happy birthday, deku !

12. film sahnesi

Sabah burnuma dolan güzel yumurta kokusu sayesinde uyanmıştım.

Kocaman yurtta sadece Kacchan ve ben vardık ve bu beni biraz tırsıyordu.

Altımda şort ve üzerimdeki tişörtle odadan çıkmıştım, mutfağa doğru ilerlerken beklediğim kişiyle karşılaşmıştım.

Altında eşofman, üzerinde ise hiçbir şey yoktu. Mutfak önlüğü göğsünü kapatmış fakat sırtını açık bırakmıştı.

Arkasına dönmeden seslendi, "Günaydın, bugün şanslı günündesin. Kahvaltıma yetiştin."

Elimi yumruk yapmış gözlerimi ovuşturarak sandalyeye oturdum ve kahvaltıya göz gezdirdim, "Çok güzel görünüyor."

İkimize de meyve suyu doldurduktan sonra mutfak önlüğünü çıkarıp karşıma oturmuştu, işte şimdi heybetli vücudu tamamen karşımdaydı.

Hâlâ dün yaşadıklarımın etkisinden çıkamamıştım, belki de ben abartıyordum.

"Biraz fazla sakinsin bakıyorum." bana bakarak tıkınırken bende gözlerimi tabağıma dikmiştim, "Öyle."

"Kacchan sen ailenin yanına gitmeyecek misin bu ara tatilde?" "O koca yaşlı kadının yanına gidip ne yapacağım be, başımın etini yiyecek akşama kadar!"

Kacchan elindeki meyve suyunu kafasına dikip kalkarken bende onu ardından izledim, ben bu kısa haftada annemin beni özleyeceğini bilerek gitmek isterdim ama son zamanlarda kolumu çok yıpratmıştım ve annem benim için çok endişeleniyordu.

Beni görüpte üzülmesini istemezdim, bu yüzden şimdilik yurttaydım. Kacchan ile hızlı bir şekilde kahvaltıyı toplayıp, bulaşıkları makineye yerleştirmiştik.

Onun için hayat kaldığı yerden devam ediyordu ben ise durumu kafaya çok takmıştım, fakat bunu çaktırmayarak günlük hâlime devam ettim.

Güneş yavaştan batmaya hazırlanıyordu, Kacchan da salona oturmuş hiç ona göre olmayan bir film izliyordu. "Deku, gel beraber izleyelim!" bana seslenmesiyle bu anı bekliyormuş gibi çekinerek onun yanına gitmiştim.

Ayaklarını sehpaya uzatmış ve sağ kolunu da koltuğun sırt dayama kısmına uzatmıştı. Onun sağ tarafına çekinerek oturunca sağ kolu benim omzuma düşmüş ve beni sıkıca kendine çekmişti.

"Bak Deku bu kısmı iyi izle çok iyi bir dövüş sahnesi!" ben heyecandan filme bile odaklanamıyordum ama Kacchan'ı kırmamak adına filme odaklanmaya çalıştım.

Normalde bu film romantik komediydi ve bu dövüş sahnesi de filmin baş karakterinin yaşaması içindi. Kacchan gözlerinden alev çıkararak sinirli bir şekilde ana karaktere söverken bende onun yan profilini izliyordum.

Bir anda bakışlarını bana kaydırınca göz göze gelmenin utançlığıyla başımı yana çevirdim, "Vay, bizim brokoli beni mi izliyordu?"

"H-hiçte bile! Gözüm kaymış, olamaz mı?" çenemden tutup ona bakmamı sağladı, "Olamaz efendim."

Ben yanından kaçmak için hareketlenmişken Kacchan'ın üzerime gelmesiyle koltuğa yaslandım ve o da bana doğru eğildi, çok yanlış bir şekilde duruyorduk, o çok yakındı.

Ben kızarmış bir şekilde yatarken o da yüzünü bana doğru eğmişti, "Sence biz neyiz?"

"A-arkadaş tabi!" o bana yaklaşınca ben gözlerimi sıkıca yummuştum, öpücüğünü bana bahşedecekken hiç beklemediğimiz biri gelmişti,

"Izuku? Bakugou? Ne yapıyorsunuz?"