Bölüm 22: "Kalpsizsin!"

6.2K 445 355
                                    

Hadi bu bölümde yorum ve oyları uçuralım, sıralamalarda yükselelim. Nasıl fikir? Siz çok kolay bir şekilde yaparsınız.

Tüm bölümü Asil'in ağzından yazdım. Oldukça zordu ve sırf bunun için bile satırlarda bol bol yorum yapılır bence, Asil'in anlatımını sevdiğinizi düşünüyorum. 🤌

Sınır: 500 oy, 600 yorum 

Bu seferlik bölüm emojimiz var, 🐨🌴

Not: Tatile girdiğimiz için, sürekli yazıyorum ve sınır doldukça bölümler elinizde olacak. Size bağlı olarak sık sık bölüm atmayı planlıyorum. 


🐨


Asil Yargıcı anlatımından;

Nefes almak hiç bu kadar keyifli olmamıştı.

Aldığım soluğun, içime hapsetmek istediğim kokusuyla harmanlanmış o güzel havası akciğerlerime her geçen saniye bayram ettirmeye devam etti. Baş parmağım ilk defa bu kadar güzel bir yeri kavrayarak kirazı andıran alt dudağının üzerini usul usul okşadı.

Elimi boynundan bir daha ayrılmamak, ensesinden tutup kendime daha da yaklaştırmak, belki dudaklarının kenarına bir buse bırakmak için kendimle verdiğim savaştan mağlup ayrıldım çünkü onu korkutmak bu hayatta isteyeceğim en son şey bile değil.

Böylesi güzel gözlerine, ürkek bakışlarına zıt dillendirdiği sorunun kalbime zararını bilmiyordu. Onun hakkında şiirler yazamayacağımı mı düşünüyordu?

Alt alta mısralar, belki kafiyeli birkaç sözcük... Hiç bu kadar kolay gelmemişti gözüme şiir yazmak, karşımda beni şair edebilecek o varken zorlanmamı da bekleyemezdi, değil mi? Yine de hiçbir zaman, onun kalbinin yüzüne yansımış güzelliğine layık kelimeler dökülmezdi mürekkebimden kağıda, biliyordum.

Soruyu sorduktan sonra sanki ne dediğini yeni fark etmiş gibi utanarak kızarsa da cevabımı merakla beklediğini okyanus gözlerini gözlerimden çekmeyişinden anlıyordum.

O an fark ettim ki onun her bir hareketini beynime kazımışım.

Aldığı cevaptan sonraysa da dinen merakıyla tam bir utanç sardı etrafını. Isırdığı dudağı, ki bu beni oldukça zorlamakta, tüm görüş alanını bedenimle kapatmış olmam nedeniyle omuzlarımda ve künyemde gezdirdiği bakışlarını yakaladım.

Uzun ok kirpikleri, bence de korumalıydı o güzel gözleri...

Bu çekingenliği daha da harlayacak şeyler yapmamak için kendimi zorladım çünkü ona karşı koymak benim savaşım. Silahı elinde sıkı sıkıya tutuyor, yüreğime doğrultuyor. Yine de kendimi tutamadım, onu biraz daha utandırarak yanaklarında toplanmış kanı arttırmak ve hatırlayıp hatırlamadığını ölçmek amacıyla ağzımı açtım.

"Dün gece," deyip tepkisini bekledim. Dışarıdan Duru'nun adım sesleri gelmeye devam etse de umursayamadım. Önümde, kapıya sıkıştırmış olduğum çilek güzelinin de şoktan aralanmış dudaklarıyla bana bakarken bu tıkırtıları umursadığını pek sanmıyordum.

"Kızılların omzumda salınırken ve kolların boynuma dolanmışken pek de utanıyor gibi görünmüyordun."

Yanaklarındaki kızarıklık, ince boynuna kadar uzandı. Kesinlikle biliyordu, dün gece beni ne kadar mutlu bir adama dönüştürdüğünü bilmese de kucağımdan inmemek için bana sığınışlarını biliyordu. Ah, ne güzel bir akşamdı...

ALDI AH'IMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin