Yorum yapmayı unutmayın...
İnstagram - betulokssuz
"Kalk bakalım" diye kapıya vuran kadının sesiyle sıçradı. Sabah olmuştu Gülce uyuklarken. Yaslandığı yerden ayırdı sırtını. Agir uyandı yanında. Kadın kapıya ardı ardına vururken Agir kalktı yataktan esneyerek gidip açtı kapıyı.
"Ana, ne oluyor?"
"Kaldır karını, kahvaltıyı hazırlasın."
"Başka kimse yok mu kahvaltı hazırlayacak?"
"Kızlar izinli bugün, düğün var akşam. Soru sorma bana."
"İyi iyi tamam." Kapıyı kapattığında Gülce ayağa kalktı.
"Benim yıkanmam lazım" dedi çokça çekinerek.
"Banyoyu mu göstereyim Gülce?"
"Evime gidebilirsem-"
"ORASI SENİN EVİN DEĞİL!" Yine bağırdı ama bu defa Gülce cidden korkmuştu. Sinir geçti, gerginlik azalınca korku çıktı ortaya çıkmayı bekledi yerden. Farkına vardığı bu yerde artık yalnız hissediyordu.
"Burası da değil!"
Adam her sözüyle bilfiil deliriyor, ona zarar vermemek için kendini tutuyordu. Uykusu kaçtı ve odanın içinde volta atmaya başladı. Elleri yüzünü ovuyor, kırıcı bir söz etmemek için dilini ısırıyordu.
"Ne yapacağız ha!" diyerek üstün gittiğinde Gülce yüzünü öteye dönerek kendini sıktı. Bedenini en ufacık sese duyarlılık kazandı. Agir sesini kontrol edemiyordu. "Canın isteyince oraya mı gideceğiz? Burada ne yapacağız peki? Sen sürekli hayalet gibi mi davranacaksın? Kabul et Gülce, ben senin kocanım, burası bizim evimiz" diye daha çok bağırdı. Dolan sarı gözlerinden düşen yaşlar.
Hiçbir farkı yok dedi ya, vardı aslında. Bu adamın bahsettiği sevginin öfkesiydi bu. En azından sevgisi vardı, başka hiçbir şeyi olmasa da. Karısının korktuğunu ve ağladığını görünce kollarını tuttu nazikçe.
"Neden böyle yapıyorsun Gülce?" Alnını kadının başına yasladı. "Seni seviyorum neden anlamıyorsun?"
"İnsan sevdiğine bunu yapmaz çünkü. Sen kolay olanı seçtin."
"Başka türlüsünü yapmak yolu uzatırdı, ben seni hemen istedim." Elini çenesine koyarak başını çevirdi. Yüzüne düşen yaşları sildi usulca. "Ağlama. Hep böyle olmayacak söz veriyorum."
Başını iki yana sallayarak ellerini indirdi. O hızla gidip hâlâ çantada olan eşyalarını da alıp odadan çıktı. Hemen yanda ki banyoya girip kapıyı kilitledi.
Agir peşinden çıktığında kapının kilit sesini duymuştu." Kapıda bekliyorum, duşunu al "dedi ama Gülce bunu yapamayacaktı. Bugün evine gitmenin bir yolunu bulacak duşunu evinden alacaktı. Isıtmayan şofbenini bile özlemişti. Üstünü değiştirdi hızla. Elini yüzünü yıkadı ve yeni bir yazma taktı. Ayağına temiz çoraplarından giydi. Kirlilerini çantaya koyup çıktı.
"Gülce?" Kolunu tuttuğunda çekti.
"Tamam bırak" dedi. Odaya bıraktı çantasını, sonra adamın yanından geçerek merdivenlere ulaştı. Merdivenleri inip mutfağa gittiğinde ise kimse yoktu. Her zaman olan şeyler, evde gelin var deyip burada da kimse yardım etmeyecekti nasılsa. İş yapmaktan gocunmuyordu da bir nankör gibi davranıyorlar ya, ona çok kızıyordu.
İnsan olduğunun farkında olsalar yeterdi oysa.
Burada bu işlerin nasıl yapıldığını bildiği için kahvaltı hazırlığına girişti. Çay suyu kaynıyordu, bunu koymuşlar neyse ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVEDDET
Historia CortaBir depremde her şeyini kaybetmiş, bir başına hayatta kalmak zorundadır. Genç ve güzel Gülce, hem evlidir, hemde yasak duygulara kapılmak üzeredir...