Bölüm 16: "Bir Tek Sana."

10.7K 495 216
                                    

🫧Oy yorum fırlatın gelsinnn🫧

Yeni bölüm için gerekenler: 130 oy 200 yorum

Keyifli okumalar

🫧


Duru Yargıcı anlatımından;

"Leyla! İkimiz de aynı tarafa gidemeyiz, kaç öbür tarafa!"

Ateş kapanıydı sanki adına Yakan top dediğimiz şu oyun. Bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturmaktan asıl ateş toplarını yanaklarıma yerleştirdiğimi hissediyordum.

"Ya, Sude de benimle aynı yöne koşuyor! Ben ne yapayım?"

"Leyla seninle aynı yöne koşmayayım, Duru'yla aynı yöne koşmayayım da ortada mı bekleyeyim beni vursunlar diye!"

Sude'nin isyanı sırasında sırtımızı Akif'le Kayra'ya vermiştik. Yüzümüz şimdi Mert abiye dönüktü. Tam da bu sırada cümlesi yeni biten Sude, kalakaldı. Çığır çığır bağırmayı tabii bilirdi, sevdiceğini görene kadar.

Mert abi, Sude'nin zıttı bir şekilde sırıtıyordu. Onu ilk defa doğal haliyle görmüştü sanırım, doğalından kastımsa içindeki cazgır kızın ortaya çıkışıydı elbette. 'İmdat' diye bağırıp elinde topu, yüzünde şapşal ifadesiyle dikilmekte olan Mert abiyi kendine getirmeyi düşünmedim değil. Ama şimdi dizi izler gibi onları izleyip bir de soluklanmak iyi gelmişti bünyeme. Biraz daha devam etsinler istedim.

Tabii ki bu isteğim, şu oyun grubundaki en gıcık olduğum kişi tarafından engellendi. Kayra efendi oyuna devam etmesi için Mert abiye seslendi ve hem onların güzel anlarını hem de benim nefeslenme molamı bitirmiş oldu. Buna neden oluşuyla hemen arkamdaki sert yüzüne dönerek ters bir bakış attım.

Bu niye bana bakıyor şimdi? Gerçi ben arkamı dönmüştüm, bakması normaldi. Planım, ters ters bakıp önüme dönmekti ancak o da gözlerini dikince bana, inat oldum. Üstüne üstlük bir de tek kaşını kaldırıp sorgular biçimde kafasını sallamasın mı?! Aklını alırım oğlum senin.

İçimden sövmeme devam ettim, göz temasımızı ilk o kesecekti. Ona neden bu kadar sinir olduğumu bilmiyordum ancak yıldızımız uyuşmamıştı herhalde. İtiyordu beni nedensizce.

"Duru! Önüne baksana top geliyor," diyen Leyla'ydı. Ay Mert abi hala atmamış mıydı o topu? Saf saf birbirlerine bakmalarını belli ki Kayra bitirememişti, sadece kısacık bir ara vermelerine neden olmuştu. O anlara şahit olmak için önüme döndüm. Ve dönmemle fark etmem bir oldu! Göz temasını kesen bendim, off. 

Arkama hızla ve hırsla dönerek ona baktım, serserice kıvrılmış dudağına ve kısılmış gözlerine. Zafer kazanmış ifadesini yok etmek isteyerek kaşlarımı çattım. Ancak bu, onun göğsünü gererek daha da sırıtmasına yol açmaktan başka bir şeye yaramadı.

İşaret parmağımı sinirli sinirli sallayarak 'görürsün sen' bakışlarımı attım Kayra efendiye. Paşama bak! Hala gülüyor ve ben geçen her saniye daha da sinir olmama engel olamıyorum. Bu yüzden önüme döndüm, kendimi germeme değmezdi. Sanki yeterince gerilmemişim gibi...

Ve o an, Mert abinin topu olabilecek en yumuşak şekilde, adeta Sude'nin kucağına attığını ve salak Sude'nin topu tutmadığını gördüğüm andı. 

Hayır hayır. Asıl bütün sinir hücrelerimin adeta şahlandığını, hali hazırda Kayra yüzünden gerilmiş zihnimin bana bir oyun oynamasını dilediğim andı. Ben mi çok büyütüyordum yoksa bunlar cidden safi salak mıydı? Aşk böyle bir şeydiyse aman, almayayım ben Allah'ım.

ALDI AH'IMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin