İyi okumalar!
***
Mısra: Defne tekrardan rahatsız ediyorum kusura bakma ama şey söyleyecektim ben
Defne | Yazıyor
Defne: Ne söyleyecektin?
Mısra: Geçen gün çantana sigara koyan kız
Defne: Ee, nolmuş ona?
Mısra: Masanda oturuyor şuan
Defne: Nasıl yani?
Mısra: Adını bilmiyorum ama tam senin karşında olan.
Mısra: Kola içiyor.
Görüldü🎭| Mısra'nın ağzından
Telefonu ekranı ters olacak şekilde masanın üstüne bıraktım ve arkama yaslandım.
Defnelerin masasından sesler yükselmeye başlarken oldukça keyifliydim.
"Ne anlatıyorsun sen ya?! Basbaya koymuşsun işte!"
Diğer kız bir hışımla ayağa kalktığında sandalyesi geriye gitmiş, gürültü çıkararak yere düşmüştü.
"Yapmadım diyorum! Kıt mısın?! Anlamıyor musun?!"
Defne'de ayağa kalkarken sırıtmadan edemedim. Yesinlerdi birbirlerini.
"Ağzını topla, haddini bil! Benimle böyle konuşamazsın!"
"Nesin sen?! Sadrazamın sol taşağı mı?! Niye konuşamıyormuşum seninle böyle?!"
"Tekrar ediyorum: benimle düzgün konuş, Esila! Madem yaptın bir şey, itiraf et!"
Esila sinirle elini saçlarına daldırdı ve çekiştirdi. "Yapmadım diyorum ya! Yapmadım! Yap-ma-dım!"
Gerçekten yapmamıştı. Bu dörtlü arkadaş grubu o kadar samimiyetsizdi ki, sorgusuz sualsiz arkadaşının böyle bir şeyi yapabileceğine inanmıştı. Kanıt bile istememişti...
Defne'nin eli, Esila'nın yanağıyla buluşunca kantinin içinde tenin tene çarpma sesi duyuldu. Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken olanlar daha da çok ilgimi çekmeye başlamıştı.
Esila sertçe Defne'nin üstüne atıldığında kimse onu tutmaya çalışmamıştı. Defne'nin kahverengi saçlarını yolarken bir an bile tereddüt etmiyordu.
"Sen kimsinde bana vuruyorsun, orospu?!"
Kantinde yankılanan tiz çığlıkların hepsi Defne'ye aitti. Esila'nın elinden kurtulmaya çalışırken baya bir efor sarf ettmişti fakat pek bir işe yaradığını söyleyemezdim.
"Çağrı ne duruyorsun öyle?! Yardım etsene!" diye bağırınca anca dank etti bir şeyler Ahmet'e. Esila'nın belinden tutarak Defne'nin üzerinden aldı ama bunu öylesine yapmış gibiydi. Gözünde hiçbir endişe kırıntısı yoktu.
Endişeyi siktir ettim, duygu yoktu.
Kavga eden ikili ayrıldığında kantin sınırları içersine nöbetçi öğretmen de girmişti.
Ortalık iyice bayram yerine dönerken yavaşça sandalyeden kalktım. Ses çıkmıştı fakat insanların ilgisini daha hararetli olaylar çekiyordu. Bana bakma gereksinimi duymamışlardı bu yüzden.
Salına salına kantinden çıkarken keyfime diyecek yoktu.
Biri gitti, kaldı dört.
🎭| bölüm sonu
mısra be like
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zorba | textimsi [düzenleniyor]
Teen Fiction"Herkesi tanıttığıma göre," dedim kafamı sola yatırırken. "Yeniden tanışmanın zamanı geldi. Ben Mısra Yekta. Serhat Esen'in aklınca dolandırmaya çalıştığı Selçuk Yekta'nın kızı olan Mısra Yekta." Kim olduğumu duyan Esen ailesinin yüzünde beliren kor...