15. farkedilmeyen duygular

397 57 8
                                    

2 büyük boy patlamış mısır aldıktan sonra salona geri dönmüştük fakat Deku'nun yürüyebildiğini pek söyleyemezdim, "Kacchan, galiba belimi kırdın."

"Kes sesini de mısırları getir, annemler bizi bekliyordur." iki büyük boyu da Deku'ya taşıttırıyordum.

Az sonra salona dönmüştük. Ben yerime otururken annemde sessizce kükremeye başlamıştı. "Dakikalardır neredesiniz? Siz gideli yarım saat olmuştur! Bir patlamış mısır almak o kadar mı zor?"

"Deku korkudan altına yapacaktı, bu yüzden tuvalete uğradık ama sakar işte, tuvalette kilitli kaldı zar zor açtık." bu yalana ben bile inanmamıştım ama umursamayarak büyük boy mısır paketinin tekini annemlere uzatmıştım, diğer tekini de Deku ile arama koymuştum.

Deku bu sefer gözünü dahi kırpmadan filmi izliyordu, korksa da belli etmemeye çalışarak patlamış mısırı sömürüyordu.

"Deku, yavaş ye ya! Film bitmeden mısır bitti." ben söylenmeye devam ettikten yarım saat sonrasında lanet film bitmişti.

Geldiğimiz gibi eve geri dönmüştük. Deku misafir olduğu için benim yatağımda yatacaktı ve bende oturma odasında kanepe de yatacaktım, gerçi benim bir planım vardı.

Annemler yattığı gibi hızla uykuya dalarlardı, bunu fırsat bilerek onların uyuduğuna emin olduktan sonra kanepeden kalkarak odama sızmıştım.

"Deku, uyudun mu?" içeriye doğru fısıldayarak girmiştim. "Kacchan? Yok uyumadım." yatağımın kenarına yatıp ona sıkıca sarıldım.

"Oturma odasında dondum vallahi." "Yazın ortasında nasıl üşüdün?" "Sensiz her yer kış benim için." somurtarak bana baktı, "Hiç etkilenmedim."

"Öyle mi?" onun ensesine minik bir buse kondururken o da bacaklarını kendine çekmişti. "Neden geldin, hani sen kanepede yatmayacak mıydın?"

"Burası benim yatağım çok istiyorsan sen git." "Yoo, gitmeyeceğim."

"Hâlâ beni kanka olarak mı görüyorsun?"
"Hâlâ."
"Hâlâ mı?"
"Neden buna kafayı taktın?"
"Yat zıbarsana sen."

Ve konuşmamız burada sonlanmıştı, duygularını açığa vurmaıyordu, gerçi duygularından haberdar bile olmadığına emindim.

Sıkıca ona sarılarak başımı onun omzuna gömdüm. "Kacchan, öldüreceksin beni." bunu deyince daha da sıkı sarılmıştım.

"İyi geceler aptal."
"Sana da."

Sabah annemlerden biraz daha erken uyanıp kanepede yerimi almıştım. Dakikalar sonra annem de uyanmıştı, "Katsuki, kanepede rahat bir uyku çekebildin mi bakalım?"

"Rahattı." diye kısa keserken Deku da oturma odasına giriş yapmıştı. "Peki sen Izuku? Sen rahat mıydın?" "E-evet, teşekkür ederim!"

"Tatlı rollerini oynama Izuku," "Çok tatlı oluyorsun." son sözleri mırıltı şeklinde söylemiştim ve duymadığına emindim.

"Ne rolü? Bu benim doğal hâlim." "Yedik sanki." bana burun kırıştırarak gelip kanepenin diğer ucuna yavaşça oturmuştu, benden kaçınıyordu demek.

Bunu fırsat bilerek kanepede ona yaklaşmış ve kolumu onun omzuna atmıştım. "Deku~ Kaçış yok." bana bir şeyler mırıldanırken sendeleyerek kalkmıştı, daha yürüyemiyordu bile.

Deku sofrayı kurmak için anneme yardım ederken bende sofraya oturmuştum.

Kısa bir kahvaltının ardından sınıf grubundan mesaj gelmişti;

"Gençler saat 13.00'te sahilde buluşuyoruz, gelmeyi unutmayın, mayolarınızı da getirin!"

Ben Mina'nın mesajını es geçerken Deku heyecanla bana bakmıştı, "Gidiyoruz değil mi Kacchan?" sen istersen tabiki gideriz be tavşanım.

"Uraraka varsa gitmem ama çok istiyorsan, yanımdan ayrılmamak şartıyla gidebiliriz."

"Yaşasın!" Deku çocuk gibi sevinerek hızlıca bana sarılırken ben sadece gülümsemekle yetinmiştim.

happy birthday, deku !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin