29. yetimler yurdu

241 40 16
                                    

"Kacchan, poşet poşet oyuncak aldık ve hâlâ buranın neresi olduğunu anlamadım, neresi burası?" "Çocuk yurdu." "Ha? N'apacağız burada?" "Kendimize çocuk bakacağız." ben Deku'ya bakarak sırıtırken o da utanarak gözlerini kaçırmıştı. "Biraz ciddi olsan..." "Olamıyorum bebeğim." Deku tamamen bir domatese dönüşürken bende onun elini tutarak yurda girmiştim.

"İyi günler niçin gelmiştiniz?" "B-Biz hemen şimdi çıkıyorduk!" Deku'yu susması içiçn dürttükten sonra bize şaşırarak bakan kadına cevap verdim, "Çocukları ziyarete geldik."

Elimdeki poşetleri gösterince kadın bize baş sallayarak sağ tarafı işaret etmişti. "Çocuklar bahçede oynuyor, sizin gibi muhteşem kahramanları görünce eminimki çok sevinecekler, çok teşekkür ederiz."

Kadına cevap vermeden sağa doğru yönelirken Deku ise bir sürü teşekkür dileyerek peşimden geliyordu.

Biz bahçeye girdiğimiz anda sarışın bir çocuk bizi farketmişti, "Oha, bunlar televizyondaki kahramanlar değiller mi!" "Onlar gerçek miymiş?" "Çok yakışıklılar!" "Sevgililer mi, neden el ele tutuşuyorlar!" "Erkekler sevgili olamaz bir kere!"

Deku çocukları kucaklarken ben ise bacağıma yapışan veletleri savmaya çalışıyordum. "Kacchan, hem buraya geliyorsun hemde çocukları kovuyorsun. Biraz sevmeyi mi denesen?" "Bunların neyi sevilir be!" "K-Kacchan!" Deku bana kızarken bende onun dediğini deneyecektim.

Az önce bizi farkeden sarılı çocuk gelmiş ve kazağımın ucunu çekiştiriyordu. "Senin kasların neden bu kadar büyük? Kol kaslarının arasında yumurta kırabiliyor musun?" "Bu ne biçim soru be!"

Deku aldığımız oyuncakları dağıtmaya başladığı için çoğu çocuk poşetlerin etrafına toplansada bu sarılı çocuk beni ısrarla tutmaya devam ediyordu.

"Bıraksana lan beni! Git oyuncak alsana!" somurtarak beni tutmayı bırakmıştı, "Şu brokoli senin arkadaşın mı?" "Sevgilime brokoli deme lan!" "Nasıl bakmış acaba?" "Deku'nun bakılmayacak nesi var?" "Sen değil, o sana nasıl bakmış?" "Bana bak velet senin kafanı patlatırım, ben mükemmelim bir kere!"

"Sadece özgünlüğün güzel, sen gıcıksın!" "Sen daha gıcıksın!" "Ayrıca velet değilim, adım Kazuo!"

Deku elindeki oyuncak arabayla yanımıza gelmişti, "Ş-şey kavga etmeseniz mi?" "O başlattı!" ikimizde aynı şeyi söylerken Deku da bize gülerek bakmıştı, "İki inatçı keçi birbirini bulmuş desene."

Sarışın çocuk gidip Deku'nun bacağına sarılınca kıskanarak onu Deku'nun bacağından çekmeye çalışmıştım, "Çekil lan o benim sevgilimin bacağı!" "Kacchan, o daha çocuk, sence de abartmıyor musun?" "Ne çocuğu? O şeytan gibi!"

"Senin adın ne?" "I-Izuku Midoriya! Peki senin?" "Kazuo bende, buraya daha sık gelecek misiniz?" "Sanmam." "Ama ben seni çok sevdim! Şu sarılı adamdan daha iyisin." "Senin kafanı koparacağım!" 

Deku çocuğun başını okşarken bende  kıskançlıktan yerin dibine giriyordum. "Hadi gidelim sevgilim!" Deku'nun elini tutarak kendime çekiştirmiş ve onun omzuna kolumu atarak onu iyice kendime çekmiştim.

Yurttan çıktığımızda Deku gülerek bana bakıyordu, "Beni kıskandın." "Hiçte bile!" Parmak uçlarına kalkıp dudağıma bir öpücük kondurmuştu, ben utançla yüzümü çevirince o da koluma sarılmıştı, "Sevgilim."

Yol boyunca Deku'yu azarlamıştım, o çocuk yüzünden. Deku ise hiç bozuntuya vermeden sadece beni dinlemişti. "Çocuk bana bir daha gelip gelemeyeceğimizi sordu." "O oradayken seni oraya asla götürmem!" "Çocuklara öyle davranmasan seni de severler."

"Beni bir tek sen sevsen bana yeter." "Seviyorum seni," "Biliyorum." onun yeşil saçlarına öpücük bıraktıktan sonra yurdumuza girişi yapmıştık.

Üzerimizi değiştirmiş ve salona geçmiştik, "Şaka gibi, okullar tatilden çıkalı bir hafta oldu ama hemen sınava giriyoruz!" Kirishima'ya katılarak ortalığı yaygaraya verirken az sonra etrafı tatlı bir koku sarmıştı.

Kirishima yanımdan kalkmıştı ve Deku'yu yanıma doğru ittirmişlerdi, az sonra önümüze Sato bir pasta koymuştu. Pastanın yarısı sarı yarısı yeşildi. "Bu ne?" "Sevgili olmanızı kutluyoruz!"

"Gerek mi vardı lan!" ben etrafa kükrerken Deku ise çok duygulanmış olmalıydı ki göz yaşlarını serbest bırakmıştı, "Bu çok güzel değil mi sence de Kacchan?" "Sen beğendiysen güzeldir."

"Lanet, ağlayacak bir şey yok. Hemen ağlamasana." ona sıkıca sarılmıştım ve o da bana sarılınca etrafta bir alkış sesi yükselmişti. "Öp! Öp! Öp!"

"Gören de evleniyoruz sanacak. Bari bıçak getirinde gelinle birlikte pastayı keseyim." "Kacchan!" Sato bana bıçağı uzatınca elime almış ve Deku'nun da tutmasını sağlamıştım.

İkimizde bıçağı tutunca beraber pastayı kesmiştik. 

Dilimden bir çatal alarak Deku'nun ağzına götürmüştüm, "Hep beraber olalım sevgilim."

happy birthday, deku !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin