Jungkook'un parmağına baktım. Bir yüzük görmeyi planlıyordum fakat, parmağında yüzük yoktu.
TAEHYUNG
Yüzüğün nerede?
Yola bakıyordum.
JUNGKOOK
Yüzük mü?
TAEHYUNG
Dün sizi öyle görünce, özel bir gün olduğunu düşündüm.
JUNGKOOK
Özel bir gün?...Ne?! Hayır yanımdaki öyle düşündüğün gibi birisi değildi.
Bunu duyduğumda içimi bir mutluluk kaplamıştı. Fakat...
TAEHYUNG
Bana yalan söylemek zorunda değilsin.
Jungkook'a baktım o da bana bakıyordu.
TAEHYUNG
Sonuçta iki çalışanız, değil mi?
JUNGKOOK
E-evet ama yalan söylemiyorum. O...O benim sevgilim değil.
Yapmacık bir şekilde sırıttım.
TAEHYUNG
Neyin?
Jungkook kısa bir süre sustu.
JUNGKOOK
Bir arkadaş.
TAEHYUNG
Arkadaşlarının elini mi tutuyorsun? Bu kadar samimi olma, yoksa arkadaşların farklı düşünebilir.
JUNGKOOK
Ben-
TAEHYUNG
Her neyse.
Bir kaç dakika sessizlik oluştu.
JUNGKOOK
Hyung...Dün seni görmezden geldiğim için özür dilerim.
TAEHYUNG
Biri vardı, o da benden özür dilerdi, ben de ondan özür dilerdim. Sürekli birbirimizden özür dilerdik.
Derin nefes alıp verdim.
TAEHYUNG
İlk tanıştığımız zamanlar sürekli tartışıyorduk.
Jungkook'a baktım.
TAEHYUNG
Seni ona benzetiyorum.
JUNGKOOK
Bana mı benzetiyorsun? Peki o kişi ile görüşüyor musunuz?
TAEHYUNG
Onu kaybettiğimi sanmıştım, fakat uzun bir süre sonra onunla tekrar karşılaştım.
