Yun Che aniden durduğu vakit, rüzgarda salınan Su Ling'er "Ah" "Büyük KardeşYun Che, neyin var?" diye bağırdı.Yun Che aklı başında olmayarak "Usta..." diye mırıldandı. Ardından sert bir şekilde vücudunu çevirdi. Bedeli ne olursa olsun vahşi bir şekilde saldırmak üzereydi. Ancak, bütün enerjisini topladığı anda, bütün sebepler aklından uçup muazzam bir dürtüyle geriye çekildi.
Duan Heisha'nın önceden söylediği "Yun Gu" onun ustasının ismiydi!
"Aziz Hekim" Masmavi Bulut Kıtasındaki herkesin bildiği ve saygı duyduğu bir isimdi!
Yun Che, onun az önce ustasını düşündüğünü hiç tahmin etmemişti, ustasını mı özlüyor, onun ardından uzaklara doğru yola mı düşüyor yoksa kendisiyle gayet basit bir muhabbete girmeye çalışıyor?.. Şüpheliydi. Ustasının adını duyduğu anda şoka uğradı.
Göğü Engelleyen Tarikat, Yedi Yıldız İlahi Sarayı ve Yükselen Göksel Kılıç Tarikatının beraber hareket edeceğini asla beklemezdi. Bu üç büyük egemenin Masmavi Bulut Kıtasında bireysel olarak bu mekana gelmesi yüz yılda bile tanık olunması muhtemel olmayan muazzam bir olaydı. Aslında onun ustası, ve...
Gökyüzü Zehir Sedefi uğrunaydı...
Gökyüzü Zehir Sedefi?!!!
"Usta? Usta hakkında mı konuşuyorsun?" Su Ling'er de Yun Che'nin kollarını sıkı ve heyecanlı bir şekilde kavramıştı. "Bu doğru mu? O nerede? Usta nerede?"
Yun Che, Yun Gu'ya karşılaştırılamaz bir hayranlık içindeydi ve ona her zaman "Usta" olarak seslenirdi, kendisi Masmavi Bulut Kıtasında geçirdiği yaşamı boyunca Yun Gu ona babalık yapan tek kişiydi!
Neden Su Ling'er de Yun Gu'ya karşı derin bir saygı ve hissiyat beslesin ki?
Yun Che'nin gözleri kaydı. Hemen cevap vermedi, çünkü kalbi şüpheyle dolmuştu. Duan Heisha'nın bahsettiği "Gökyüzü Zehir Sedefi" de neydi? Onun sözlerinde açıkça belirttiği; burada olan üç büyük tarikat, ustası Yun Gu'nun elinden Gökyüzü Zehir Sedefini kapmak için gelmişti.
Ancak, Gökyüzü Zehir Sedefi tamamen ona aitti ve hatta vücuduyla bir olmuştu. Peki, nasıl başka bir tane daha belirebilirdi?
Dahası, Jasmine'in önceden bahsettiği üzere Samsara Aynası'nın meydana getirdiği reenkarnasyon, karma etkisinin iyileştirmesiyle birleşmişti. Ancak nedensellik yasasını çiğnemek neredeyse imkansızdı. Masmavi Bulut Adasında geçmiş olan bunca zamana rağmen, ondan başkası meydana çıkmadı ve başka bir Gökyüzü Zehir Sedefi de görünmedi.
Gökyüzü Zehir Sedefi yalnızca basit bir nesne değil ayrıca Samsara Aynası gibi bir Cennetsel Kaynak Hazinesiydi!
Nasıl böyle bir şeyin "sahtesi" yapılabilirdi?!
Anlayamadığı bir şey daha vardı... Ustasının Gökyüzü Zehir Sedefinden dolayı öldürülmeye zorlanmasına rağmen, onu öldürmeye çalışanlar Masmavi Bulut Kıtası'nın en gözde tarikat ve klanlarıydı. En önemlisi de, bu saydıkları Masmavi Bulut Kıtası'nda belirli ülkeleri ya da belirli bölgeleri yönetmişti; ancak hiçbirisi de Göğü Engelleyen Tarikat gibi kutsal bir seviyeye sahip değildi.
Sonrasında, intikam niyetiyle, delirmiş bir şekilde Gökyüzü Zehir Sedefinin zehir gücünü salmış ve bu da insanların Gökyüzü Zehir Sedefinin gazabına tanıklık etmesine sebebiyet olmuştu. Bundan dolayı da Göğü Engelleyen Tarikat gibi üst mercilerin dikkatini çekmişti... Ve tabii ki bütün kıtanın...
Yun Che Gökyüzü Zehir Sedefine hayatı boyunca sahip olamadığından bunu hiç düşünememişti, kendisinin kibarlığı ve tıbbi teknikleriyle birlikte, ustası Yun Gu kesinlikle hayatının kalanını insanlardan saygı görerek yaşamayı sürdürebilecekti. Usta Yun Gu'nun sonunda böyle dehşet verici bir sonla başa çıkmaya çalıştığını asla tahmin edemezdi.