4. BORANLI TAHTI

2.6K 153 12
                                    


Ben geldim:)

Oy ve yorumlarınızdan beni mahrum etmeyin lütfen.

Oy veya yorum sınırı koymak istemiyorum bu yüzden elinizden geldiğince yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz ❤️

Keyifli okumalar...

4. BÖLÜM
"Boranlı Tahtı"

Şebnem Ferah, Od

Yaklaşık bir saattir, Lebriz Hanım'ın gönderdiği adamlarla beraber, aynı masada oturuyorduk. İkisinin de ağzından tek kelime çıkmıyordu. Gerçekten sıkılmıştım. Lebriz Hanım, başıma diktiği adamlar sayesinde, buraya gelmek için acele etme gereği duymuyordu anlaşılan. Muhtemelen, bu hareketimle kendisini biraz sinirlendirmiştim.

Zaten istediğim de tam olarak buydu.

Ama asıl istediğim; Adil denen adamın sinirlenmesiydi.

"Ne zaman gelecek, hanımınız?" diye sordum alaycı bir sesle. "Böyle burada durup bön bön birbirimize mi bakacağız?"

Adamlardan öbürüne nazaran daha aksi suratlı olanı beni baştan aşağı süzdü. "Yani Dilba Hanım," dedi huzursuz bir sesle. "Koskoca Büyük Hanım ayağınıza geliyor, siz bir de şikayet ediyorsunuz."

"Ben mi çağırdım?" diye sordum. "Gelmeyeceğimi söyledim, anlamayan sizsiniz. Ben gayet açık konuştuğumu düşünüyorum."

Adam hafifçe kafasını salladı. "Bize de hak verin, ne yapacağınız pek belli olmuyor malum," dedi. "Dün yaptıklarınızdan sonra..."

"Şimdi anlaşıldı," diye homurdandım kollarımı önümde birleştirerek. "Boranlıların gerçek yüzünü ortaya çıkardım diye bu telaş."

Telefonuyla meşgul olan diğer adam kafasını kaldırıp, "Yanlışınız var," diye lafa girdi. "Boranlılar, çok saygıdeğer bir ailedir."

"Aynen," dedim ciddiyetsiz bir tavırla. "Kesin öyledir." Bakışlarımı onlardan ayırıp, pencereden dışarıya baktım. "Kendi öz kızına sahip çıkmayan bendim sanki..."

"Anlaşılan, dün akşam öfkenizi tamamıyla kusamamışsınız küçük hanım," arkamdan gelen kadın sesiyle beraber, kafamı hafifçe çevirdim ve bastonunu yere vura vura bize taraf gelen kadına baktım.

Lebriz Boranlı.

Kadının suratında ki hafif gülümseme tabikide keyiften değildi. Sadece insanların onu tasasız görmesini istiyor ve öyle davranıyordu. Bunu garipsemiyordum, çünkü bende çoğu zaman tam olarak bunu yapıyordum.

Yüzüne bir maske indirmek, ve sonsuza kadar ardında gizlenmek...

Karşımda oturan adamlar anında ayaklandılar ve biri hemen Lebriz Hanım için sandalyelerden birini çekip beklemeye başladı. Bu sırada arkada iki kadının daha bize doğru yaklaştığını yeni farketmiştim. Yüzünde keyifli bir gülümsemeyle gelip sandalyelerden birine oturan kadın, Berşan Hanım'dan başkası değildi. Diğer kadın, asık suratından anlaşılacağı üzere Adil Bey'in karısıydı. Arzu Hanım. Buraya kendi isteğiyle geldiğini hiç zannetmiyordum. Muhtemelen Büyük Hanım'ın ısrarı veya zorlaması üzerine gelmişti. Bu gayet açıktı.

Lebriz Hanım, geçip tam karşımda ki sandalyeye oturdu. Arzu Hanım ise önce biraz bekledi ve asık bir suratla Lebriz Hanım'a baktı. Lebriz Hanım, tavrından zerre ödün vermeden gözleriyle boş olan sandalyeyi gösterdi ve Arzu huzursuz bir nefes vererek bir kaç adım ilerleyip ağırca oturdu boş olan yere. Berşan Hanım ne kadar keyifliyse, Arzu bir o kadar keyifsizdi. Burada olmaktan nefret ettiği bariz bir şekilde ortadaydı.

YILANIN YAVRUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin