loki laufeyson

818 31 13
                                    

bir reklam ajansında çalışıyordun. ama işinden fazla memnun değildin. mitolojiye oldukça meraklıydın. birkaç sitede makalelerin bile vardı. ama elbet evinde bir tanrı istemezdin. ya da olacağını tahmin etmezdin. ama yine işten geldiğin bir akşam üstü, salonda kafasında kask benzeri tuhaf birşeyle nerede olduğunu anlamaya çalışan yeşil giyinimli birini buldun.

ilk başta eve hırsız girmiş olabileceğini düşündün. veya delirdiğini. her ne kadar ikinci seçenek çok makul gelsede şaşkınlıkla konuşmaya başladın;

"sende kimsin"

"asıl sen kimsin"

"ben evin sahibiyim"

"neredeyiz"

"şu anda evimdesin"

"sen kimsin"

"sana söylemem gerekli mi"

"ben tanrıyım seni sersem ve elbette bir tanrının isteği yerine getirilmelidir"

"tanrı mı" diyerek bir kahkaha patlattın. artık delirdiğine emindin.

"bunun nesi komik geldi?"

"sadece sinirlerim bozuldu"

"neden?"

"her gün salonda bir tanrı bulmuyorum"

"beni nasıl tanımıyorsun"

"seni eminim tanıyorum ama daha önce hiç bjr tanrıyla tanışmadım biraz anlamaya çalış"

"okuduğun kitaplarda adım bolca geçiyor"

"adın ne peki"

"loki"

"fesatlık tanrısı?"

"lakabım olduğunu bilmiyordum"

"ah bu sadece bir tanesi"

"daha kötüleride mi var"

"aslında evet var"

"o zaman benden herkesin nefret etmesi filan lazım"

"değişiyor yani"

"ama sen baya okuduğuna göre seviyorsun?"

"yani sanırım"

"madem bu kadar kötüyüm niye beni seviyorsun?"

"burada sorguya çekilmesi gereken ben değilim"

"pekala sonra sorarım"

"burada ne işin var"

"bende bilmiyorum"

"bir kavganın ortasındayken aniden kendimi burda buldum"

"kimle ediyordun"

"kitabı oku ve gör. gerçi o kitaplara fazla güvenme. bir kısmı hep yalan"

"peki şu at olayı doğru mu?"

"ne atı"

"sekiz bacaklı bir at doğurduğun" dedin yine gülerek.

"ne! yani şey.. tabiki hayır!" ifadesini anlamakta güçlük çektin. halden hale girmişti. çok komikti.

bir süre nasıl gelmiş olabileceği hakkında konuştunuz. pek bir yere varamayınca bir çare bulana kadar burada kalmasında karar kıldınız.

"siz midgardlılar nasıl yaşıyorsunuz" dedi loki dolaptan çıkardığı çikolata dolu sepeti göstererek.

"siz hiç tatlı yemezmisiniz"

"evet ama bu kadar değil"

"ben bayılırım"

"ama baharat zevkini taktir ettim. bende severim" dedi ve gülümsedi. açıkçası tanrıları yakışıklı düşünmezdin. ama bu tahmininden de çekici çıkmıştı. birden neler düşündüğünü farkettin ve kafanı başka bişeylere vermeye çalıştın. tabi bu evin altını üstünden getiren bir tanrı ile zordu.

"bu kadar krem kullanıyor olamazsın" diye bağırdı. sanırım yatak odanı karıştırmaya karar vermişti.

"odamı mı karıştıryorsun"

"ben nerde yatacağım?"

"muhtemelen salonda"

"ama sen burda kalacaksın"

"haliyle burası benim odam"

"haklısın galiba"

"neyse. ne yemek istersin"

"farketmez"

"pizza?"

"o ne"

"yiyince görürsün"

"sana güvenmek istiyorum"

"ve güvenebilirsin de"

"orası belli değil"

tanrıya pizza yedirdin. ve beğenmişti. o yüzden senin payının yarısınıda yedi. hep böyle mi yiyor diye düşünmekten kendini alamadın.

"değişebiliyor"

"ne değişiyor?"

"yeme miktarım" dedi ve göz kırptı.

"aklımı mı okuyorsun"

"bir iki kez"

"lütfen yapma"

"bakarız"

"hey!"

"tamam tamam. bu arada"

"evet?"

"ağzının etrafı ful sos olmuş. biraz dikkatli ye seni şapşal"

"sen kendinin farkında değilsin galiba" dedin ağzını silerken.

ikinizde etrafı topladıktan sonra yatmaya hazırlandınız. ona yastık vs. verdikten sonra yatağına gittin. uyumaya çalıştın ama aklında bir sürü şey olduğundan sadece tavana dik dik bakıp duruyordun. o sırada içeriden bir see geldi.

"bunları yarın da düşünebilirsin. uyu artık"

"aklımı okumaktan vazgeçsen"

"asla" gülümsediğini hissettin ve sende gülümsedin.

"o zaman bana katlanmak zorundasın"

"zorunda değilim. sadece fazla sesli düşüncelerin var"

...

yaklaşık bir aydır loki ile yaşıyordun. nasıl geldiğini hala bulamasanızda eğlenceli zamnalar geçirmiştiniz. yeni kıyafetler ve yeni alışkanlıklar ile tatlı biri olmuştu. baya da bir çevre edinmişti. elbette tanrı olduğunu bilmiyorlardı. ve sende ondan bişeyler öğrenmiştin. büyü gibi. vakit buldukça telekinezi üzerine çalıştınız. ona çok alıştığının farkındaydın. ama içinden bir his bunun kalıcı olmayan bir durum olduğunu kabullenmen gerektiğini söylüyordu.

yine işten çıkıp eve gelmiştin. loki yemek hazırlamıştı. beraber masaya oturup yemeğe başladınız. yerinde duramayan bir hali vardı. meraklanıp sordun;

"her şey yolunda mı"

"evet. sadece.. ben bir yol buldum"

"ne yolu"

"asgarda gitmenin yolunu"...


"asgarda gitmenin yolunu"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

devamı gelsin mi? 🖤

Multifandom İmagine ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin