Cem Adiran & Çağan Şengül - Ben Sana Veda Edemem.
KANBURUMA LEKE
Bir savaşın iki kazananı olması mümkün müydü? Sizin için cevap ne olursa olsun benim için cevap çocukluğumdan beri net bir şekilde evetti. Bir savaşın her zaman iki kazananı olurdu, en üsttekiler, kendi topluluğundan ölen onca insana rağmen, kendisi ölmediği sürece karşısındakine kadehini uzatırdı.
Kendisi ölürse de, bunu onun çocuğu yapardı.
Bu kanun hiçbir zaman değişmeden süregelmişti. Şimdiki savaşlar ne kadar topluluklar arasında olmasa da, kişiler arasındaydı. Bireysellik, zaman geçtikçe bireysellik kavramı her insanın sınırlarını belirlemişti. Her insan? Önceden sadece efendiler vardı.
Efendisiz bir savaş, diye düşündüm birdenbire, elimdeki her yerine boya bulaşmış fırçayı tuval önündeki küçük boşluğa bırakmak için uzandığımda, arkamda ufak bir titreşim yaratan adımların sinsiliğini duraksamamı sağladı. Fırçayı elimde kaydırıp yumuşak ucunu avucumun ortasına sabitlediğimde, adımların bana yaklaşmasına epey az kalmıştı.
Canını yakabilirdim, canını alabilirdim ve bu, elime bulaşan mavi boyanın elimde kuruma süresiyle neredeyse aynı olurdu.
Birden ayağa kalkıp oturduğum sandalyeyi ayağımla geri ittiğimde, sandalye birinin bacaklarını buldu ve o bacağı sarstı. Elimdeki sırçayı kendimi daha döndürmeden arkamda kalan kişinin boynuna bastırdığımda, kıvırcık saçlarımın uçlarına şeytanlar koşuştu. "Etkileyici," dedi o tanıdık ses, elimdeki fırça gevşediğinde, onun eli bedenimi buldu ve beni saniyeler içinde geriye doğru itti. Deli gücü hala ondaydı gibi hissettim, o hep deliydi. Sırtım yeni boyadığım tuale vurduğunda, renkler üzerime bulaştı. Gözlerim Karan'ın kızarmış gözlerini bulduğunda, dün geceden kalan bir etki olduğunu anladığımdan bu konu hakkında ağzımı açmadım.
İyi görünüyordu.
Bedeni iyice canavarlaşmış görünse dahi, o an bana zarar vermeyi düşünmediğini bile görebiliyordum. O bana zarar vermezdi, bu konuda içimde tam anlamıyla oturmuş gerçekler vardı. O beni ne olursa olsun kanatlarının altında tutmaya çalışırdı.
"Neden buradasın?" diye konuştum usulca, sesim az önceki hareketliliğe rağmen durgundu. Omuz silkip az önce dizlerine vuran sandalyeyi düzeltti ve kendini sandalyenin üzerine bıraktı. "Canım sıkkındı," dedi gözleri açık perdeden dışarıya ulaştığında "yanına gelmeyi seçtim ben de." Gözleri bu kez de bana döndüğünde, bir eli gözleriyle eş değer beni buldu ve tişörtümden tutup beni iyice kendine çekti. Başı, karnımın üzerine denk geldiğinde, oraya yaslandı. İki eli belimi bulup öylece durduğunda, boşta kalmış elimin birini saçlarına sardım ve yavaşça okşadım siyah saçlarını, diğer elim ne olduğunu anlamak ister gibi onun şakaklarına gittiğinde, Karan çenesini karnıma bastırdı ve elim, yanağına kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEKROZ
किशोर उपन्यास+18, ❝Elindeki silahın seni evcilleştirdiğinden bihabersin, sevgilim. Namlunun ucu sana dönükken öğreneceksin.❞