Sickick - Infected
Keyifli okmalar dilerim. Umarım, beğenirsiniz.
KANLI KARALI
Yüzüme kendi kanım sıçramış gibi, göz kapaklarım, dudaklarım ve bedenimin belirli yerleri de bundan nasibini almış gibi, ben ve şeytanlarımın hepsi bir anda ayaklandı. Gözlerimin gördüğü kağıdın gerisinde uyanan bir canavar vardı.
Mahzar benden isteyerek gitmemişti, birileri onu almıştı.
Birileri. Biri.
Gözlerimi çaprazda kalan aynada, kendime diktiğimde, dudaklarım ağırca yukarıya kıvrıldı. Bedenim sönmüş gibi hissettim ama saçlarım kabardı. "Senin iki elin benim bir elimi zor tuttu ama ben diğer elimi kimseye uzatmadım." Fısıltımı ben bile zor duyarken, Karan onu tamamen işitti. "Ahraz," dedi bana bir adımda ulaşıp kolu belimi sararken, başım göğsüne düştü ama onu görmedim.
Gözlerimin önünde sapasağlam duran bir metin cümbüşü vardı ve ben, o metinde yazan yüz otuz beş kelimeden başka hiçbir şey bilmiyor gibi hissettim. Göğsüm daraldı ama bu eş zamanla benim de zamanımı daralttı. Elimi Karan'ın koluna sarıp öylece beklemeye başladığımda, az önce gülmek için kıvrılan dudaklarım ağlamak için kıvrıldı.
Şeytanlarım tekrarladı; Senin iki elin benim bir elimi zor tuttu ama ben diğer elimi bir başkasına uzatmayı hiç istemeden, o elimle saçlarını sevdim.
"Karan," dedim zar zor. Sesim normalde olduğundan daha parçacıklıydı ama bunu o an ikimiz de aldırmadık. "Bana yardım et."
Onları bulmam için, bulup öldürmem için.
"Ne olursa," dedi kollarının ağırlığı hiç azalmadan "ne istersen, her konuda." Başımı olumlu salladığımda, aşağı kattan gelen sesle usulca Karan'ın kollarının arasından çıktım. Tam o sırada İs'in sesini duydum ve ardından tanıdık başka bir erkek sesi, Kuvars Arslanzade. "Karan nerede?" dedi, Karan'la kısa süreliğine göz göze geldiğimizde, önden o, peşinden de ben odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indik. Kuvars'ı bir süredir görmediğimden, o süre zarfında yaptıklarını merak ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEKROZ
Teen Fiction+18, ❝Elindeki silahın seni evcilleştirdiğinden bihabersin, sevgilim. Namlunun ucu sana dönükken öğreneceksin.❞