam tersinin olduğunu iddia edecek, üstüne üstlük bu olayı benim Mehmet hocaya ilgim varmış gibi yayacaklardı.

Keşke Sude'nin yanından ayrılmış olmasaydım, çıkışta beraber çıksaydık diye yakınmaktan kendimi alıkoyamadım. Ama olan olmuştu ve gözlerimin önündeki bu manzara, ben bir yandan zihnimin içindekilerle boğuşup diğer yandan da onların yanına ulaşmaya çalışana kadar daha da feci bir hale gelmişti.

Asil'in, ilk önce Mehmet hocanın çenesini fırlatırcasına bıraktığını, hemen sonrasındaysa hedefine ulaşmak için sıkı sıkıya kapanmış ve havalanmış yumruğunu gördüm. Hayır hayır, devam etmesindi. Bir yumruk bile o hak etse de çoktu, ikinciye yetişip durdurmam lazımdı artık. "Asil abi! Dur!"

ALDI AH'IMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin