İyi okumalar!
***
Kantinin kapısından içeriye girdiğimde yağışlı olan hava nedeniyle epey dolu olduğunu fark etmiştim. Neredeyse tüm masalar doluydu. Yetmezmiş gibi yiyecek almak için bekleyen insan kuyruğu da kantinin ortasına kadar uzanıyordu.
Buralarda bir yerlerde olduğuna adım kadar emin olduğum Buğlem'e bakındım. Dünden sonra onunla konuşmaya çalışmak yüzsüzlük gibi olacaktı fakat başlamamız gereken bir tarih ödevi vardı...
Kantinin en arka köşesinde, cam kenarında olan masada, tek oturan kıvırcık saçlı kız oldukça tanıdıktı. Daha dikkatli bakınca Buğlem olduğunu anlamıştım.
Kantinin ortasında durduğumu daha yeni fark ederken, hareletlendim ve az önce gördüğüm Buğlem'e doğru yürümeye başladım. Çok uzun sayılmayacak bir süre sonunda geldiğim masada izin almadan bir sandalye çektim. Zaten hemen kalkacaktım, bir beş dakika oturmamdan kimseye zarar gelmezdi.
Buğlem baktığı telefondan kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırmasıyla kaşları şaşkınlıkla havalandı. Sonrasında da çatılmıştı zaten.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu büyük bir sakinlikle. Ben, beni terslemesini beklerken bu kadar kibar olması şaşırtıcıydı. Birisi dün benim ona yaptığım muameleyi bana yapsaydı, değil kibar olmak bir daha yüzüne bile bakmazdım.
"Ödeve başlayalım. Ne kadar erken, o kadar iyi." dedim aynı sakinlikle.
Kafasını onaylarcasına salladı. "Bence de."
"Yarın okul çıkışı, en yakın kütüphanede o zaman?" diye sordum. Cevap vereceği esnada masada boş olan diğer sandalyeler çekildi ve geçen gün bana çarpan çocuklar oturdu. Bir de maden suyu alıp gelen uyuz çocuk. Onun, Buğlem'in arkadaşı olmasına şaşırırken, artık hepsinden biraz daha şüohe duyuyordum.
Buğlem'in yanına oturan sarışın çocuk göz kırparak "Hayırdır?" diye sordu Buğlem'e. Eş zamanlı olarak kafasını da sallamıştı. "Bir ödev vardı da, onun hakkında konuşuyorduk." diye açıkladı.
"Dünden sonra mı?" diye sordu bir diğeri şaşkınlıkla. Anlaşılan Buğlem dün aramızda geçen tatsız konuşmadan arkadaşlarına da bahsetmişti. Şimdi anlaşılıyordu kötü kötü bakma çabaları...
"Dünü karıştırma." diye uyardı Buğlem onu.
Kendi aralarında konuşmaları daha fazla ilgimi çekmezken uzun süredir izleniyormuşum hissiyle kafamı çevirdim. Çaprazımda olacak şekilde Devrim oturuyordu ve çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Dün arkadaşıyla aramda geçen konuşmadandır diyerekten çok üstelemezken, gözlerimi gözlerinden çektim ve sandalyeyi geriye iterek kalktım.
Diğerleri ilgimi çok çekmediği için onlara bakmadan direkt Buğlem'e hitaben "Gelirsen gelirsin, gelmezsen de keyfin bilir. Tekte yapabilirim." diyerekten alternatif bir seçim sundum.
Ağzını açıp açıp kapamasına daha fazla katlanamazken vereceği cevabı bile beklemeden yanlarından ayrıldım.
Adımlarım direkt olarak az önce kantine girdiklerini fark ettiğim Defne'lerin masasına giderken, yanlarına geldiğimde hepsinin sorgulayıcı bakışları üstümdeydi.
Açıklama yapmamı istediklerini fark ettiğimde, "Beraber yapmamız gereken bir ödev vardı da." diyerekten açıkladım Buğlem'in yanına gitme sebebimi.
Defne direkt olarak az önce geldiğim masaya bakarak, "Eşini değiştir, başka birisiyle yap ne yapman gerekiyorsa." diye emrettiğinde benim bakışlarım da aynı masaya kaydığında az önceki çocuğun hâlâ beni seyrettiğini fark ettim. Kaşları artık çatık değildi fakat göz göze gelmemizle tekrardan çatılır gibi olmuştu. Daha fazla onu izlemem yanlış anlaşılmaya yol açacağı için bakmaktan vazgeçtim ve alayla kafamı salladım.
Fakat onlar o kadar aptaldı ki, onları alaya aldığımı bile fark edemediler.
🎭| bölüm sonu
arkdslr oluyomusum gibi bir his ama olmuyorum maalesef...
yaklasik bir bucuk aydir hastalik halindeyim...tam iyilestim derken bi bakiyorum tekrar hasta olmusum ilac icmeyi tercih etmeyen biri olaraktan da doktora gitmiyordum fakat bugun gittim ve ogrendim ki enfeksiyon baslangici varmis...
sinav haftamin gelmesi haricinde bir sorun yok🤡🤡
neyse oyle iste kendinize cokca iyi bakin, benim gibi mal olmayin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zorba | textimsi [düzenleniyor]
Teen Fiction"Herkesi tanıttığıma göre," dedim kafamı sola yatırırken. "Yeniden tanışmanın zamanı geldi. Ben Mısra Yekta. Serhat Esen'in aklınca dolandırmaya çalıştığı Selçuk Yekta'nın kızı olan Mısra Yekta." Kim olduğumu duyan Esen ailesinin yüzünde beliren kor...