2- MUCİZE RÜYA

316 34 69
                                    

Destek olmak için yorum ve ⭐  unutmayın..

Aradan 3 ay geçmişti ben her gün çöp atma, bakkala gitme, sadece işim varmış gibi ortalıkta dolanma gibi binbir çeşit saçma bahaneyle kapının önüne gidip çaktırmadan bakıyordum. Ben mi yanlış görüp yanlış anlıyordum bilmiyorum ama çoğu kez ben bakmadığım zamanlarda bile kafamı çevirdiğimde onun bana baktığını görüyordum. Gerçi buna şahit olan Su, üst katımızda oturan kuzenim ve kardeşim Buse bile vardı şahit olarak bu 3 ay içinde. Hava kararmıştı . Saat 21.30 sularıydı. Oto yıkama da çoktan kapanmıştı tabii. Dışarıya çıkıp biraz dolaşmak istedim. Zaten annem ve babamla çok iyi anlaşamadığım için evde durmaktan haz etmiyordum. Kim bipolar bozukluğa sahip bir anne ve bu aileye manevi anlamda hiç destek çıkmayan bir babayla sürekli aynı evde olmak ister ki. Neyse ki son senemdi. Üniversitede kendi hayatımı kurabilirdim. Üzerime askılı altıma eşofman giyip kulaklığımla beraber evden çıktım. Çıkmadan yanıma 1 tane sigara aldım. Arada sırada tek başıma dışarıya çıktığımda içerdim. Parka gittiğimde telefonla oynarken karşımda duran bomboş parkı çekip yakın arkadaşlar kısmında hikayeme bir şarkıyla ekledim. Aradan 5 dakika bile geçmeden Berk abinin hikayeme yanıt verdiğini gördüm.

@berkcelik56 : Aa benim evin ordaki park.
@acelya.yldz : Aa öyle mi
@berkcelik56: Aa öyle
@berkcelik56: De senin ne işin var bu saatte orada ?
@acelya.yldz: Hiç oturuyorum.
@berkcelik56: Bekle. Geliyorum.
@acelya.yldz: Gelll.

Berk abiyle ne zaman karşılaşsak selamlaşırdık. Onun dışında bir samimiyetimiz yoktu. Hiç oturup konuşmamıştık. Ama beni sevdiğini bilirdim ki bende onu severdim. Aradan yarım saat geçmişti ki motor sesiyle başımı kaldırdım . 2-3 kişi motor sürüyor bağırışıp gülüşüyorlardı. Sesler kesildikten sonra Berk abinin parkın girişinden geldiğini gördüm. Motor kullandığını bilmiyordum.
Yanıma oturup gülümsedi.
-Naber ?
-İyi senden ?
-İyi.
Sanki bir şeyler söyleyecek gibiydi rahatsız şekilde kıpırdanıp gözlerime baktı.
-Senin canın sıkkın.
Dedi bakışlarını gözlerimden çekmeyerek. Tepemizden sarkan ağaç dallarına bakıp cevap verdim.
-Yo değil. Niye ki ?
-Bu saatte burdasın. Ve ben anlarım.
-Ben hep bu saatlerde çıkıyorum. Ve sen nerden anlarsın müneccim misin ?
Dedim kıkırdayarak. Ama o hala ciddiydi.

-Açelya bi şey var işte anlarım. Hem bak ben erkek halimle bile bu saatte tek dışarı çıkamam. Nasıl bi yerde yaşıyoruz farkında değil misin ? Başına binbir türlü şey gelebilir.

Bu kadar yükselmesine şaşırmıştım ama onun aksine sakindim.

- Ya cidden bi şeyim yok hava almak istedim. Ayrıca bildiğin bizim mahalle ya nolcak ben hep çıkıyorum bak sağlamım.

-Gözlerini kaçırıp kaçmaya çalışma.

Off sanki gözlerimi kaçırsam nereye kaçacağım yanımda oturuyorsun be adam !

-Aman Berk abi nereye kaçırcam gözümü etrafa bakıyorum.

Dedim hayıflanarak.

-Bak ben tek başıma çıkamam bu saatte. Biri bulaşır it kopuk var. Korkumdan değil. 2-3 kişi de olsa çarpar yıkar geçerim. Birinden korkumdan değil kendim öldürürüm adamı diye korkuyorum.

Dedi elini göstererek. Tabi herkesin sen gibi 1.95 boyu kürek gibi eli yok diyesim geldi ama demedim tabii ki yoksa o kürek ellerinden nasiplenebilirdim. İçimden geçenlere gülmemek için kendimi zor tutarak konuştum.

-Haklısın aslında. Her şey olabilir ve ben sen gibi kendimi savunamayabilirim.

Dedim gerçekten ona hak vererek.

