Bir hayli geç olmuştu. Evini toplayıp süpürmüş, henüz erken diye yatsı namazı sonrası kuran okumaya oturmuştu. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı bile. Kuran kitabını yerine kaldırıp ışığı kapatarak odasına geçti. Duvarda ki gece lambasını yakıp yazmasını ve eteğini çıkararak yatağına gitti. Kapıyı kilitlemişti, camlar da kapalıydı. Huzurla yumdu gözlerini, kuş gibi hafifti.
Ne zaman daldığını bilmediği uykudan camın tıklatılmasıyla uyandı. Besmele çekerken yataktan kalktı, yazmasını başına çekip perdeyi kenara çektiğinde neye uğradığını şaşırmıştı.
"Agir Bey!" Pencereyi açtı. "Ne işiniz var burada?"
"Seni merak ettim."
"Niye? Şey kapıya gelsenize, böyle konuşmayalım."
"Yok, gideceğim hemen."
"Bir sorun mu var?" Başını uzatıp etrafı kolaçan etti Gülce. Gecenin bir yarısı yatak odasının camının önünde adam vardı. Gören olsa dillere düşerdi. Adamın eli başına değince midesi kasılıp nefesi kursağına takıldı.
Agir, yazmayı usul usul çekip aldı başından. Gülce'nin kahverengi kızılı saçları omuzlarına dökülünce adam kokusunu duymuş, burnuna çarpan saçların yumuşaklığıyla gözlerini yummuştu
"Agir Bey." Sesi fısıltıydı ama titriyordu da. Yüzünü soluna çeviremiyordu, oradaydı çünkü nefesi saçlarına çarpıyordu. Gülce kendini geri çekmenin bir yolunu bulamıyordu, üstelik sanki bütün gücü yitip gitmiş de onu ayakta görünmez ipler tutuyormuş gibi. Adamın eli yüzüne gelince aynı ateş sardı dört bir yanını.
"Yapma" diye fısıldadığında adama dönüyordu yüzünü. "Lütfen..." Agir, kadının çekim gücüne karşı koyamıyordu. Onu arzuluyordu, onu öyle çok istiyordu ki bu kör olmak ve tek gördüğünün Gülce olması gibiydi. "Yapma, lütfen."
"Kendime engel olamıyorum, bunu bana sen yaptın" dedi adam. Gülce adamın avcunun içinde eriyip gidiyor, yılların yoksunluğu boy veriyordu. Adamın yaklaşan ağzının üstüne koydu sol elinin içini. Bir temas ikisini birden perişan ederdi. Hem çok tehlikeli, hem çok çekiciydi.
"Günah bu" derken gözleri dolu dolu olmuştu. "Çok günah."
Kadının elini tutarak ağzında çekti. Karanlığa alışan gözler birbirine değince duygular coşmuştu.
"Neden evlisin ki?"
"Git buradan Allah aşkına."
"Gideceğim ama" dedi elini sıkarken. "Yarın sana iş ayarlayacağım. Beni bekle tamam mı?"
"Benim bir işim var ya."
"Dediğimi yap Gülce."
"Tamam."
"Gülce-"
"Lütfen Agir Bey, gidin." Elini çekti, sonra kendini ve hızla kapadı pencereyi. Perdeyi çekemedi o rengi karanlıkta kaybolan gözleriyle bakarken. "Git" dedi sadece. Agir, keşke mümkün olsa da kapısında yatsa isterdi. Bekar olsaydı bu kimse için sorun olmazdı ama maalesef öyle değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVEDDET
Historia CortaBir depremde her şeyini kaybetmiş, bir başına hayatta kalmak zorundadır. Genç ve güzel Gülce, hem evlidir, hemde yasak duygulara kapılmak üzeredir...