Her zamankinden daha düşünceliydim. Yatağımda oturmuş boynumdaki kolyeyi okşuyordum. Eski anılarımı getirmek için dikkatlice inceledim, ama herhangi birşey hatırlayamadım. Ne olmuştu da birden hiçbirşeyi hatırlayamıyordum? Geçmiş neden gözümün önüne gelmiyordu?
Kafa dağıtmak için üstümü çıkarttım ve banyoya girip sıcak suyu açtım. Sıcak su akmaya başladığında, bende suyun altına girdim ve banyonun buharla dolmasını izledim. Gözlerimi kapattım, hiçbirşey geçmiyordu gözümün önünden. Bu sinirimi bozmuştu, tam onu bulacakken ve anılarımı hatırlayacakken birşeyler olmuştu ve bütün hatırlama yetimi kaybetmiştim. Kafamda bir ağrı hissediyordum..
~
LisaOnun bana seslendiğini farkettiğimde sesin geldiği tarafa döndüm. Onu ayakta bulmam gerekirken yerde yatıyordu. Korktum ve yanına gittim, içgüdü mü yoksa başka birşey mi bilmediğim bir duyguyla onun bayılması beni fazlasıyla tedirgin etmişti. Daha yeni tanıştığım ve hiç görmediğim bir insandı, ona karşı neden sempati besliyordum?
Acaba küçükken sarıldığım o çocuk da..Jennie kadar güzelleşmiş miydi?..Elimi hızlıca başının arkasına koydum ve vücudunu dengeli bir şekilde kucağıma aldım. Onu uyandırmaya çalışsam da uyanmıyordu. Saçlarını önünden çekmek için elimi başının altından alınca elime kırmızı bir sıvının bulaştığını gördüm. Öyle bir renkteydi ki, koyu kırmızı. Onu kanı sıcacık atıyordu, rengi gerçeklikten öteydi..
En hızlı şekilde hastaneye götürdüm ve uyanana kadar başında bekledim. Jennie'yi küçükken sarıldığım o çocuğa çok benzetiyordum nedense..
Bu günden sonra o kızı bulacağıma, ve ailemin ölümüne sebep olsa da hayatım boyunca seveceğime karar vermiştim. Benim için önemi büyüktü, onun yanında büyümüştüm. Birgün ondan ve ailesinden ayırılmıştım, tek kalan ailemden kaçırılmıştım ben. Hayatımdaki tek tesellimdi o, daha ismini bile bilmiyordum ama ona çok şey borçluydum. Belkide şuan mutlu bir şekilde hayatına devam ediyordu, o da benim gibi geçmişimizi unutmuştu. Unutturulmuştu bize geçmişiz, onca insanın arasından biz seçilmiştik ve ikimizin de hafızaları silinmişti. O yüzden her zaman kafamda bir eksiklik hissederdim, şimdi yavaş yavaş birşeyler hatırıma gelirken yabancı bir kızla aramda bağ olduğunu hissediyordum. Bu hayat adil miydi? Bize bunu yapan kimdi?..~
Jennie
Biraz daha rahatlamış hissetsem de içimdeki sıkıntı gitmiyordu. Hafızamın bir kısmı hala olmadığından kendimi yarım ve boşlukta sallanır gibi hissetmiştim. Koyu kahvelerim titrek bir şekilde geçmişimi görmeye çalışırken, bunun etkisinde kalan başım ağrıyordu. Belki de herşeyi akışına bırakmalıydım, tıpkı sorunlarını umursamayan insanlar gibi. Ya hiç hatırlamazsam diye düşünmekten kendimi alıkoymak dünyanın en zor işi gibiydi. Tıpkı kemanın telleri gibi hayatım da sürekli hareket halindeydi, hiçbir zaman yerine oturmamıştı nedense. Ben o kızın ismini nereden biliyordum? Pranpriya..onun ismi olduğuna emindim, ve sonra ortadan kaybolup benim de herşeyi unuttuğuma.
