⠀
19.10.22'"başka hayat mümkün değil."
tek çareyiz, birlikteyiz...
Eskimiş -fakat giymekten vazgeçemediğim- kabanın ceplerine sığınmaya çalışıyordum her zamanki gibi. Günü yine ellerimi ısıtabilmek derdiyle boğuşarak yarılamıştım. Aslında şikayetçi sayılmazdım hâlimden; büyük, daha büyük, kocaman sıkıntılar da çekebilirdim neticesinde. Asla ısınmayan ellerim bakış açısına göre bir lütuf bile sayılabilirdi... Evet, pozitif günümdeydim fakat böyle devam edeceğinin garantisi sunamazdım kimseye. Yaşıyorduk işte gelişigüzel.
"Bozuk plakvari" bir ruh hâliyle.
Ankara'nın soğuğu suratıma pek sağlam çarpıyordu o dakikalarda. Güneş bulutların ardına saklandığından, kim bilir belki o da ısınabilmek için gizleniyordur böyle, başkentte kasvetli bir hava hüküm sürüyordu. Omuz silktim. Kulaklarımda tatlı bir şarkının notaları dolaşıyordu ve bu büyülü anı "Güneş neden sevmiyor bizi?" serzenişiyle bozmaya niyetli değildim.
Ben niyetli olmasam da birileri bir şekilde bozmalıydı tabii. Tam olarak bozmak diyemezdik de neyse...
Yanımdan geçip birkaç metre ileride duran siyah aracın kime ait olduğunu çok iyi bildiğimden araba geri geri gelirken olduğum yerde kalmıştım. Müziği durdurdum, kulaklıktan kurtuldum. Yanıma geldiğinde buğulu camın açılışını izledim sessizce.
Altay Bayındır görüş alanıma girdiğindeyse dudaklarımı birbirine bastırıyordum.
"Sana yeni bir kaban alacağım... Atla!"
Söylediği ilk şey göz devirmeme sebep olmuştu. Dil çıkardım. Üzerime giydiğim parçanın eskiliği, biçimi veya fıyatıyla ilgilenmezdim. Seviyordum, öyleyse sorun yoktu ve benim için sorun yoksa, diğerlerinin ne düşündüğü önemli bir mevzu olmaktan çıkıyordu.
O an bunları söylemekle uğraşmadım elbette. Tek yaptığım aracın etrafından dolaşarak ön koltuğa yerleşmekti. Emniyet kemerimi takarken bir taraftan da beremi çıkarıp bacaklarımın üzerine bırakmıştım. Gerçekten üşüdüğümün bilincine vardım o an. Ankara, bize tam olarak ne yapıyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lacivert | altay bayındır
Fanfictionneysek neyiz, cevap vermeyiz. altay bayındır ff.