on dokuz eylül, cumartesi.
sabah sekiz alarmıyla uyanıp duşa girdim ve oyalanmadan çıkarak kıyafet seçmek için dolabımın önüne geçtim. dünden beri ne kadar düşünürsem düşüneyim karar veremiyordum ve çok gergindim.
"yardıma ihtiyacın var gibi"
annemin sesini duyduğum anda omuzlarımı düşürdüm.
"ne giyersem giyeyim chanyeol'un yanında kötü görünecekmişim gibi hissediyorum"
annem sırtımı okşayıp çalışma masamdaki sandalyeye oturdu.
"aklında hangileri giymek vardı"
giymeyi düşündüğüm kıyafetleri dolaptan çıkartıp, endişeli bakışlarımla anneme baktığımda annem bir şey demeden kalktı, kolyelerimin saat ve bilekliklerimin ve uzun zamandır takmadığım küpelerimin olduğu kısma yürüdü.
"bu küpelerini de takar mısın? uzun zamandır seni küpe takarken görmüyorum, doğrusu chanyeol de bence bu değişikliği beğenir."
"peki bu kıyafetler ile olur mu ki"
saçlarımı öpüp gülümsedi,
"hem de harika olur"
odadan çıktığında siyah badinin üzerine bol beyaz bir kısa kollu tişört geçirdim, siyah superskinny jeanimi de giydikten sonra annemin söylediği küpeyi, birinin ucunda kutup yıldızı, diğerinin ucunda pusula olan iki zincir uzun kolyeyi taktım. açık mavi kot ceketimi elime alarak aşağı indiğimde babam baştan aşağı süzdü.
"şu çocuk için bu kadar özeniyor olman beni kıskanç bir baba yapıyor"
yanaklarından öptüm,
"sen benim biricik babamsın"
bu esnada telefonum titredi, chanyeol geldiğine dair mesaj atmıştı.
saçlarımı son kez düzelterek evden çıktığımda, chanyeol'un de tıpkı benim gibi giyindiğini görünce gülmeden edemedim.
o da kot ceket ve içine beyaz balıkçı yaka bir tişört giymişti.
ve yanında açık mavi bir bisiklet vardı?
bisiklet neden ki?
"günaydın"
kollarını belime sarıp boynumdan öptü.
"günaydın güzelim. anlaşmamamıza rağmen ikimiz de aynı giyinmişiz"
"tam bir çift gibi görünüyoruz artık"
"e biz zaten çiftiz akıllı bıdık"
saçlarımı karıştırıp gülümsediğinde ben de gülümsedim.
"bisiklet nereden çıktı"
"hımm, sürpriz?"
gülerek omzuna vurdum yavaşça.
chanyeol bisikletin gidonuna taktığı, bisikletle aynı renk olan kaskı başıma geçirip bisiklet selesine oturduğunda önünü işaret etti,
"otur hadi"
şaşırsam da isteğini yerine getirerek önündeki kısma yan bir şekilde oturdum. kollarını iki yanımdan gidona uzatarak pedalları çevirmeye başladığında, sabahın hafif esintisi ve bisikletin hızının birleşerek yaptığı tatlı rüzgar ile geriye doğru dalganan saçlarını bu açıdan izlemenin keyfini gülerek sürdüm.
şu anki manzaram görülmeye değerdi doğrusu. yüzündeki sevimli gülümsemesi ile bisikleti sürerken, rüzgardan saçları dans edercesine salınıyordu, arada gözlerini bana yöneltip göz kırparak tekrar yola dönüyordu ve ara ara diliyle ıslattığı güzel dudakları çok öpülesi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sound of colors | chanbaek
Fanfiction[TAMAMLANDI] merhaba ben byun baekhyun ! kendimi kısaca tanıtmam gerekirse, sinestezik bir bireyim ve bu da; ruhunda duyduğum müziğin ve parmak uçlarındaki renklerin en güzel sahibi ile olan hikayem. park chanyeol ile byun baekhyun'un hikayesine h...
