11' Gençlik zamanı hikâyeleri

1.7K 255 28
                                    

when the sun loves the moon, reinaeiry

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

when the sun loves the moon, reinaeiry

*

Kim Taehyung hemen yanında, adımlarını kendi adımlarına uydurmaya çabalayan genç beden ile yürüyordu. İkisi de soğuk havaya aldırış etmiyor gibiydi. Jeon Jungkook arada duraksıyor, bir şey söylemek için dudaklarını aralıyor, yeniden kapanıyordu. Mutlu hissediyordu. Parmakları onun tenine değsin istiyordu. Biraz önce ellerini tutuyor olduğuna bile inanmak zor geliyordu ona. Jeon Jungkook'un gözlerinin içine bakmış, yanında olacağını haykırmış, yanında kalmak istemişti ve aldığı cevap ona sarılan kollar olmuştu. Kokusunu almıştı Jungkook'un. Yeni duş almış olmalıydı. Şampuan ve duş jelinin kokusu birbirine harman olmuştu. Ona sarılmıştı, Kim Taehyung onu kolları arasına almıştı.

Jeon Jungkook'u seviyor olmanın onu rahatlatan bir yanı olduğunu kabul etmeliydi. Parmakları bir kez daha onun eline çarptığında dayanamadı, onun eline doladı elini. Bakışlarını ayaklarına indirdi ve ona bakmaktan çekindi. Jeon Jungkook'un eli de onun elini sıktı, biraz daha yaklaştırdı bedenini. Kim Taehyung gülümsemeden edemedi. Cesaret aldı ondan, bakışlarını ona çevirdi. Jeon Jungkook tebessüm ediyordu, bakışları karşıya sabitlenmişti. Hayatı boyunca görebileceği en güzel insandı Jeon Jungkook. Onun yüzüne her açıdan bakmak nefesini kesiyordu. Sahil kenarına indiler beraber. Banka oturdular. Kim Taehyung onun soğuk ellerini alarak kendi sıcak ellerinin arasına hapsetti. O üşümesin, iyi hissetsin istiyordu.

"Bana hislerini ilk ne zaman anladım, biliyor musun hyung?"

Kendisine yöneltilen soru gözlerinin parıldamasına neden oldu. "Ne zaman?" diye sordu bedenini ona çevirerek, ona her yönden bakmak hoşuna gidiyordu. "Kelebekli kolyeyi çantamda bulduğum zaman. Notun ben bu çocuğa aşığım diye bağırıyordu hyung. Aklından geçenler bu muydu yazarken, bilmiyorum. Benim okuduklarımdan anladığım olarak buydu." Kim Taehyung'un gözleri onun boynundaki kolyeye kaydı. "Sana o notu yazarken hislerimi itiraf etmek elbette aklımda yoktu Jungkook. Ben iyi hisset istedim. O kelebeğin bir gün kozasından kurtulacağına, kanatlarını açarak uçacağına inan istedim." dedi Kim Taehyung, yanındaki bedenin kollarını boynuna dolamasını beklemiyordu o anda. Jeon Jungkook'un kokusu bir kez daha mest etti onu. Tüm güzellikler onun bedeninde hayat bulmuştu.

Soğuk havanın Jeon Jungkook'un titremesine neden olduğunu fark ettiğinde kalkmaları gerektiğini söyledi. "Seninle burada oturmayı, sana sarılmayı sevmiştim." dedi Jungkook ayağa kalkarken, o da sevmişti tüm bunları. Nasıl sevmezdi yüreğini kanatlandıran o kelebeğin kollarına sığınmasını, onda hayat bulmak istemesini? "Üşüyorsun ve benim sana verebilecek bir paltom yok. Bir gece tüm paltolarımıza sarılalım ve öyle sabaha kadar kalabilelim seninle." dedi Kim Taehyung, aynı yolu yan yana yürümeye başladılar. Parmakları birbirine çarpıp duruyordu. Kim Taehyung onun elni kavradı, parmaklarının birbirine dolanmasını sağladı.

bu yollar hep sana çıkar' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin