şecattin tanyerli , papatya*
Salı günü ışık hızında gelip çatmıştı. Taehyung akademinin koridorunda ileri geri yürürken tek tek içeri çağırılmayı bekleyen öğrenciler gergin bir şekilde sandalyelerde oturuyor ya da ayakta dikiliyorlardı. Her biri belirsizlik içindeydi, yüz ifadelerinden anlaşılabiliyordu. Taehyung onlara bakmamak için gözlerini yere dikmişti. Taeri içerideydi ve neler söylediği konusunda hiçbir fikri yoktu. Baş balet Taemin o girmeden birkaç dakika önce komitenin olduğu odadan çıkmıştı. "Merhaba." dedi biri, Taehyung durdu ve başını kaldırdı. Taemin ona bakıyordu. Bakışlarından ne düşündüğünü anlamak zordu. "Merhaba." diyerek karşılık verdi, Taemin kısa bir an arkasına, arkadaşlarına baktı ve yeniden Taehyung'a döndü.
"Sen doğru olanı yaptın, hyung. Ben birkaç kez denedim çaylakken ama kimse arkamda durmadı, beni desteklemedi. Benim de yanımda biri olsa güçlü olurdum. Jungkook harika bir balet. Mina, Soojin, Hyerin, Minho ya da diğerleri... Her biri mükemmeler ama içlerine kötü oldukları o kadar işlenmiş ki yetersiz olduklarını sanıyorlar."
Kim Taehyung onun sözlerini beklemiyordu. "Sakatlandığım zaman mutlu olan tek insan ben olabilirim. O adamın yüzünü görmemek o kadar iyi gelmişti ki! Pişman olma ve onun arkasında dur, ben denedim ama sanırım yetersiz kaldım." dedi Taemin, gergin görünüyordu. "Jungkook'tan mı hoşlanıyorsun?" diye sordu Taehyung, neden bilmiyordu ama son sözlerinde öyle bir şey sezinlemişti. "Hayır." dedi Taemin ama inkâr dolu bir reddediş değildi bu.
"Ona aşığım. Jungkook'a kaç kez ona yardım edebileceğimi, tüm bunları sona erdireceğimi söylesem de inanmadı bana. Güvenmedi. İnsan sevdiği birine güvenebilir. O baş balet olabilmesi için kendimi hasta ettim ama anlıyorum ki yüreğin birini sevmediği sürece seni sevenin yaptıklarını görmüyor."
Taemin'in sözleri beklenmedikti. Taehyung sevdiği adama birinin daha aşık olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalmayı beklemiyordu. Jungkook güzeldi. Her şeyiyle öylesine güzeldi ki birinin daha o güzelliği fark etmiş olmasına şaşırmaması gerekiyordu. "Jungkook seni seviyor. Rahatsız etmek için dile getirmedim, sadece seni ne kadar sevdiğini görmeni istedim. Onun için yaptıklarımın farkında olmasına rağmen bana bir adım dahi atmazdı." dedi Taemin, tek bir kelime edemiyordu onun karşısında. Odanın kapısı açıldı, Taeri gözleri dolu bir şekilde koridora adım attı. İçeriden başka birinin sesi duyuldu. Taeri karşılıklı duran iki kişiye baktı. "Özür dilerim." dedi Taeri yaklaşarak, neden özür diliyordu? Gerçeklerden bahsetmemiş miydi? Taeri'nin gözlerinden süzülen yaşları silmek istese dd yapamadı, eli gitmedi.
Kız kardeşi kollarını beline dolayarak kendisine sarıldığında gardını düşürmek zorunda kaldı. Saçlarını öptü, sorun olmadığını söyledi. Taeri'nin sesini duyan birkaç kişi endişeyle onlara bakıyordu. "Annem ve babam bahçede, seni eve götürsünler. Ben Jungkook'u bekleyeceğim." dedi Taehyung, kız kardeşinin çenesini tuttu ve kendisine bakmasını sağladı. "Üzülme, sorun yok." dedi, gözlerindeki yaşları sildi. "Jungkook çok ağlıyor, onun için özür diledim. Ben yakın arkadaşımı bu kadar yaraladığımı fark etmedim. Mina, Jungkook, Yerim... Hepsi benim arkadaşımdı ama ben sustum. Canım yanıyor. Önceden konuşmalı, iyi bir arkadaş olmalıydım onlara ama yapamadım, aciz birinin tekiyim." dedi Taeri, gözlerinden yeniden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Taehyung ona bir kez daha sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu yollar hep sana çıkar' taekook
Fanficbalet jeon jungkook ve ona aşık bir kim taehyung.