Louis bugün asla işe gitmek istemiyordu. Patronu iyi ki onu seviyordu da çok sorun yaşamadan işe gitmeme kararı alabiliyordu.
Tabi ki bu kararı almasının en büyük sebebi biricik sevgilisini iki günüdür görmemesiydi bu Louis için rekor sayılırdı.Geldiği evin kapısını alacaklı gibi çalıyordu. "Louis bu ne telaş oğlum ne oldu?" Louis aynı telaşla "Sevgilimi özledim Bayan Styles hemen görmem gerek!" Kadın daha önce de böyle şeyler yaşadığından el mahkum kapının önünden çekildi.
Merdivenleri paldır küldür çıkıp Harry'nin odasının kapısını açtı. O sırada Boobear'a sarılarak şarkı dinleyen Harry çok korkmuştu. "Lou sen burda ne yapıyorsun işe gitmen lazımdı."
"Seni özledim 2 gün oldu Harry daha önce nasıl dayanıyormuşum ben? Aslında sen nasıl dayanıyorsun?" Onun tripli sesi Harry'nin keyfini daha da yerine getirdi. "Abartma Lou alt tarafı 2 gün." Hakaret etmiş gibi bakan maviler daha da gülmesine sebep oluyordu.
"Sen, sensiz kalsaydın beni anlardın sensiz yaşamak ne kadar zor bilmiyorsun!" Ah işte bu Harry için öldürücü darbeydi. "Bende seni özledim Lou'm ama bu yüzden işimi bırakamam değil mi?" Louis'in de keyfi yerine gelmişti. "Haklısın ama canıma tak etti kıvırcığım!" "Yine cıvımaya başladın otur da bir kahve yapıp geleyim." Louis onun önüne geçti. "Yok sen yorulma dışarıya çıkalım bu gün."
"Şey dışarısı beni biraz geriyor biliyorsun Lou." Louis elini tuttu. "Biliyorum ama başarabilirsin bunu da biliyorum. Bak artık elimi çok rahat tutuyorsun onu da yaparsın. Ben seninle tüm korkularını yenecegim." Harry Louis'in eline baktı cidden artık rahatsız olmuyordu.
"Sana güveniyorum. " Merhamet dolu bir bakış aldı. "Kendine güven sevgilim." Harry kafasını salladı. Louis için bunu yapacaktı. Yaklaşıp saçlarına güzel bir öpücük kondurdu. Louis bu hisse asla alışamayacaktı.
"Ben giyeniyim o zaman." "Tamam aşağıdayım." Harry'e uzaktan bir öpücük atıp aşağıya indi. Harry'e ise yine dolapla büyük bir savaşa girmek kaldı.
Aşağıya indiğinde annesinin ve sevgilisinin gülüştüğünü gördü. Bunu görmek cennetin fragmanı gibiydi. "Ama öyle değil mi Bayan Styles? " annesi gülüp ona kafa salladı. "Bana adımla seslen artık Louis öyle daha rahat ederiz hmm?" Louis gülümseyip "Şey tamam." Dediğinde. Merdivenleri bitirdi.
"Ben sizi hiç bölmeyeyim siz konuşun ben giderim." Onun alınmış tavrına gülüp "Sen olmazsan biz ne yaparız Haz? " dedi. "Gidin artık bende şu pembe dizimi rahat izleyeyim!" Anne'in isyanıyla kapıya doğru yol aldılar.
Kapıyı kapatan Harry "Annemle iyi bir yol almış gibisin artık adıyla seslenmeni istediğine göre?" Louis gülüp "Onu da seni tavladığım gibi tavladım. Tomlinson cazibesi bebeğim ne yaparsın?" "Ah evet haklısın ben kesinlikle o cazibeyi biliyorum ve kapıldım."
"Ee nereye gideceğiz?" Louis elini uzattı tutması için Harry davete cevap verip ellerini birleştirdi. "Öncelikle sevgilim duydum ki hiç kalabalık sevmiyormuşsun. Biraz kalabalık bir yere gidelim ne dersin?" Harry gerilmeye başlıyordu. Ya batırırsa ve Louis onu bırakırsa. Louis bunu anlamıştı. "Benim kıvırcık savaşçım ne yapacaktık savaşacaktık değil mi?" "Lou bu biraz anî oldu ama!"
"Sızlanma sevgilin bunun için var her zaman yanındayım. " daha fazla zorlamanın bir anlamı olmadığını anlayan Harry kendini ona bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect Love
Fanfic*TAMAMLANDI* Louis hayatın akışından yorulmuş dinlenmek isterken yeni bir hayatın kapısını açacağının farkında değildi.