Halsey - Without Me
Yorumlarınız ve destekleriniz benim için çok önemli. Sizin sayenizde büyüyoruz.
Oy vermeyi unutmayınız 🧡🥀
"ERİYEN BUZ"
Korkma demişti annem yanlışlıkla düşürdüğüm çocuğun babasından saklanırken. Olur böyle kazalar. Ayağın takıldığını için ona çarptın. Bilerek düşürmedin. Kaza olduğunu babasına söyler. Özür dileriz. Çık hadi oradan.
Olmaz demiştim korkuyla. Ya beni döverse ya canımı acıtırsa?
Kimse sana dokunamaz demişti annem güven verici bir sesle. Hem böyle durumlarda kendini korumayı ve kaçmayı öğrenmelisin. Her zaman yanında olamayabilirim.
Ama dokunmuşlardı ve ben, onlar bana dokunmadan kaçmayı hiç başaramamıştım. Üzgünüm anne.
''Güneş gelmek zorunda değilsin. Dışarı çıkmak için hazır değilsen kendini zorlamanı ya da mecbur hissetmeni istemiyorum.''
Geçmişimden Poyraz abimin sesiyle sıyrıldım ve bir an gerçekten karşımda o var mı diye baktım. Zaman zaman bulunduğum anın, bir rüya olduğunu sanıyor hâlâ geçmişimde yaşadığımı sanıyordum. Poyraz abimin gerçekliğine tutunmak ister gibi titreyemeye başlayan ellerimi ona doğru uzattım ve kollarına değer değmez şükürle soluyup sıkıca sarıldım. ''Gerçeksin değil mi? Buradasın.''
Poyraz abim sıkıntılı bir nefes çekti içine. ''Evet, buradayım ve burada olmaya hep devam edeceğim.''
Her ne kadar onun kollarının arasında güvende olsam da geçmişimin kasveti üzerime karabasan gibi çökmüştü. Ciğerlerim sıkışıyor, bağıra bağıra ağlamak istiyordum ama bunu onun karşısında yapmak istemiyordum. Geçmişim yüzünden onu daha fazla üzmek istemiyordum.
Sessizliğim uzayınca Poyraz abim beni bedeninden ayırdı ve omuzlarımdan tutarak yüzüne bakmamı sağladı. ''Titriyorsun, amacım seni böyle korkutmak değildi.'' dedi, pişman olmuş bir sesle. Yüzündeki gerginliği gitmiş yerine dolu dolu bir hüzün yerleşmişti. ''Tamam, bu konuşmayı unutalım. Böyle bir kutlamayı bizim evde de yaparız.''
Poyraz abimin gözlerindeki inancın söndüğünü görünce derinlerde bir yerde canım yandı, sözcüklerinin ağırlığı canımı yaktı, omuzlarım yenilgiyle düştü. O geçmişimle yüzleşmemi ve savaşmamı istiyor bense her seferinde ona ne kadar güçsüz olduğumu gösteriyordum çünkü korkuyordum. Kendime olan özgüvenim yıkılmaya hazır duvarlar gibi tek tek yıkılmıştı. Tam 2 sene boyunca belki de en çok özgüvenim üzerine oynanmıştı ve aradan geçen 8 yıla rağmen hâlâ kaybettiğim özgüvenimi bulamamıştım.
Çaresizlikle Poyraz abimin yüzüne bakmaya devam ettim. Baktıkça da yüzündeki ifadesinden yapabileceğime inancı olmasa bile pes etmememi ve sözlerine karşı çıkmamı istediği intibasına kapıldım.
Gerçekten yapabilir miydim? O yanımda olduğu sürece restoran korkumu yenebilir miydim?
Kafamda restoranda olabilecekleri tartmaya çalıştım. Poyraz abimin restoranında ailecek birkaç saatlik yemek yiyecek, sonra da eve dönecektik. Muhtemelen restoranın içi ve dışı en az bir düzine korumayla korunacak, Poyraz abimin yanında ailesi varsa bu sayı muhakkak üç katına çıkarılacaktı. Kesinlikle hiçbir sorun olmayacaktı. Zaten Özge yani asıl kimliğim 8 yıl önce çıkarılan sözde yangında yok olmamış mıydı? Öyleyse bunu başarabilirdim. Gözlerinin içine baka baka başımı salladım. ''Ben yapabilirim yani sizinle gelebilirim, sen yanımda olduktan sonra kimseden korkmam.''
''Her zaman yanındayım, ben olduğum sürece kimse saçının teline dahi dokunamaz ama kendini mecbur hissetme, gelmek zorunda değilsin.''
