6

899 67 59
                                        

🎼Anıl Emre Daldal, B

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎼Anıl Emre Daldal, B

BERKAY

Defne moda tasarımı bölümünü kazanmadan önce de etekler, kazaklar, elbiseler tasarlamayı severdi. Ama ilk diktiği sökükler benim kıyafetlerimdeki bozulmalardı. Kendimi o kadar umursamazdım ki ve bazen de ailem tarafından o kadar görünmez olurdum ki bir kere okul hırkamdaki yırtığı fark etmemiştim. Defne artık ne zaman gördüyse, bir gün okula iğne iplik kutusuyla gelmişti.

İnat edip üstümden çıkarmadığımda siniri bozulmuştu. Çok istiyorsa hırka üstümdeyken tamir etmesini söylemiştim ve çatık kaşlarla işe koyulmuştu. Aslında benden uzağa gitmemesi için öyle yapmıştım. Bir kız tarafından ilk kez önemsendiğim için onu birkaç dakikalığına bile gözümün önünden ayırmak istememiştim.

Sonra da onu kaybetmiştim.

Defne ile bir döngüye girmiştik: Kazan, kaybet. Üz, güldür. Af dile, hataları tekrarla. Böyle zamanlarda ailem tarafından görünmez olmamın nedenini anlıyordum. Sanırım ben, biri bana derinden baksa bile kıymetini bilmeyeyim diye körleşiyordum. Birilerini, bana bakmadığı için suçlarken gözlerini açmayan da yine ben oluyordum.

Sonra hayata onunla bakmayı öğrendim.

Her şeye rağmen Defne'yle birlikte büyüdük. Bana ayrılacağı kadar kırıldığında, bir daha asla diye düşünmüştüm. Bir daha asla biri beni bu kadar çok sevmeyecek. Bu yüzden bize iki yıl önce tekrardan konuşma fırsatı verildiğinde, imkânsız olmayacağına inanmaya başlar başlamaz şansımı iyi kullanmaya gayret etmiştim.

İşe yaramıştı.

On ikinci sınıfın ilk gününden itibaren tekrar birlikteydik. Hiç saçmalamadım diyemem, Defne'yi üzmediğimeyse bir o kadar eminim. Çünkü bana demişti ki, nasıl bir şey olduğunu sayende biliyorum. Seni ikinci kez terk etmek zor olmaz. Bana bir zamandır kızgın olduğu için bu uyarıyı dikkate almıştım. Bu uyarıyı hak ettiğim gerçeğini hiç atlatamamıştım.

Şimdi, paylaştığı bir diğer fotoğrafa bakarken her ayrıntıyı inceleyebilmek için ağacın gölgesine sığındım. Dağınık yatağında kumaş parçaları, makaslar ve çizim sayfaları vardı. Tasarımlarını yapım aşamasındayken yayınlamaktan hoşlanırdı. Bu kez müzik, yoğun olmam sebebiyle buluşamadığımız için mesaj verir gibi yine bana gel diye başlıyor ve arkada tekrarlanan cümleler bizi hatırlatıyordu.

"Berkay'ım, bir bak bakayım buraya."

Ses karşıdan gelse de sanki arkamdaki duvardan fısıldanmış gibi irkilerek telefonu hızla kapattım. Yolun karşısına geçerken de cebime iyice yerleştirmeyi ihmal etmedim.

"Yavaş oğlum, o kadar acelesi yok. Öğle tatilindesin hem."

"Sorun değil Serhat Amca, bir şey mi oldu?"

Sevgili Eski SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin