Tᴀᴋɪɴᴛɪʟɪ Üᴠᴇʏ| HyunLix

7

Hyunjin'den:

Sabah gözüme vuran ışıklar ile gözlerimi yavaşça araladım. Gözüme gelen güneş ışınları gözlerimi acıtıyordu. Tam karşımda olan, gözlerini açmış bir şekilde bana bakan Felix'e baktım. Hemen ayağa kalktım ve Felix'in yanına oturdum.

"Felix? Nasılsın güzelim?"

"Neden buradasın?"

"Senin yanında kalmak istedim çünkü bebeğim. Benim yüzümden geldi bunlar başına."

"Tamam. Şimdi git."

"Hayır. Gitmeyeceğim."

Gözlerini devirdi ve yatakta oturdu. Ardından karnından gelen tatlı gurultular ile küçük bir kahkaha attım.

"Çok mu komik?"

Yüzündeki ciddiyete karşılık gülümsemem bir anda soldu. Ayağa kalktım ve Felix'in yüzünü ellerim arasına aldım ve alnını öptüm. Beni itmesi ile yüzü ellerim arasında kaybolmuştu.

"Çekil şuradan! Beni öpebileceğini söyledim mi sana?"

"Ama Fe-"

"Sesini kes! Ya buradan def olup git, ya da bana yemek getir!"

"Peki."

Dolan gözlerimi umursamadan gitmeye başladım. Yan yatakta birbirine sarılarak uyuyan Jisung ve Minho'ya karşı gülümsedim. Keşke mecbur kalmasaydım ve seninle şu an böyle olabilseydik Felix.

Odadan çıktım ve aşağıdaki kafeteryaya indim. Oradan Felix'e çorba aldım ve yukarı çıktım. Odaya girdim ve telefonu ile ilgilenen Felix'in yanına oturdum. Beni görünce hemen doğruldu.

"Dikkatli ol. Bu kadar acıktığını bilmiyordum."

"Sus ve yemeğimi ver."

"Şey...Ben yedirsem?"

Gözlerini bana dikti ve beni süzdü. Kesin bana küfürü ediyordu ve bunu anlamıştım.

"Yedir."

Gülümsedim ve hemen poşetten çorba kutusunu aldım. Çorbanın kapağını açtım ve poşetin içindeki kaşığı alıp çorbaya daldırdım. Çorbayı üfledilem ve Felix'e uzattım. Ağzını açtı ve çorbayı içti.

Bunu çorba bitene kadar yaptık ve son kaşığı da verip kutuyu çöpe attım.

"Teşekkür ederim."

"Bir şey değil. Afiyet olsun."

Bana baktı ve geri yattı. Telefonunu eline aldı ve birini aradı.

"Alo? Napıyorsun?"
...
Ben de iyiyim demek isterdim ama değilim.
...
Hastahanedeyim.
...
Önemli bir şey değil merak etme. Ve hayır çiçek ve hediye alıp yanıma gelmene gerek yok. İçindeki sevgi bana yeter.
...
Eğer çok gelmek istiyorsan sadece kendin gel.
...
Hayır diyorum sana! Hediyeye gerek yok.
...
Ahh, Wooyoung! Tamam gel. Ama hediyesiz.
...
Tamam! Al çiçeğini ve hediyeni gel tamam mı? Dikkatli ol bak!
...
Tamam ben de seni öpüyorum ve seviyorum. Görüşürüz.
..."

Sinirlerime hakim olmam lazımdı. Sadece arkadaşı Hyunjin sakin ol. Şu an O'na kim olduğunu soramazsın Hyunjin kendine gel.