Hatırlamanın bu kadar acı vereceğini tahmin etmiyordum. Küçüklüğümden bir kızı kaybetmek ve o kızın kim olduğunu, anılarımızın ne olduğunu bilmemek yarım kalmış gibi hissettiriyordu. Belkide sadece işimi yapıp, araba sürmeliydim..
***
LisaKalemlerimi, silgimi ve resim çizmek için ne lazımsa hepsini çantama topladım. Kursum vardı yeniden. Hayatım fazlasıyla sıradan geçtiği için beni olmayan arkadaşlarımla takılırken görmek mümkün değildi. Sakince içeriye girdim ve sırama oturdum, tuvalimi dikkatlice yerleştirdim ve kalemimi elime oturtdum. Hazırdım, henüz sınıfta kimse yoktu ve ben bunu fırsat bilmiştim.
Hafif ve güzel çizgiler çekerek portremi oluşturmaya başladım. İlk önce gözlerini, sonra ağızını ve saçlarını tamamladım. Sonradan tıpkı gerçekteki gibi gözükmesi için tonlamaya geçtim. Yüzü resimde çok iyi gözüküyordu. Kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki, sınıfa gelenlerin seslerini bile duymamıştım.
"Lalisa!"
"Sana diyorum duymuyor musun?"
"Baksana şuraya be!"
Birisinin omzuma vurmasıyla arkamı döndüm, sesin sahibi tanıdığım değildi.
"Sana sesleniyorum, neden bakmıyorsun lan?"
"Afedersin, duymamışım."
"Bundan sonra duymasını bil. Git atölyedeki eşyaları topla."
Kalemimi sakince tuvalimin boş kısmına itinayla yerleştirdim, ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Kim olduğunu bilmediğim ama genel olarak herkese bulaşan bu tipin yüzüne dikkatlice baktım.
"Ne bakıyorsun be?"
İkinci cümlesini söylemesine gerek kalmadan elimdeki ucunu özel olarak sivrelttiğim kalemimi yüzüne boylu boyunca sapladım. Canı yanıyor gibi gözüküyordu, kaşından başlayarak yanağında biten yara yüzünden yüzü kan içinde kalmıştı. Herkes birden ne olduğunu anlamak için arkasını döndüğünde, olayın sorumlusunu da gördüklerinden gidip hocamıza söylediler. Diğerleri o garip tipe yardım etmeye çalışırken ben sadece ona bakıyordum.
"Kendine senin işlerini yapacak başka bir köpek bul Gang."
Bunu söylerken sesim titremediği için şanslıydım. İçim yanıyordu, kanımın sıcacık akışını vücudumda hissettiğimde istemsizce ağzım yukarı doğru kıvrıldı. Gang'la ilgilenen bir çocuk kafasını hızla kaldırıp bana garip garip bakıyordu;
"Birde gülüyor musun?.."
Evet, gülüyordum. Kaybettiğim kızın intikamını almış gibi hissediyordum, kanım ilk defa bu kadar delicesine akmıştı. Bir kez olsun vücudumdaki ılık kanın geçişini hissetmek, bana nedenini bilmediğim bir farkındalık katmıştı."İşte hocam! Lalisa yapmış.."
✎ ☆゚.*・。゚☆゚.*・。゚☆゚.*・。゚
Lisa'nın hayatına da kısacıktan bir giriş yapmış bulunuyoruzzz.
Jennie'nin içindeki boşluk büyüyecek mi dersiniz?
Sizce Lim Jen-na'nın olaylarla ne ilgisi var?
Park Soo Han Jenni'yi etkilemeyi becerebilecek mi?Owwowowo ben Lim Jen-na'yı unutmusum. Birde o vardı. Olayları çok da karıştırmak istemiyorum o yüzden birazcık düz mantık gidelim, sonradan herşey yavaşça ortaya çıkacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•SÜRÜCÜ• {Jenlisa}
FanfictionJennie sürüş dersleri alan bir genç kızdı. Lisa ise sessiz sakin ama çok duygulu bir insan. Jennie'nin Lisa'yla olan geçmişi, birden karşılarına çıkıp gelecekleri olmuştu... "Bir nefes kadar yakınında olmamı ister misin Jennie?.." ~ "İsmi Lisa'ymış...