happy birthday, deku !

22. nefretten beslenen fikir

Uraraka'nın Ağzından

Kocaman bir nefret besliyordum. Aşktan eser mi kalmıştı ki?

Bakugou... Her seferinde benim istediklerimi elde etmeyi başarıyordu.

Deku ile Bakugou'nun sevgili olduğunu öğrendikten beri kendimi yorgun hissederek sadece yatmıştım. Bu yorgunluk fiziksel değil de ruhsaldı.

İçimde beslediğim kine karşı koyamıyordum, bir şeyler yapmalıydım.

Aklıma gelen dahi bir fikirden sonra bana lazım olan ilk kişi Toga'ydı. Bu yüzden kahraman kıyafetimi giyip Toga'yı bulabilmek için şehri turlamaya başlamıştım, düşündüğüm kadarıyla ara sokaklarda yine birilerinin kanını içiyor olabilirdi, bu yüzden temkinlice ara sokaklarda dolaşıyordum.

"Ochaco! Sana rastlamak bir tesadüf mü?" tahmin ettiğim gibi, saatlerce dolaşmanın ardından Toga'yı bulabilmiştim. Yanakları pembeleşmiş ve elindeki bıçağı bana doğrultarak adım atmıştı.

"Buraya seni yenmeye değil de sana bir anlaşma yapmaya geldim, ikimizin de seveceği bir anlaşma." yüzündeki gülümsemeyle bana baktı, "Sen ne istersen tabiki yaparım Ochaco, ama kanını içtikten sonra!" iğrenç bir sırıtmayla üzerime atlarken kendimi havalandırarak kurtulmuştum.

"Ochaco, kaçma. O zaman eğlencesi kalmıyor..." "Deku'yu bir daha görmek ister misin?" durmuş ve bana bakıyordu, "Deku mu? Nerede o? Onu çok seviyorum!" bu kıza gıcık oluyordum...

"Benim yerime yurda gir ve Bakugou'nun işini hallet." "Ben yurda giremem ki? Hem bunu neden yapıyormuşum? Ben Deku'yu istiyorum!" ani bir hızlı bıçağını bana doğru sallarken bende havalanmayı bırakarak yere inmiş ve öğrendiğim dövüş stiliyle onu tutmuştum, "Deku'nun ikimize de bakmayacağı bir gerçek var."

Yere düşen bıçaktan Toga'yı uzaklaştırmaya çalışırken ısrarla direniyordu, "Ne demek istiyorsun Ochaco?" "Deku'nun sevgilisi var." direnmeyi bırakmış ve hıçkırmıştı, "Nasıl yani? Kim o?" "Bakugou işte."

"Nasıl? Ama Bakugou erkek değil m-" "İşte burada sen devreye giriyorsun, ilk önce biraz kanımı al ve benim kılığımda gir şu yurda. Sonra da Bakugou'nun işini hallet, böylece Deku yine eski hâline dönecektir."

"Çok saçma bir fikir değil mi bu? Hem Bakugou çok güçlü, beni çok kısa sürede yakalarlar." "Yani red mi ediyorsun?" "Deku üzülmez mi? Onun üzülmesini istemiyorum." bir şeyler uydurmalıydım, bir şeyler yapmam lazımdı, Toga bunu başarabilecek tek kişiydi.

Ben konuşacakken Toga sinsice gülümsemişti, "Tamam fikir değiştirdim, sana yardım edeceğim. Hadi senin kanını içmeme izin ver." onu tutmayı bırakmıştım o da yerden bıçağını almıştı.

"Hazır mısın Ochaco?" "Çok derin kesmiyorsun değil mi?" "Aptalsın." hiç beklemediğim bir şekilde bıçak bacağıma denk gelmişti, acıyla yere düşerken Toga'ya bakmıştım, "Toga, ne yaptığının farkında mısın?"

"Bir kahraman asla gardını indirmemeli, çok aptalsın Ochaco. Ben şimdi o yurda senin kılığında girersem ne olabileceğini hiç düşünemedin mi? Tek yapmak biraz zor olacak ama ajan gibi içeriye sızarak hepinizi kökten çürüteceğim ve sende bana yardım eden geleceğin baş karası kahraman olacaksın."

Pişkin pişkin sırıtırken tüp yardımıyla da kanımı alıyordu, tüpün tamamı neredeyse dolmuştu. "Bu kadar kan ile uzun süre senin kılığında durabilirim." onu yakalamak istemiştim ama ayağa bile kalkamıyordum, "Ha, son olarak bir işim kaldı." bana yaklaşmış ve kafama sert bir biçimde vurmuştu, kafamı zemine çarpmamla kendimden geçmiştim.

Toga'nın Ağzından

Bayılmış olan Ochaco'yu kısa sürede kötülerin yanına götürmüş ve onu tamamen etkisiz bırakmıştım, onu bodrum katında bağlı tutuyorlardı ve onun başında bekleyen de 7-8 kötü vardı.

Planımı henüz Shigaraki'ye anlatmamıştım, aslında amacım herkese zarar vermek değil de ufak çaplı bir cinayet işlemekti, en sevdiğim.

Bu yüzden Shigaraki'yi aramayı bırakmış ve Ochaco'nun kılığına girerek U.A.'nin yolunu tutmuştum.

Yarım saatin sonucunda U.A.'nin yurdunun önündeydim.

"Beni bekle A sınıfı! Deku'yu görmek için sabırsızlanıyorum!"

İşte bu son adımdı, Ochaco'nun dengesizliği yüzünden kendi arkadaşları da tehlikeye girmişti, buradan bir can almadan asla gitmeyecektim.