Merhaba, düzenlenen ikinci bölüm sizlerle :) Keyifle okumanızı diliyorum.
"Hoş buldum." Deyip tebessüm eden Fırat baş selamı vererek asansöre binerken Asena da evinin kapısına ilerlemişti. Asansörün kapıları kapanıp Fırat gözden kaybolurken eve girdi ve kapıyı kapatıp kilitledi. Kısa bir duş alıp, pijamalarını giydikten sonra televizyonun karşısındaki koltuğa uzandı. Yaklaşık yarım saat içinde koltukta sızıp kalmıştı.
Sabahın ilk ışıklarıyla gözünü açtığında sırtının tutulduğunu hissederek kendine homurdandı. Zar zor doğrulup, mutfağa geçti ve kahve makinesini çalıştırdı. Kahvenin kokusu evi sararken üstünü değiştirmiş, kot pantolon, beyaz tişört ve kot ceketini giymişti. Üniformasını karargâhtaki odasında giyiyordu. Askeriye dışında sivil görünmek daha güvenliydi.
Makinede hazır olan kahvesini kupaya koyup balkona çıktığında sabahın serinliği etrafını sarmıştı. Yaz aylarında oldukları için tatlı bir serinlik hâkimdi. Birkaç saate yine yakıcı sıcak, şehri saracaktı. Kahvesini bitirip, bardağın boşunu bulaşık makinesine koyduğu gibi evden çıktı.
Kapısını kilitlediği esnada karşı dairenin de kapısı açılmıştı. Omzunun üstünden o tarafa bakıp Fırat'la göz göze gelince
"Günaydın komu..." deyip hemen sustu. Fırat mı dese Komutanım mı dese bilemiyor, nasıl hitap edeceğini kestiremeyince de ortalık iyice karışıyordu. Onun hâline tebessüm eden Fırat ise gayet rahat bir tavır ve gür bir sesle
"Günaydın Asena." Deyince kendisi de tebessüm etmişti.
"Alışmam zaman alacak gibi ama başarabilirim." Kendi kendine konuşur gibi söylediği sözlerle gülümseyişi belirgin bir hâl alan adam, asansörün tuşuna basıp beklerken, Asena da yanına gelmişti.
"Üniformalıyken Komutan, sivilken Fırat... Çok kolay aslında. Yaparsın yani!" alttan alta tiye alır gibi söylediği sözlerle kaşı havaya kalkan Asena tam ağzını açacaktı ki Fırat iki elini de havaya kaldırdı.
"Takılıyorum... Kızma, kızma."
"Asansör geldi Fırat! Yolumdan çekilirsen bineceğim." Deyip terslemesiyle gülecek gibi olan adamın hâline aldırmadan yanından geçip asansöre bindi. Fırat da hemen ardından kabine girince kapılar kapanmıştı.
"Eve yerleşebildin mi? Yardım falan lazım olursa..." diyen kadın az evvel burnunu havaya dikip ona efelenmemiş gibi sakin ve gerçekten yardım sever görünüyordu.
"Birkaç koli daha var açılacak. Onun dışında her şeyi hallettim. Bir de market alışverişi falan yapmam lazım ama evde uzun süre duramadığımız için erteliyorum."
"Hepimizin ortak sorunu sanırım bu. Ya alışveriş yapamıyoruz ya da aldıklarımızı tüketemeden göreve gidiyoruz ve döndüğümüzde bozulan her şeyi atıyoruz."
"Maalesef..." derken asansör durmuş, ikisi de otoparktaki araçlarına ilerlemişti.
"Görüşürüz." Diyerek araçlarına geçip hareket ettiler. Yol boyunca peşi sıra ilerlemiş, nizamiye kapısından geçip yine park alanında yan yana gelmişlerdi. Apartmandan çıkarken az da olsa gülümseyebilen yüzleri şimdi ciddiyete bürünmüştü.
Binaya girip kendi odasında soluğu alan Asena kapısını kilitlemişti. Bu oda ve yanındaki diğer odalar, burada uzun süre kaldıklarında kullanmaları için tim üyelerine aitti. Bir yatak, bir dolap, küçük bir masa vardı. Odanın ufak bir bölümü ise banyo ve tuvaletti. Görevden dönünce ilk duşunu burada alıyor, üstünü başını değiştirip sivil hayata dönüyordu. Tabi bu dönüş sadece görüntüdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA KURŞUNU -Asena&Fırat- (TAMAMLANDI)
Genel KurguLütfen Dikkat! Hikayeyi anlayabilmek adına Efsane, Esmerim Lâl ve Esmerim Abre kitaplarını okumanızı öneririm. Kitapları internette ya da kitapçılardan temin edebilirsiniz. Derseniz ki kitabımız yok. Olsun yine de hadi gelin okuyalım :) Binbaşı Fır...