bu bölümü erkenden atıyorum çünkü böyle bir bölüm taslakta kalsın istemedim.keyifli okumalar.
🩹
"Bunu yapmandan gerçekten yoruldum Hyunjin, hadi çık şuradan konuşalım!"
Ve sessiz kalışından anlamıştım ki tekrardan reddedilmiştim. Derin bir nefes aldım ve kilitli olan kapının dibine çöktüm ve sırtımı kapıya yasladım. Bacaklarımı kendime doğru çektim ve başım dizimde Hyunjin'i beklemeye başladım.
Buna artık alışmıştım diyebilirdim. Bazı günler Hyunjin'e aniden bir şeyler oluyor ve kendini bir yerlere kapatıyordu. Ona kızamıyordum çünkü biz zaten terapi de tanışmıştık. Neden böyleydi diyemiyordum bile çünkü neden böyle olduğunu anlayabiliyordum. Fakat neden beni iyileştireceğini söylerken onu iyileştirmeme izin vermiyordu? Neden sadece beni düşünüyordu da kendini düşünmüyordu?
"Hyunjin, hadi bebeğim çık. Birlikte halledebiliriz. Sorun ne ise bana söyle."
Yine sessiz kaldı, ya gülüyor ya sessiz kalıyordu zaten. Hyunjin'in hayatı bundan ibaretti.
Bir aydan fazladır birlikteydik. Sevgiliydik aslında ama bunu sadece dile getirmiyorduk. Bize göre sevgililik de bir kalıptı ve biz kalıplardan hoşlanmıyorduk. Fakat o bana bir süredir sevgilim diyordu ve bu çok hoşuma gidiyordu.
Birbirimizin her haline alışmıştık, berbat hallerimize bile. Fakat bir türlü Hyunjin'in kendini benden saklama olayını çözememiştik. Çöküş yaşadığında yanında olmama izin vermiyordu.
Hyunjin'e göre o hep birilerine destek olmak zorundaydı. Birilerinin elinden tutması lazımdı. Fakat kimse onun çökmüş halini görmemeliydi. Hep gülümsemeli ve kendini güçlü göstermeliydi.
Ancak böyle işe yarar biri olurdu, ancak böyle annesinin gözüne girebilirdi.
Çocukluğundan beri çekimden çekime koşmuş, ağır diyetler yapılmış, sokakta bile oynanmasına izim verilmemiş, sadece başarılı olması istenmiş henüz on dokuzuna yeni girmiş bir çocuktu Hyunjin.
Hyunjin'in olayı buydu işte. Gülümsemek. hayatı ciddiye almamak, acılarını derinden hissetmemek için gülümsemek. En sevdiği kitaptaki karakter sürekli gülümsüyor, en sevdiği yönetmen ise acılarına rağmen komedi filmleri çekiyordu. Hyunjin gibiler için gülümsemek bir kalkandı. Hyunjin gibiler için gülümsemek, ben iyiyim yalanına inandırıcı bir kanıttı.
Kaç dakika yerde oturarak onu bekledim bilmiyordum. Kaç dakika geçti ve Hyunjin ne yaptı bilmiyordum ama bir süre sonra kulağıma alışık olmadığı sesler ilişti. Aşık olduğum adam içeri de ağlıyordu ve ben ona ulaşamıyordum.
"Hyunjin," dedim çaresizce. "Ne olur aç kapıyı, görmek istiyorum seni." Birkaç kez kapıya vurdum yavaşça. Onu korkutmak istemiyordum.
"Uyumaya git sevgilim," dedi ağladığı belli olan sesi ile. "Geleceğim birazdan."
"Hyunjin!" Sesimi yükseltmiştim çünkü o ağladıkça kalbime bir ağırlık çöküyordu. "Ağlıyorsun ve içeride ne yaptığından nasıl hissettiğinden bile haberim yok, nasıl uyumamı isteyebiliyorsun?"
"Ağlamıyorum, gerçekten." dedi kısıkça.
"Yalancı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starry eyes, hyunho
Fanfictionintihara eğilimli minho, doktorunun zoruyla grup terapilerine katılır. angst. ⚠️ tw/ self harm, intihara meyilli dusunceler vb. |151022