annen ve baban küçük yaşta ölmüştü. sende teyzen ile birlikte büyümüştün. ailen çok fazla sayilmasada zengin sayılırdı. bu yüzden yetişme tarzın iyiydi. ama sen bu hayattan memnun değildin. yaşı gelince evlenip, koca eline bakan kızlardan olmaya niyetin yoktu. sen dünyayı görmek ve yeni, farklı şeyler yapmak istiyordun. gemilere bayılıyordun. babandan kalan bir gemi vardı ama kullanılmamıştı. yine de ne zaman fırsat bulsan sen orada olurdun.
yine etrafta kimsenin olmadığı bir akşam üstüydü. sende fırsat bilip limana gittin. gemiye bindin ve denizi izlemeye koyuldun. ta ki uzaktan limana doğru gelen daha önce görmediğin bir geminin geldiğini fark edene kadar.
gemi limana yaklaştı. ve bir kolunda el olması gerekirken kanca olan bir adam söylenerek indi. yanında duran ve kancalı adamdan biraz kısa olan bir adam ise kancalı adamı sakinleştirmeye çalışıyordu. etrafa biraz bakındıktan sonra seni farketti ve sana doğru seslendi;"eğer müsaitsen bakarmısın aşkım"
öncelikle sana neden aşkım dediğini anlamadın. nezaketen olabilirdi ama bu biraz gereksiz gibiydi. ayrıca soru soracak başka insan yokmu diye düşünürken limanda birtek sen olduğunu farkettin. sakin ama meraklı bir tavırla gemiden inip iki adamın yanına gittin.
"nasıl yardımcı olabilirim"
"kaptanını çağırırmısın konuşmam lazım tatlım"
"kaptanım yok benim"
"o zaman gemide ne işin var"
"babamındı"
"öldü mü?"
"evet de bu sizi ne ilgilendirirki"
"sizin gibi güzel biri hakkında bilgi edinmek bana hoşnutluk verir. ayrıca nereye geldiğimiz hakkında bilgi almaya ihtiyacım var"
"burası sihirli orman. namı diğer kraliçe regina'nın krallığı"
"peki sence nasıl bir yer"
"bundan sizene"
"sadece sohbet etmeye çalışıyorum tatlım biraz sakin ol. buradaki herkes böyleyse işimiz var smee"
"siz ne derseniz öyledir efendim" diye onayladı yanındaki adam.
"peki güzel bayan adınız nedir acaba bari onu sorsam?"
"bununda sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum"
"pekala anladım seninle konuşmak imkansız"
"ha şunu bileydin"
"bir dahaki görüşmemize kadar güzel kalın leydim görüşmek üzere" dedi ve adının smith olduğunu düşündüğün adam ile gözden kayboldu.
bir kaç gün geçti. teyzen sana bugün önemli bir misafir geleceğini o yüzden ortalıkta olmanı söylediğinden bugün bir yere gidemiyordun. önemli misafir dediği de katıldığını partilerden birinde bir siyasetçi ile sohbetin olmuştu ve hemen teyzenin dikkatini çekmiş olacak ki annesini ve onu misafirliğe çağırmıştı. sense sadece canın sıkıldığından onunla yemekler hakkında konuşmuştun. ama teyzen senin vakit geçmeden birinj bulman gerektiğini düşündüğünden hemen böyle bir şey yapmıştı. annesi ve oğlan çok durmadan kalkıp gittiler çünkü besebelli bir soğukluk yaptığından tahminince daha fazla dayanamadılar. teyzenle biraz didiştikten sonra hava almaya gideceğini söyleyerek cevap beklemeden çıktın.
yine limanda kimse yoktu ama senin canına minnetti. gemiye binip öylece kendi kendine konuşurken aniden arkandan biri seslendi;
"hep sinirliymişsin "
arkanı döndüğünde geçen gün konuştuğun şu kancalı adam olduğunu farkettin.