25. zorlu bitiş

266 40 9
                                    

Hastaneden ayrılalı 15 dakika civarı olmuştu ve biz alışveriş merkezine doğru gidiyorduk, Jirou Uraraka ile kalmıştı. Red Riot ve Tsukoyomi sayesinde Yaoyorozu ile Tsu-chan da hastaneye getirilmişti.

Alışveriş merkezine bakıldığında her yerden buzlar ve alevler görünüyordu fakat alevler sadece kırmızı değildi, cayır cayır mavi alevler ortalığı yakıp kavuruyordu.

"İçeride Eraser Head ve Shoto olmalı, ayriyetten iki kötü var!" "Biliyoruz, hadi dalalım!" Kacchan hiç beklemeden içeri girerken bende arkasından onu takip etmiştim.

İçeriye girdiğimizde ise iki tane Eraser Head vardı, "Siktir, hanginiz gerçek lan!"

"Benim!" "Benim!" ikisi de aynı anda konuşuyordu, Shoto ve Dabi savaşırken bende iki Eraser Head'e bakıyordum.

İkisini ayırmanın  tek yolu gözleri olabilirdi, Eraser Head'in gözleri çabuk acırdı ve biz gitmeden önce özgünlük sildiği için muhtemelen gözleri kızıl olmalıydı.

Doğru tahmin etmiştim, biri diğerine göre daha kanlanmış gözlere sahipti, "Bakugou, sahte olan soldaki!" "Deku, oyun bozanlık yapıyorsun!" Soldaki Toga'ydı ve ben cümlemi bitirir bitirmez üzerime bıçak ile atlamıştı, eğer Kacchan son anda atlayıp beni çekmeseydi muhtemelen bıçak kolumu sıyırırdı.

Eraser Head, göz damlasını sıktıktan sonra Toga'nın önce özgünlüğünü silmiş, sonra da biz yakalamıştık.

"Vay, bire karşı dört. Bu hiç adil olmayacak değil mi kardeşim?" Dabi, Shoto'ya bakarak gülerken Kacchan'da Dabi'nin yanında bitmişti, "Geber!"

Kacchan, Dabi'nin kafasına en sert vuruşunu patlatmıştı, yani öldürücü vuruşunu. 

Ağzım açık hayranlıkla Kacchan'ı izlerken Dabi de kafasına yediği patlama yüzünden baygınlıkla düşmüştü. "Yarı pislik herif, iyiki oyaladın!"

Kısa sürede polisin gelmesiyle baygın olan iki suçluyu da yakalamıştık, "Kötüler Birliği'nin iki kolunu da yakalamak iyi oldu, aferin çocuklar. Ve Bakugou, tebrik ederim."

"Ben Bakugou değilim, bana Great Explosion Murder God Dynamight diyeceksiniz!" ben kıkırdarken Kacchan da bana öldürücü bakışlar atmıştı.

"Hadi hastaneye gidelim." Eraser Head'in konuşmasıyla birlikte onay vererek ve yanan alışverişi profesyonellere bırakarak oradan ayrılmıştık.

Hastaneye geldiğimizde ben ilk Uraraka'yı görmek istesem de Kacchan'ın kızabileceğini düşünerek susmuştum, sıra sıra Yaoyorozu, Tsuyu ve Uraraka'yı ziyaret etmiştik.

Aradan 2 gün geçmişti, bugün kızların hastaneden taburcu günüydü. Yurda döndüklerinde bu olayın nasıl olduğunu herkes oldukça merak ediyordu.

Uraraka karamsarlıkla koltuğa oturmuş ve ona yönetilmis soruları  cevaplamayı susarak reddediyordu.

"Genç öğrenciler biraz kafa dağıtmaya mı gitsek acaba, hepiniz çok yoruldunuz!" bize seslenen All Might'a bakmıştım ve heyecanla hemen kabul etmiştim.

Tabii sadece ben değil hepimiz bu fikri beğenmişti.

"Öyleyse yarın pikniğe gideceğiz, A sınıfı yarına hazır olun!" "Hai!"

Kacchan bana doğru sırıtarak bakıyordu, tişörtümün kenarını tutmuş ve çekiştirerek ona bakmamı sağlamıştı, "Odama gelsene." "Kacchan şimdi mi?"

Biz fısıldaşarak konuşuyorken Kacchan da baş sallayarak onay vermişti, o önde ben arkada onun odasına ilerlemiştik.

O yatakta yatıyordu ve bende onun bacaklarının arasına uzanmıştım, yavaş bir biçimde saçlarımı okşuyordu, burası harbi rahattı, onun kucağı...

"Sence de Uraraka da bir gariplik yok mu?" gözlerimi hiç açmadan cevaplamıştım, "Bilmem~ Nasıl bir gariplik?"

"Bir şeyler saklıyor gibi." Kacchan gerçekten çok dikkatli biriydi, kafasına bir şey takarsa bunu kurcalardı, büyük ihtimal bir şey farketmişti, "Nereden anladın?"

"Kızlar beraber alışverişe gittiklerini söylediler, madem birlikte gittiler o zaman Uraraka neden alışveriş merkezinde değil de kötülerin elindeydi? Yani bu da demekki, alışveriş merkezine Uraraka hiç gitmedi ve yurda giren de Uraraka değil de Toga'ydı. O zaman Uraraka dışarıda Toga'ya yakalanmış olmalı, eğer böyleyse neden destek çağırmadı ya da neden kaçmamıştı? İkimizde Toga'nın ortalıkta boş gezmeyeceğini biliyoruz, o zaman Uraraka bunu kasıtlı olarak mı yapmıştı? Yoks-" başımı kaldırarak Kacchan'ın dudaklarına bir buse kondurmuştum, "Kacchan, çok düşünüyorsun, boşversene."

Kacchan kızarmış yanaklarını gizlemek için başını yana döndürmüştü, "Öyle öpülür mü?"

Yatmayı bırakıp onun kucağına oturarak kollarımı onun beline sarmış ve başımı onun koynuna yaslamıştım, o hep ben utandığım zaman benimle oynardı, şimdi sıra bendeydi.

"Kacchan~ Seni seviyorum." bana bakmamaya çalışarak dişlerini sıkıyordu "Sus."

Kendimden beklemediğim bir şekilde onun boynuna öpücük kondurmuştum, normalde bunu Kacchan yapardı.

Eliyle ağzını kapatarak bana bakıyordu ben ise pişkince sırıtıyordum, ben onun boynunu öpmeye devam ederken beklenmedik bir şekilde bileklerimden tutmuş ve beni yatağa sermişti.

Bileklerimi hâlâ sıkıca tutuyordu ve kızarmış yüzüyle bana üstten bakıyordu.

"Lanet, neler yaptın sen az önce?"
"Öpmemi seviyorsundur diye düşünmüştüm." yüzünü bana yaklaştırmış ve dudaklarıma bakarak fısıldamıştı, "Çok beğendim."

Kacchan dudağıma doğru eğilirken kapı birisi tarafından açılmıştı.

happy birthday, deku !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin