YILANIN YAVRUSU

7.2K 242 45
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Yılanın Yavrusu"

GİRİŞ

•••
Yılanın yavrusu zehirsiz
olmaz.

•••

Sahipsiz gidişlerin, şahitleri olmaz.

Kendi kendinin katili olmak en kötü vazgeçiş, gecenin koynunda işlenen cinayetlerde, katil de kurban da tek kişidir.

Bazı insanlar kendi ateşlerini kendileri yakarlar.

İşte o vahşi ateşin yanması ufak bir kibrit çöpünün kendini feda etmesiyle başlar. Ta ki o ateş büyüyüp kendi var olma sebebini de ihanet ateşiyle yakana kadar. Sen sefanı keyfinle sürerken, onlar dili kesilmiş bir cellat gibi ihanetin yağlı urganını vefa diye boynuna dolarlar. Kabuslar gecelere misafir olur, gecelerin koynunda sabahlar ve o kabuslar vefa borcunu gecelere ihanetle öderler. İhanet ki, içine çekildiğin her an seni daha da çok zehirler. Bir anda gecelerin katili olur sabahlar ve o kolpa hayat seni içinde yaşadığın çöplükte ağırlar.

Bir çöp gibi.

"Asla bulamayacak," diyordu Dilba. "Ne yaparsa yapsın asla bulamayacak." Bunu derinden gelen bir iç güdüyle söylüyordu şüphesiz. Ablasıyla beraber yaşadığı evine varmasına iki sokak mesafe vardı. Gecenin bu saati Ankara'nın izbe sokaklarında yürürken yapacak tek şey öylece söylenmekti. Yanında yürüyen kişi bir ayyaşta olsa herhangi biriyle çene çalmak bu sokakları biraz daha çekilebilir hale getiriyordu.

"Herif iyi gizleniyor," diye konuştu Dilba'nın yanında yürüyen adam. Dilba'yla aralarında bir kaç yaş vardı. Tek işi sabahtan akşama kadar barlarda içmek olsa da hayatın gerçek yüzüyle daha çocukken tanışmış ve yaşama hevesini daha o zamanlar bir kuytuda terketmiş, sadece nefes alan milyonlarca insanın arasına, sadece nefes alan bir ölü olarak girmişti.

Saat gecenin üçüne geliyordu. Sokaklar, o köşe başlarına dikilmiş soluk lambaların aydınlatamayacağı kadar dardı. Bu saate buralarda sadece evsiz insanlar kalırdı. İçmekten çöp konteynerlarının yanına sızmış, her köşe başında yırtık kartonların üzerinde sabahlayan, sabah olunca, hiç var olmamış gibi ortalıktan kaybolan o hayalet insanlar... Bazı insanları sokaklar bile kabul etmiyordu. Aynı insanların sokakları kabullenemediği gibi.

Dilba burnuna gelen keskin bir kokuyla yüzünü buruşturdu. "Anlamıyorum Volki," diye mırıldandı yol kenarında ölmüş bir kedinin cesedinin yanından geçerken. "Kendini paralıyor o adama ulaşabilmek için... Şimdi adam gelse ben senin babanım dese bir çocuk gibi boynuna atlar biliyor musun?"

YILANIN YAVRUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin