Bölüm adı:İnsanların insan olma nedeni duyguları ve arzularının tam anlamıyla el değmemiş olmasıdır...
Wentian şehri istilaya geleli bir ay geçmişti ama şehri saran kasvetli ve gergin atmosfer henüz dağılmamıştı. Bu süre içinde birçok uzman başkente gelmişti. Aynı anda birçok vatandaş ve tarikat da şehirden sessizce ayrılmıştı... Ama İmparatoriçe gidenleri engellememeleri emri vermişti.
Sabahın erken saatlerinde YUn CHe İmparatorluk Sarayından Yun Ailesine döndü. Evinin kapısına ulaştığında eve dönmek üzere olan Qinghong ile karşılaştı.
"Baba, Büyükbabam ve diğerleri ile Büyük Şehir Bariyer Formasyonu mu hazırlıyorsun?"
Baba oğul ikilisi aile kapılarının üzerindeki havada durdu.
Qinghong başıyla onayladı: "Bariyer Formasyonu ilk Şeytan İmparator tarafından bırakıldı ve inanılmaz derin bir şey. Geçen sefer aceleyle onu etkinleştirdiğimizde Wentian'ı uzun süre tutabilmiştik. Bu nedenle Wentian dönmeden önce bariyerin en büyük kapasitede çalışmasını sağlamak adına elimizden geleni yapmalıyız... Geri kalanlar ise cennetin iradesi olacak."
"... Baba doğrudan bunu söylediğim için affet. Ama sadece bir koruyucu bariyer Wentian'ın içeri girmesini engellemez ve onu bir yıldan uzun süre önlese bile bunun ne anlamı var?" Yun Che konuşurken kafasını salladı: "Bu sadece ölümlerimizi biraz daha erteleyecek. Üstelik Wentian şehri biraz daha görmezden gelip ülkenin geri kalan bölgelerini yok etmeye gidebilir."
"Ah, bundan nasıl haberdar olmam?" Qinghong uzun bir iç çekerken konuştu: "Ama sadece İmparatoriçe değil Altın Karga İlahi Tanrısı bile onun dengi değil. Yani bunun haricinde ne yapabiliriz? Son nefesimize kadar mücadele etmek çaresizce ölümün gelmesini beklemekten çok daha iyi."
"Baba, eğer ülkeden kaçma şansımız olsa ve Wentian'ın da bizi bulma ihtimali olmasa... Sen ve annem bunu yapar mısınız?" Yun Che ciddi şekilde sordu.
Qinghong konuşmadan önce ona derin bir bakış attı: "İmparatoriçe seninle birlikte ülkeden gitmek mi istiyor?"
"..." Yun Che ne diyeceğini bilemedi.
"İmparatoriçeyi tanıdığım kadarı ile o kesinlikle bunu yapmayacaktır ve ben de aynı şekil düşünüyorum."
Bunu söylerken Qinghong'un yüzünde hafif bir gülümseme oluştu ve bu en ufak sahteliğe sahip değildi: "Bu dünyada birinin kendi hayatından daha önemli birçok şey var. Bu benim ve imparatoriçe için bu şekilde. Eğer onu zorla götürürsen bu onun için ölümden çok daha kötü olacak... Annen ve ben de aynı şekil hissediyoruz."
"Biz Wentian'ın dehşetine şahitlik ettik ve şimdi de ona karşı koyacak planlar düşünüp bunun için çabalıyoruz. Ama asla kaçmayı düşünmedik."
"Ama Che'er bu senin için aynı değil!" Qinghong konuşurken gözleri ciddileşti: "Sen gitmelisin. Bizim kalmama nedenimiz aptal veya inatçı olmamız değil, korumamız gereken bir şey olması. Ama sen kaçmayı seçmezsen bu çok aptal bir seçim olacak... İmparatoriçenin seninle bunun hakkında konuştuğuna ve senin de bunu bildiğine inanıyorum."
"..." Yun CHe uzun süre sessiz kaldı.
"Yarın, Yongan'ın ilk ayını kutlamak için bir festival düzenleyeceğiz." Qinghong hafifçe gülümseyerek konuştu: "Büyükbabası olarak her şeyi doğal olarak ayarlayacağım. Yani sıradaki iki günde bu önemli meseleleri bir kenara bırakalım. Che'er, bize yardım et."
"Pekala..." Yun Che biraz morali bozuk şekilde konuştu.
Qinghong gitti ama Yun Che olduğu yerde uzun süre durdu. Yavaş yavaş gözleri soğudu ve ellerini sessizce kenetledi.