Bölüm 19: Lanet Hitap

9.7K 611 396
                                    

Siz oy ve yorumları coşturunca; 

Siz oy ve yorumları coşturunca; 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sınır: 250 oy 350 yorum 

Direkt bölüme geçelim. düşüncelerinizi okumak istiyorum, esirgemeyin lütfen. 

Yıldızları da parlatın parıl parıl aydınlansın bölüm.

Keyifli okumalar.


🫧


Derin Soyer'in anlatımından; 

Beynimi toparlayamıyordum. Söylediği sözlerle, avucumun ev sahipliği yaptığı göğsünde atan kalbinin hissiyle ne hale geldiğimi görmüyor muydu?

Perişandım, ben böyle bir acıyı kalbimde daha önce hissetmemiştim. Ağlamak istiyordum ama durmak zorundaydım. Sevdiğim adamın bana eziyet edercesine kurduğu cümleleri halı altına süpürmem gerekiyordu.

 Gönül yaram diyordu. Ona 'abi' dememi tembihleyen ve bu uğurda üç koca yılımı zindana çevirmiş adam, şimdi bu isteğinin ona yara olduğunu mu söylüyordu?

Eskiden gidişini yalnızca kendime yordum, üç yılımı bir de vicdan azabımla kendimi süründürmek istercesine yaşadım. Ancak şimdi anlamıştım, o da kendinden kaçmak için gitmişti. Burada benden de suçlu bir konumdaydı ne yazık ki. Ben onu kaçmasına teşvik etmiştim yalnızca, onun içinde kaçmak varmış zaten.

Kalbimde barındığı odacığının anahtarı kayıptı, bulamıyordum. Acı çektiğim yeter. Onu özgür bırakmak, kendimi de bir daha kimseyi sevemeyecek kadar yalnız bırakmak istiyordum.

Odacığın tek çıkışı kilitli kapıdan kan kusmak, kalbimi kırar ve beni sevgimden pişman ederse kalbime kan kusmayı reva görürdüm, önceden olsa. Ancak şimdi, onun da duyguları birer birer belirginleşmeye başlamışken zihnimde, kan da kussa kalbim olmuyordu, vazgeçemiyordum.

Ne yapmam gerekiyor bilmesem de ilk önce midemde baş gösteren sancı ve kararan gözlerime sahip çıkmalıydım. Fiziksel tüm problemlerimden arınınca duygularıma yönelecektim, kimsenin karşısında aciz duruma düşmemeliydim. Ağlamak, bir güç belirtisiydi ve ben içim çıkana kadar ağlayacaktım, yalnızken. Göz pınarlarıma doluşan sızılardan da bunun bir ön gösterim olduğunu, daha çok acı çekeceğimi hissedebiliyordum.

Yine de geriye bir adım attım aceleyle, beynimin içindeki harpten kurtulmak istercesine başımı iki yanıma salladım. Annemlerin bizi böyle görmesi, zaten kapılmış oldukları dünürlük oyununa yem olmaktan öteye geçmeyecekti. Annemin Berra teyzeye olan hitabı, hali hazırda neye odaklanacağını şaşırmış aklımın bir uçtan diğer uca savrulmasına yetmişti. Saygısızlık etmek istemiyordum ancak bir onlar eksikti...

ALDI AH'IMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin