Yine ilk işinden çıkıp akşam işin olan bara gittin. Şansına bu akşam her zaman olduğundan daha çok kalabalık vardı. Ama yine de o acalenin arasında onu gördün. Keskin gözleri ile sana sırıtarak bakan adamı fark etmemen imkansızdı. Bir süredir bunu yapıyordu ama artık dayanamayıp yanına gitmeye karar verdin.
"Bana neden dik dik baktığınız sorabilirmiyim bayım?"
"Oh beni fark ettin demek"
"Sürekli yaptığınızı düşünürsek bu zamana kadar bir şey dememem tuhaf oldu"
"Bence ayıp oldu. Seni o kadar hayranlıkla izliyorum gelip hiç merak etmedin. Bugüne kadar"
"Artık dayanamadım diyelim. Benden ne istiyorsunuz?"
"Biraz rom ve aşk tatlım"
"Aşk satmıyoruz kalmadı efendim"
"Demek ki üretmemiz lazım"
"Hayır değil"
"Öyle Öyle"
"Ya değil!"
"Sen daha kızmadan ben sadede geleyim tatlım. Sen bana yıllar önce yardım etmiştin ve borçlandım. Uzun süre ve takibin ardından Seni yine buldum ama senden sanırım etkilenmedim desem yalan olur"
"Ben sana yardım ettiğimi hatırlamıyorum"
"Askerlerden kaçarken sen beni saklamıştın. Karanlık bir kulübeydi. Ama Karanlık olmasına rağmen uzunca süre sohbet ettik"
Onu hatırladın. Bir zamanlar ev sıkıntısı çekerken bir kulübe bulup orada kalmıştın. Bir gece yarısı bir adamı koruyup sohbet etmiştin. Ama kim olduğunu unuttun sayılır gibi biseydi.
"Sanırım hatırlıyorum"
"Biliyordum"
"Şimdi ne yapmak istiyorsun peki"
"Borcumu ödemek birtanem"
"Flört eder gibi konuşma"
"Ediyorum demekki anla artık tatlım"
"Bak ne buldum. Senle Bi daha görüşmeyelim borcunu böyle ödemiş ol"
"Ama bunu yapma bana"
"Sen istedin"
"O zaman yine yardım et bana bir kaptan olarak gözlerinde takılı kaldım"
"Denizde bolca balık var kaptan başka kapıya"
"Hadi ama bir şans versen?"
Gözlerinin içi bir çocuk gibi parlıyordu. Biraz da deli. Ve o deliyi kırmaya niyetin yoktu...