Berk abi o gün arkadaşlarıyla gittiği pis ortamlardan, dükkanı nasıl açtıklarından, ilk ve son kez haklı bir sebepten bir kıza nasıl vurduğundan tut evlerinin fiyatına ve ekonomiye kadar her şeyden bahsetti bana.
En garip olanı renkli gözlü kızlardan hoşlanıyormuş. Çünkü kendisinde olmayan şeyi ararmış insan başkasında. Bunu söyleyince "E senin gözlerin ela gibi " dedim. O da gülümsedi. Hayır Açelya, ya adam yanlış anlarsa. Lafı "Senin karşıda renkli göz aramana gerek yok zaten gözlerin renkli en iyisi kahverengi gözlüler ilgini çeksin" demeye getirdim sanarsa... Gerçi kimse ben kadar kuruntu yapamaz. Ha bide evlenmek istiyormuş. Yani şöyle ki : kendine göre birini bulduğunda beklemek istemiyormuş ve karşısındaki kişinin kesinlikle kendi gibi eğlenceli birisi olması gerekiyormuş. Tabii ben durur muyum "E hani iki taraf birbirini tamamlardı. Karşıdaki de sıkıcı biri olsun nolcak " dedim. O da "Ben o kadar eğlenceli biriyken karım somurtup duracak ya da sıkıcı bulacaksa her şeyi ben ömür boyu onu bundan kurtarmak için uğraşamam." Dedi. E haklıydı bir bakıma .
Sanırım konuşacak konu kalmamıştı ki ikimizde boşluğa bakıyorduk.

-Film falan izle, kitap oku, satranç oyna öyle kafanı dağıt. Sokaklara çıkarak değil tamam mı ?

Dedi başını eğip gözlerime bakarken. Sanki 5 yaşındaki çocukla konuşuyor gibi tatlı konuşuyor, kırmaktan korkarak usulca davranıyordu. Hoşuma gitmişti bu tavrı.

-Film izlemeyi sevmem, satranç oynamayı bilmiyorum . Ama kitap okumaya bayılırım.

Dedim hızlıca.

-Satranç öğrenirsin kolay da film neden sevmiyorsun?

-Ya ben sıkıntıdan patlarım 2 saat izlerken falan çok sıkıcı geliyor düşünmesi bile.

-Bak ben sana netflix şifremi veriyim gir bak izle beğeneceğin bir sürü şey var. Ha bide İnception diye bir film var zekayı baya zorluyor ben 2. İzleyişimde anladım. Sana ödev onu mutlaka izle.

-Tamam ama çok uzundur o şimdi ben sıkıntıdan ölürüm izleyemem.

-Tamam o zaman beraber izleriz sıkılmazsın. Eğer ilk izleyişimizde anlarsan ne dilersen dile benden iddia koyuyorum bak ortaya.

-Anlaştık!

"Gerek yok" diye yakınmama rağmen benimle eve kadar yürümüştü. İlk defa onunla oturup sohbet etmiştim. Zeki ve kültürlü biri olduğu belliydi ama bu kadarı beni şaşırtmıştı. Hiç sıkılmamıştım yanındayken üstelik öyle bir anlatışı vardı ki dinlerken zaman su gibi geçmişti. Üzerimi değiştirip yatağa girdiğimde telefonu alıp instagramda gezinmeye başladım. 5 dakika önce Berk abi fotoğraf paylaşmıştı. Fotoğrafı beğenip. Dolaşmaya devam ettim.
Bi dakika... Ya o çocukta bu fotoğrafı beğenirse? Daha önce Berk abinin instagramına bakmıştım tabii ki ama o kadar takipçi ve takip ettikleri arasından bulmam imkansızdı. Fotoğrafa girip sayfayı yenileye yenileye her beğenen kişiye baktım. O kadar uykum gelmişti ki gözlerim kapanıyordu, ona rağmen hala aramaya devam ettim.

Kapının önünde yürüyorum. Oto yıkamanın önüne geldiğimde karşımda Berk abiyi görüyorum. Onu kenara itip arkasındaki çocuğa doğru ilerliyorum yavaşça . Yüzlerimiz neredeyse değecek birbirine. Ama bir anda uzaklaşıyor. Neredeyse gözden kaybolacak.
-Samet!
Diye seslendiğimde arkasına dönüp bana gülümsüyor.

Aniden açılan gözlerime gördüğüm rüyayının şokunda elime hızlıca telefonu aldım. Samet.Samet.Samet. Berk abinin takipçilerine girip saçma sapan olduğunun farkında olduğum bir umutla 'samet' yazdım. Çıkan ilk ve tek kişi.
Bu.
Bu.
Bu oydu.
Aylardır aradığım çocuk buydu.

Yazar notu:

●Bu bölümün uzun olduğunun farkındayım ama konuyu kavrayabilmeniz için böyle olması gerekiyor. Ve inanın gerçek haline kıyasla en kısa hali bu olayların...

? Sizce Berk Açelya'ya kardeş gözüyle baktığı için mi böyle  ?

? Sizce Açelya Samet'i neden direkt Berk'e sormadı ?

Sokak Arası (TEXTİNG) √ TAMAMLANDI √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin