SABAH
Gözlerimi odadan gelen bir sesle açtım.
JUNGKOOK
Ne oluyor?
Uyku sersemiydim. Sol tarafımda Jiwoon'u gördüm ve bileğime baktım. Beni tekrar yatağa bağlamıştı.
JUNGKOOK
Hyung! Bekle! Dün-
JİWOON
Dün gece sarhoştum ve beni kandırdın.
JUNGKOOK
K-kandırmadım.
Jiwoon yüzüme yaklaştı.
JİWOON
Yani beni seviyorsun, öyle mi?
JUNGKOOK
E-evet.
JİWOON
Peki, beni öp o zaman.
JUNGKOOK
Ne?!
JİWOON
Beni sevdiğini söyledin. Öp beni.
Yutkundum. Sadece Jiwoon'un suratına bakıyordum.
Jiwoon sırıtarak;
JİWOON
Bir daha beni kandırma Jungkook. Yoksa bu sefer sana hiç acımam.
Dediğim gibi, şimdilik bunula idare et. Birazdan gelip, seni daha rahat edeceğin bir şekilde bağlayacağım.
JUNGKOOK
HYUNG!
Jiwoon odadan ayrıldı.
JUNGKOOK
HYUNG LÜTFEN ÇÖZ BENİ! SÖZ VERİYORUM MARKETE GİDERKEN BİLE SANA HABER VERECEĞİM!
Kapının kapanma sesini duydum.
JUNGKOOK
OROSPU ÇOCUĞU!
Kelepçeyi çekiştiriyordum.
JUNGKOOK
Ne yapacağım?!
Çaresizce yatakta duruyordum.
2 SAAT SONRA
Jiwoon eve gelmişti. Olduğum odaya elinde zincirlerle girdi.
JİWOON
Beni beklerken sıkıldın mı?
Cevap vermedim.
JİWOON
Belli ki sıkılmışsın.
Jiwoon yanıma geldi. Elindeki zincirli tasmaya, ve o tasmaya bağlı zincire baktım.
JİWOON
Bu zincir odadaki tuvalete kadar uzar. Yani tuvalet ihtiyacını karşılayabilirsin.
