11. SAPTANAN İHANETLER

2.8K 190 58
                                    

Keyifli okumalar...

11. BÖLÜM
"Saptanan İhanetler"

𓆙

İhanet, bir insanın inebileceği en alçak noktadır.

İşte o kör duygu, bedenine saplandığı vakit asla kanatmaz sadece derin bir öfke akar o yaradan.

Cehennem ateşi gibi.

Bu yakıcı öfke, Ruken'i ne denli yaktıysa tek bir saniye düşünmeden silaha sarılmıştı.

Ya kendini vuracaktı.

Ya da celladını.

"Bilmiyorum, çıkmış gitmiş. Her tarafa baktık ama yok." Güven'in kurduğu bu son cümleyle beraber, odanın içinde ki herkes ayaklanmıştı.

Yan tarafımda duran Berşan Hanım'ın hareketlendiğini farkettiğimde hafifçe ona döndüm. Bir anda yüzü bembeyaz kesilmişti ve gözlerine inen dehşetin şiddeti karşısında bir kaç saniye duraksamak zorunda kaldım. Berşan Hanım, ilk önce Azer'e taraf baktı. Ellerinin titremeye başladığını görür görmez kaşlarım çatıldı ve hafifçe Berşan Hanımın koluna dokundum. "İyi misiniz?"

Berşan Hanım, gözlerini bir an olsun Azer'den ayırmadı. "Kendine," diye konuştu kesik kesik, sesi titriyordu. "Azer," Kolları bana tutundu. "Azer, kardeşin bir şey yaptı kendine..."

Azer'in bakışlarına o an öyle bir ifade yerleşti ki, odadaki herkesin onun bu öfkesinden korktuğuna yemin edebilirdim. Kasılan çene hatları ve gözlerine yerleşen bu ifadeyle bakışlarını Güven'e taraf çevirdi. "Nasıl farketmezsiniz lan?" diye sordu oldukça sert bir sesle.

Berşan Hanım'ın koluma tutunan elleri sıkılaştığında, Berşan Hanıma taraf baktım. Adeta donup kalmış gibiydi. Neden bilmiyorum ama bu korkunun sadece bu olaydan kaynaklandığını düşünmüyordum. Travması var gibiydi.

Şu an farkında değildi ama nefesini tutuyordu.

Hafifçe Berşan Hanımı sarstım. "Berşan Hanım," diye konuştum ama o beni duymadı bile. Onu bu sefer biraz daha şiddetli sarstığımda adeta irkilircesine bana taraf baktı. "Nefes alın."

Berşan Hanım zorlukla nefes almaya çalıştığında, Mercan hemen yanımıza koşup Berşan Hanımı tuttu ve beraber koltuğa oturttuk.

O sırada Güven, Azer'e taraf baktı ve kafasını salladı. "Adamlar kapıdan bir an bile ayrılmamışlar," dedi telaşlı bir sesle. "Arka garajın kapısından çıkıp gitmiş."

Azer, bu son cümleyle beraber bir saniye bile beklemeden odadan çıktı. Güven, Azer'in peşine takılacağı sırada bir an duraksadı ve hızlıca odanın içinde gezdirdi bakışlarını ve en son bana baktı. "Dilba Hanım," diye konuştu ciddi bir sesle. "Ne olduğunu bilmiyoruz, eğer kendine bir şey..." O bunu dediğinde Berşan Hanım herkesin aklına gelen ihtimalle hıçkırarak ağlamaya başladı. Güven ise göz ucuyla Berşan Hanıma baktı ve sonra tekrar bana döndü. "Siz de gelseniz iyi olacak."

Hafifçe kafamı salladım ve bekletmeden Güven'in olduğu tarafa doğru yürümeye başladım. Biz beraber odadan çıktığımız zaman, Harun da koşarak yanımızdan geçip Azer'e yetişmeye çalıştı. Aceleci adımlarla merdivenlerden inerken, hafifçe Güven'e taraf baktım. "Adil Bey'i neden çağırmadın?" diye sordum. "O da doktor sonuçta."

Güven göz ucuyla bana baktı. "Azer Ağa çok sinirli," dedi merdivenleri ikişer ikişer inerken. "Adil Bey saçma bir laf eder, daha büyük olay çıkar."

YILANIN YAVRUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin