02. beklenmedik süpriz

1K 95 44
                                    

Heyecanla benim için hazırlanan doğum günü partisine göz gezirdim, tüm sevdiklerim buradaydı. Bugünün doğum günüm olduğunu yoğunluktan unutmuştum.

"Izuku, iyiki doğdun sevgili oğlum." annemin bana kocaman sarılmasıyla gözümdeki minik yaşları serbest bıraktım. "Burası... Çok güzel olmuş, teşekkür ederim."

Sıra sıra herkes doğum günümü kutluyordu, hayır herkes değil, biri doğum günlerini saçma bularak odasına çekileceğini söylemiş ve gitmişti.

"Hediye vakti! Hadi sana aldığımız hediyeleri aç Deku!" heyecanla yanıma gelerek bana hediye paketini uzatan Uraraka'dan hediye paketini teşekkür ederek elinden aldım. Açtığımda ise devasa bir All Might posteri çıkmıştı. Heyecanla postere sarılırken All Might yanıma gelmişti, "İyiki doğdun Genç Midoriya. Doğum günün bitince yanıma uğra."

Hediyeleşme faslı bitmiş ve pastam çoktan kesilmişti. Pastadan kendime fazladan bir dilim almış ve fazla dilimi yemeyerek odasına çekilen Kacchan için saklamıştım.

Saat 12'yi çoktan geçmiş ve All Might ile ben dışında herkes -ben öyle sanıyordum- yatmıştı. All Might ile yurdun kapısına indik. "Güçlerini artık kontrol edebiliyor musun Genç Midoriya? Kara Kamçı ne durumda?"

"Artık daha iyi kontrol edebiliyorum, Endeavor'un yanında staj yaptığımdan beri daha iyi halde." "Sevindim." diyerek beni destekledi. "Tekrardan iyiki doğdun, iyi geceler Genç Midoriya." kısa konuşmanın ardından All Might yanımdan ayrılırken bende merdivenlerin tek basamağına oturdum.

Hava henüz çok güzeldi ve etraf çok sakindi. Gökyüzündeki şahane yıldızları izlerken yanıma hiç beklemediğim biri oturdu. "Henüz uyumamışsın, tahmin ettiğim gibi." gecede bile belli olan keskin gözleri benimkiyle buluştu, heyecan ve birazda tırsmayla birlikte ona baktım. "Kacchan? Sen neden uyumadın?"

"Ah lanet, birkaç saat önce senin doğum günün kutlanmıyor muydu?" "Evet de, sen yatmamış mıydın?" başını yana salladı ve ardından bana bir kutu uzattı, küçük bir hediye kutusu.

"Bu... Benim için mi?" "Senden başka kimin doğum günüydü inek!" onun sinirli haline kıkırdayarak elinden kutuyu aldım ve heyecanla açtım.

Bakugou'nun aldığı hediyeye yine gözyaşlarımı bırakırken ani bir anda sıkıca ona sarıldım. Beni itmedi fakat sarılmadı da, "Duygusallığa gerek yok alt tarafı bir hediye aldık."

Bana mağazada beğendiğim o kolyeyi almıştı. Sıkıca sarılmayı bırakınca kolyeyi elimden aldı, "Çok heyecanlandın, dön de takayim bari sana." sırtımı ona döndüğümde enseme yaklaşarak kolyeyi boynuma taktı, enseme burnunun sürtülmesiyle içim gıdıklandı, ayrıca sıcak nefesi de ensemi ısıtıyordu.

Hızlı bir şekilde benden biraz geriledi bende heyecanla ona baktım. "Teşekkürler Kacchan. Çok düşüncelisin." "Sen mızmızlandığın için aldım, başka anlamlar yükleme!" yanımdan kalkarak yurdun kapısına ilerlerken bende arkasından seslendim, "Masadaki pasta dilimi senin için, iyi geceler Kacchan!"

"Pasta falan yemem ayrıca sana da kötü geceler Deku!" sinirlice o içeri girerken bende onu takip ederek içeri girdim, az sonra masaya baktığımda onun pastayı almış olduğunu gördüm, yemem demişti ama almıştı.

Bakugou'nun Ağzından

Deku'ya hediyesini verdikten kısa bir süre sonra yatağıma girmiştim bile. Onun kolyesini takarken burnuma dolan onun kokusuyla kısa süreliğine kendimden geçmiştim. O gerçekten muhteşem biriydi, fakat benim için geçeceğim bir rakipten daha fazlası olamazdı, onu arkadaşım olarak bile görmüyordum. Sadece All Might'ın seçtiği bir varisti ve bende All Might'ın emekliliğinden kendimi sorumlu tuttuğum için Deku ve All Might'a yardım ediyordum.

Sabah yüzüme güneşin çarpmasıyla uyandım, "Şu lanet güneş neden her gün doğmak zorunda!" diye söylenerek odamdan çıkıp lavaboya doğru yürüdüm.

Yüzümü yıkadıktan sonra çoktan hazırlanmış olan kahvaltı sofrasına oturdum, "Bakugou da geldiğine göre herkes buradaysa kahvaltıya başlayabiliriz."

Deku tam çaprazımda oturuyordu ve yanında da Uraraka vardı, ikisi çok  mutlu görünüyorlardı, gerçi o uçan sinek Deku'nun yanında her zaman mutluydu.

Sinirli bir yüzle onlara bakarken Deku da bana baktı, yüzünde tahmin edemediğim bir gülümseme vardı, bana bakarak benim hakkımda konuşuyordu. "Bakugou çok romantik değil mi! Sandığımızdan daha düşünceliymiş!" Mina da Deku'nun diğer tarafında oturuyordu, "Ne romantiğpi be! Romantik falan değilim!" Deku, kolyesini Mina'ya gösterirken Mina da pek tahmin olmamış şekilde bana sırıtıyordu.

"Yemeğin de içine ediyorsunuz be!" diye söylenerek kahvaltı masasından sinirle kalkarak odama yöneldim.

happy birthday, deku !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin