Herkesin sırasıyla eski sevgilisiyle baş başa kaldığı bir WhatsApp grubu düşünün.
Önce çekişmeler, sonra itiraflar, kuralları bozan hamleler. Ardından döngüyü bekleyen, birbirini çok özlediğini fark eden yarım kalmış sevgiler.
Bu hikâye bir aşkı ya...
Karakterlerin anlatımından yazılan bölümlere geçiş yapıyoruz. Satır aralarını doldurmayı unutmayın olur mu, tepkilerinizi çok merak ediyorum..
Keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎼 Güneş, NKBİ
HALE
Doğum günü partisine sırf bir kişinin sinirini bozmak için gitmiş gibi hissettiğime inanamıyordum. Diğerleri dans etmeye devam ederken, arkadaşımın hediyesini verip kafeden çıkmıştım. Bir zamanlar özgürce eğlenmeyi bilen benliğimi özlüyordum.
Ayrıca unutmadan, o ormanı aslanın başına yıkmak istiyordum.
Asil'in benimle küstahça konuşmaya devam edebilmesinin bazı sebepleri vardı. Mesela gizli pençelere sahipmiş gibi davranmaktan hoşlanıyordu. Varlığını güç ve asaletin simgesi olarak görüyordu. Biri ona artık gerçeği söylemeliydi. O sadece egoistlik ruhlu ve mankafalı bir ergendi.
Ve her nasılsa şimdiye dek gördüğüm en baştan çıkarıcı gülümsemeye sahipti.
Fotoğrafına normalden daha uzun baktığımı fark ettiğimde telefonumun tuş kilidini kapattım. Taksinin, evimizin olduğu sokağa girmesini bekledim. Normalde en az yüz metrelik mesafe varken iner ve akşam yürüyüşü yapmaktan hoşlanırdım. Onunla son yazışmamızsa kafamı allak bullak etmişti.
Ücreti ödedikten sonra kendimi sonbahar akşamına bıraktım. Evimizin tamamen önünde olduğum için yürüyecek birkaç kısa metreden fazlasına sahip olmamam, kapıdan hemen gireceğim anlamına da gelmezdi. Başımı gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldım. Karanlığın beni kuşatmasını ve düşüncelerimi süpürmesini bekledim.
Bir kedi miyavlaması duyana dek bulutları izliyordum. Ses beni kendimi getirdiğinde silkelenerek yürümeye çalıştım. Aslında belki gerçek bile değildi. Bana kedi yavrusu diyen bir aslanın bilincimi karman çorman etmesiyle de bir ilgisi olabilirdi.
Ailem bugün evde olmadığından ışıklar yanmıyordu. Böyle günleri kardeşimle değerlendirmeyi seçsek de arkadaşlarımla eğlenmeye çıkacağım için o da anne ve babamızla gitmek zorunda kalmıştı. Anahtarımı aradığım saniyeler uzadıkça bunun berbat bir karar olduğuyla yüzleşiyordum.
Yakınlardan duyumsadığım kedi miyavlaması artarken başımı sağa sola sallayarak kapıyı açmaya çalıştım. Asil beni gerçekten delirtmiş olabilir miydi? Bu kadarına da gücü yeter miydi?
Ayak bileklerime sürünen bir tüy yumağı hissettiğimde içimde bir aralık bekleyen gergin çığlığı özgür bıraktım. Bu bir kediydi. Benim yüzümden ürkmüş bir kedi. Onu tutamayacağım bir hızla yola fırladığında korkuyla arkamı döndüm.
Adımları sakinleşmişti. Bu defa kuyruğunu havaya doğrultmuş, sahibinin bacaklarının etrafında dönüyordu. Asil yere eğilip kediyi aldı ve kollarının üstüne bırakıp kulaklarının arkasını okşadı. Kendini güvende hissettiğini gösteren mırıltıları bulunduğum yerden bile duyabiliyordum.