happy birthday, deku !

11. beldeki havlu

Sabah Mineta'nın dedikleri aklıma dolanmıştı, her zamanki gibi saçmalamıştı ve işin kötüsü Kacchan beni yanlış anlamış olabilirdi, neyseki Kacchan işleri şakaya vurmuş ve pek alınmamıştı.

Yoğun çalışmanın ardından ılık bir duş almıştım, yurt arkadaşlarımın çoğu bir haftalığına ailesinin yanına dönmüştü bende annemin yanına gitmeyi planlıyordum fakat henüz karar verememiştim.

Yurtta kimsenin olmadığını düşündüğüm için duştan çıkarken sadece belime havlu  sarmıştım.

Fakat odama girdiğimde hazırlıksız yakalanmıştım, Kacchan yatağımın üzerine uzanmış bana bakıyordu, "Duşta boğuldun sandım, ne kadar uzun durdun öyle."

"Kacchan burada ne yapıyorsun? Sen ailenin yanına gitmemiş miydin?"

"Şu sabahki konu aklıma takılınca senin ailemden şuan daha önemli olduğunu düşündüm."

Yanaklarım kızarmaya başlamıştı, o sırada Kacchan da yataktan kalkmış ve yanıma yaklaşmıştı.

O yaklaştıkça ben gerilemiştim ve sırtım kapıyla buluşunca durmuştum, o da bunu fırsat bilerek dibime kadar sokulmuş ve kolu yardımıyla beni kapı ile arasına almıştı, "Izuku Midoriya, benden mi hoşlanıyorsun?"

Bu soruyu bekliyordum fakat sanki hazırlıksız yakalanmış gibi duraksamıştım, "Cevap vermiyorsun, o zaman bu evet mi demek?"

"Ne?" Kacchan'ın gözleri dudaklarıma kaydı, "Deku, beni anlamıyormuş gibi davranma." gözlerini kapatmış yüzünü dudaklarımı hedef alarak yaklaştırmıştı.

Dudaklarımın kenarına bir öpücük kondurmuştu fakat yüzünü hâlâ geri çekmemişti, "K-Kacchan..."

Dudaklarını biraz yukarı kaldırmış ve bu seferde burnumun ucunu öpmüştü, "Karşımda sadece bir havluyla duruyorsun ve ben ne kadar dayanabilirim bilmiyorum." diye yüzüme doğru fısıldarken benimde vücut ısım artmıştı.

Çenemden başlayarak köprücük kemiğime kadar minik öpücükler bırakmaya devam etmişti, "Sen cevabını verene kadar seni öpmeye devam edeceğim."

Onun büyüsüne kapılmıştım ve konuşamıyordum bile, "Kacchan..." kelimeleri bir araya getiremiyordum, "d-durur musun?"

"Niye, hoşuna gitmiyor mu?" vücudum karıncalanmıştı, o da o sırada havlumun ucunu tutmuştu, "Bunu çekersem n'olur?"

Kacchan kararlı bir şekilde havlumu tutmaya devam ederken bende kendimden hiç beklenmeyecek bir şey yaptım.

Adını koyamadığım ilişkimizin ilk adımını attım, onun yanaklarına ellerimi götürüp yüzünü kendime çekerek ona hislerimin öpücüğünü kondurdum.

Bu çok ani ve beklenmedikti, neden yaptığımı bilmiyordum, fakat bu his... çok güzeldi.

Havlumdaki eli beklediğim gibi havlumu bırakmıştı, o bırakır bırakmaz dudaklarımı onun dudaklarından çekmiştim.

Kacchan'ın yüz ifadesi değişmişti, yanakları hafiften pembeleşmiş ve bakışları yumuşamıştı, "Bu neydi şimdi?"

"H-havlumu bırakmamanın cezası." tanrım, kekelemeye başlamıştım.

"Bu cezayı çok sevdim~ Bir daha." elleriyle ellerimi kapıya yaslayarak adeta hapsetmişti ve onu engellemek için tüm olanakları yok etmişken tekrardan dudaklarıma yapışmıştı fakat bu sefer dudaklarımı emme seviyesine geçmişti.

Acı verici şekilde dudaklarımı ısırarak, çekiştirerek emiyordu ve bense şaşkınlıkla bu zevkin tadını çıkarıyordum. Daha önce hiç öpüşmemiştim, bu ilk öpücüğümdü ve bu anın hiç bitmemesini istiyordum.

Dilini ağzımın içine yollamış, ağzımın içini gıdıklayarak daireler çiziyordu. Az sonra dilimi yakalayıp emmeye başlamıştı, Kacchan bu işte çok iyiydi.

Dakikalarca benim acemiliğime rağmen nefes kesen bir şekilde öpüşmüştük.

Ürkekçe gözlerimi açıp ona baktım, şuan çok utanıyordum, ilk öpücüğümü çocukluk arkadaşıma vereceğimi düşünmezdim, gerçi bundan sonra sadece çocukluk arkadaşı olarak kalacağımızı düşünmüyordum.

Kacchan ellerimi serbest bırakınca ellerimle yüzümü kapadım, "K-Kacchan hadi çık çabuk!"

"Beni öylece öpüp de şimdi kovamazsın, açıklama bekliyorum, neden öptün beni?"

"A-ama sende beni öptün ben diyor muyum hiç! Hadi çık!" ellerimi yüzümden çekip onun omuzlarından ittirerek kapıyı açıp onu kapıdışarı etmiştim.

Utançla az önce yaşadığım anı aklımdan silmeye çalıştım, çok yanlış bir yola başvurmuştum ve geri dönüşte yoktu.