''İstiyorum.'' dedim gereksiz bir cesaretle. ''Belki de korkularıma adım atmamın zamanı gelmiştir.''
Poyraz abim yüzümü avuçlarının arasına aldı ve umutla gözlerimin içine baktı. Onun umut dolu bakışları benim içimi daha çok yakıyordu. ''Çoktan geldi. Bunu yapabilecek cesaretinin olduğunu biliyorum, yeter ki sen de bil.''
Titrek bir nefes aldım ve konunun üzerimden gitmesini umarak kendimi gülümsemeye zorladım. ''Melis de gelecek değil mi?''
Poyraz abim de gülümsedi fakat tıpkı benimki gibi onunki de zoraki bir gülümsemeydi muhtemelen içine sinmeyen bir şeyler vardı. Ardından ellerini geri çekti. ''Havalara uçtu, bu gece heyecandan uyuyamayacağına eminim.''
''Kıyamam.'' dedim ve gülümsemeye devam ettim. ''Kimler gelecek peki? Sadece Eylül, sen, ben ve Melis mi olacağız?''
''Hayır, yalnız değiliz. Demir ve İlayda da olacak. Bir de...'' Yüzü bir anda garip bir ifadesizliğe büründü. Sonra da garip ifadesizliğinin sebebini bir çırpıda soludu. ''Eylül'ün kardeşi Alihan olacak.''
Alihan'ın adını duyunca vücuduma ani bir sıcaklık dalgası yayıldı ve o sıcaklık gerilen tüm kaslarımı yavaşça gevşetti. Demek ki buraya gelmişti, yarın gece o da orada olacaktı.
Poyraz abim sıkıntılı bir ses çıkarınca dikkatimi yeniden ona vermeye çalıştım. ''Alihan konusu...'' duraksadı. Kaşları keyifsizce çatılmıştı. ''Seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum. Eğer seni rahatsız ederse haberim olsun, istemediğin hiç kimseyi yanına yaklaştırmam.'' Çatılan kaşları bir anda havalandığında alnının ortasında kat kat çizgiler oluştu, gözlerimin içine odaklandı. ''Tabii istemediğin sürece.''
Poyraz abim gözlerime öyle dikkatli bakıyor, her kelimesini öyle özenli kullanıyordu ki sanki bir şeyler öğrenmek istiyor gibi bir hali vardı. Alihan beni rahatsız etmiyordu, en azından bunu bilinçli yapmıyordu. Beni tanımıyor, korkularımı bilmiyordu. Tanımadığı için de ilk başta sıradan bir arkadaş olabileceğimizi sanmış, bunun için adım atmış, delirmiş halimi görünce de özrünü dileyip aramıza uzak mesafeler açmıştı. Bir daha da yakından tanıma çabası olmamıştı ya da dokunmaya kalkma, zorlama ya da manipülasyonlar aramıza hiç uğramamıştı. Belki de Alihan'ı aylardır düşünme sebebim buydu. Bir erkeğin bana zorla dokunacağını, döveceğini veya tecavüz edeceğini düşünürken Alihan'ın tam tersi yaklaşımı beni afallatmıştı. Bakışlarımı ondan kaçırıp başımı öne eğdim ve dudaklarımı mahcup bir tavırla büktüm. ''Hayır, beni rahatsız etmiyor.''
Poyraz abim derin, keyifsiz bir iç çekip tereddütsüz konuyu kapatarak ayağa kalktı. ''O zaman yarın akşam 8'de seni alıyorum. Dediğim gibi bizim restoranda olacağız, güvenliği artıracağım ve ne olursa olsun yanında olacağım.''
Ona minnetle baktım. ''Teşekkür ederim.''
Poyraz abim gülümseyerek mutfaktan çıkınca bir süre mutfakta tek başıma oturdum. Geçmişim, restoran korkum, Poyraz abimin bana olan inancı ve Alihan'ın da o restoranda olacak olması kafamın içinde dönüyor, zihnimi inanılmaz bir şekilde uyuşturuyordu ve tüm bu uyuşmada nasıl hissetmem gerektiğini asla kestiremiyordum.
********

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA
Jugendliteratur"Cehennem" diye tabir ettiği yerde 2 yıl boyunca tutsak kalan, ona yaşatılanlardan dolayı erkeklerden korkan bir kadın ve Güneş korkmasın diye ona dokunmayan, aralarındaki mesafeye sürekli dikkat eden, onu hayata geri döndürmeye çabalayan bir adamın...