Kendime bir bardak şarap doldurdum ve şişeyi de alıp, oturma odasına gittim.
TAEHYUNG
Demek bana çarpan kişi Jungkook'du.
Jungkook delirdiğimi düşünmekte haklıydı. Kim, kendisini ölüme terk eden birini yanında isterdi ki?
Ama ona olan hislerim o kadar güçlüydü ki, hiç bir şeyi umursayamıyordum.
1 SAAT SONRA
Jungkook odamdan çıktı.
TAEHYUNG
Neden dinlenmiyorsun?
JUNGKOOK
Uyuyamadım. Seninle oturabilir miyim hyung?
TAEHYUNG
Gel.
Jungkook yavaşça yanıma geldi ve oturdu.
JUNGKOOK
İçki mi içiyordun? Umarım rahatsı-
TAEHYUNG
Rahatsız etmedin. Sen de ister misin?
Jungkook evet anlamında başını salladı.
Oturduğum yerden kalktım ve mutfağa gidip, içki ve bir bardak alıp, oturma odasına geri döndüm.
Bardağa içkiyi doldurup, Jungkook'a uzattım.
TAEHYUNG
Biliyor musun? Uyandığımda, hayatımda hiç görmediğim birisini nasıl gördüm diye düşünüp durdum. Meğersem yüzün bilinç altıma kazınmış.
İçkimden bir yudum aldım.
TAEHYUNG
Komada seni gördüğümde "etrafımdaki herkes bir yalanmış gibi, bir tek sen gerçekmişsin gibi hissediyorum" demiştim.
Elimdeki içkiye bakıp konuşuyordum.
JUNGKOOK
Sen komdayken, biz nasıl tanıştık hyung?
Jungkook'a baktım.
TAEHYUNG
Namyangju'da, bir yetimhane de tanıştık. Orada gönüllü olarak çalışıyordun. Ben ise çocuklara etkinlik düzenlemek için oradaydım. Daha sonra-
JUNGKOOK
Daha sonra?
TAEHYUNG
D-daha sonra seninle yakınlaştık.
JUNGKOOK
Nasıl?
TAEHYUNG
Bunu söylememe gerek yok.
JUNGKOOK
Ne? Neden söylemiyorsun? Hadi söyle hyung!
