12. BİR NEFES KADAR

2.7K 227 119
                                    

Keyifli okumalar...

12. BÖLÜM
"Bir Nefes Kadar"


𓆙

Kaderin en karanlık ağıydı önüme dökülen intikam yeminleri.

Ve bir şerefsizin kanına akıttığım zehirdi uykularımın kansız katili.

Bir gece yarısı boğazıma sarılan eller benim nefesimi değil, kendi katilinin kalan son vicdanını katlettiğinde, Azrail'in soğuk nefesi yanından geçti kimsesiz kalmış riyakar bedenimin.

Yıllar önce, bir gece yarısı sarhoş olup bizim evin sokağında sızıp kaldığımda, Yaren'in beni telaşlı bir suratla bulduğu geceye dönmek isteseydim eğer, onun bana; herzaman seni sokaklardan toplayacak bir ablan olmayacak demesini engellemek isterdim mesela. O sarhoş halimle bile bu cümleyi zihnime hapsedebilmişken, neden beni yaşama tutunduran bir hayatı alamamıştım ki ölüm denen darağacından?

İşte bunun gibi, başkalarının hayatıyla bu denli alakadarken, kendi hayatını bir hiç uğruna feda edecek kadar çelişkili insanlarla büyüttü beni bu zifir suratlı hayat.

Oysa en başta, kendi hayatı uğruna benim hayatımı feda edecek insanlar yüzünden gözlerimi açmamış mıydım ben bu dünyaya?

Gece boyu gözüme tek damla uyku girmediğinden, geçen tam bir saati daha karşı duvardaki saatten takip etti bakışlarım. Midyat'ın tepesindeki kara göğün, sabahın ilk ışıklarıyla paramparça edilişini uykusuz gözlerle seyretmiş, uyumayı bile denemediğim bir gecenin bitişini beklemiştim öylece.

Saat sekizi geçiyordu. Sırtımı yatağın başlığına dayamış boş gözlerle tek bir noktaya dalmıştı bakışlarım. Azer'in dün söylediği o cümle gece boyu aklımdan çıkmamıştı. O tarihi telaffuz edişi, bir bomba misali zihnimin ortasına düşmüştü.

Bana olması gerekenden çok daha yakındı.

Bunun olmaması gerekiyordu. O an zihnimde, dün akşam gözlerimin içine bakıp, ben hiç unutmadım dediği an tekrar canlandığında, göğüs kafesimin içindeki tutsağın isyanı başladı bir kez daha. Aynen dün akşam ve beni yalnız bırakmadığı o gece gibi. Bunun olduğunu farkettiğim an kucağımda buruşturduğum ince örtüyü avuçlarımla ezdim bir süre. Bu olmayacaktı. Kontrolümü kaybetmeme neden olan hiçbir şey zihnimde barınamazdı. Buna izin veremezdim.

Örtüyü yatağın diğer köşesine fırlatırcasına atarak çıktım yataktan ve banyoya doğru ilerlemeye başladım. Zihnimin içindeki ses bir saniye bile susmak bilmezken banyoya girip duşakabine yöneldim. Üzerimdekilerden kurtulup, buz gibi suyun beyaz fayansa akışını seyrettim bir kaç saniye boyunca. Ardından suyun altına girip, soğuk suyun bedenimi daldığı uykudan uyandırmasına izin verdim. Bedenime akan buz gibi su nefesimi keserken, dakikalarca bekledim suyun altında.

Beni kendime getirecek tek şey buydu.

Yarım saat süren duşun ardından banyodan çıkıp üzerime hızlıca bir şeyler geçirdim. Islak saçlarımı kurutup arkadan gevşek bir topuzla topladıktan sonra yüzümde ki yorgunluğu gizlemek adına hafif bir makyaj yaptım. Gece boyu uyumamıştım ve bunun anlaşılmasını istemiyordum.

Üzerime ince bir ceket alıp, telefonumu ve cüzdanımı ufak çantamın içine koydum. Helin'i görmek için bugün çalıştığı hastaneye gidecektim. Ruken olayını duyup duymadığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama nasıl olduğunu gidip görmem gerekiyordu.

YILANIN YAVRUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin