merhabalar!
tekrar geldik biz, bizimkileri özlediniz mi? onlar sizi özlemişler de ehehehe
iyi okumalar!
✗
Pazartesi sabahını yine uykulu karşılamış okula gidene kadar Burkay ve Onur'un okula sövmelerini dinlemiş, bunlar da yetmemiş gibi bir de tören sonrası müdürün konuşmasını dinlemiştim bu yüzden benim algılar saat henüz 8 bile olmadan kapanmıştı. Sınıfa girer girmez en arkaya yerleştim ve yanımı Tutku için ayırdım.
''Kızım çantanı çeksene, oturayım.'' Onur yanıma yerleşmeye çalışıyordu ama olmazdı Tutku'yla konuşacaklarım vardı.
''Tutku oturacak yanıma.'' dedim kısaca. ''Sen git başka yere otur.''
''Uyuyacağım kızım, önlere oturamam sen Tutku'yla önlerde otur.''
''Sen Kamer'le iddiaya girmedin mi? Denemede 70 net yapabilmek için ders dinlemelisin Onur. Seni düşünüyorum kardeşim benim haydi naş naş.''
''Oğlum gelsene buraya, bir şey konuşacaklar beli ki.'' Uyanık Burkay en az benim kadar merak ettiğinden Tutku ile konuşabilmem için ortam hazırlıyordu. Şeytan anlatma meraktan çatlat şu çocuğu diyordu ama bunu sonra düşünecektim.
Nihayet Tutku sınıfa girdiğinde elimi havaya kaldırıp ona seslendim. ''Tutku!''
Tutku beni görünce gülümsedi ve adımlarını hızlandırarak yanıma oturdu. "Ablam geç uyandı o yüzden geç geldik. Sırada da en arkadaydım." dedi hızlıca.
"Haftasonun nasıldı?" dedim hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi. Burkay'ın kafamı kırmayacağını bilsem her şeyi anlatacaktım ama bizim koç burcu Burkay ilk defa bana duygularını açmıştı, ya da sayılırdı, bu yüzden onu kırmak istemiyordum.
"Neler oldu bilemezsin." Çantasını kucağına alıp ders için defterini ve kalemliğini çıkardı. "Anlatacağım ama teneffüste." Çantasını tekrar arkasına bıraktığında gülümsüyordum. Aramızda gizli saklı olmayacağı için mutlu olmuştum. Bütün haftasonu beklediğim için kırk dakikacık dersin bitmesini de bekleyebilirdim.
"Tutku, çarşamba günü ziyafet var haberin olsun." Onur bize dönüp inanç ve hırsla gülümsüyordu.
"Ne ziyafeti?" Tutku merakla sormuştu ve o da heyecanlanmıştı.
"Kamer Akyıldız ile iddiaya girdik. Yarınki denemede 70 net yapıyorum ve Kamer bize kantindeki en pahalı şeylerden ısmarlıyor." Göğsünü gere gere konuşurken Kamer de bize döndü.
"Çok emin konuşma. Değil 70 net 50 net bile yapamazsın."
"Oğlum bak, kaşınma. Vallahi seni bile geçerim."
Onur'a uzandım ve kolunu tuttum. "Fazla uçmasan mı kardeşim? Kamer'in sınıf birincisi olduğunu unutma." Ona üzülmüştüm. Kamer onu deneme kitapçığına gömerdi vallahi.
Onur yutkundu ve Kamer'e baktı. "Tamam seni geçemem ama 70 net yaparım."
Kamer gururla gerinip ukala bir gülüş attı. "Göreceğiz." dedi.
Bizimkilerin son sözü ben söylerim yarışı bitmezdi çok şükür ki hoca sınıfa girmişti ve ikisi de önüne dönmek zorunda kalmıştı. Dersteyken zaman genişlemesi denen teoriye fazlasıyla inanıyordum 40 dakikanın asla geçmemesinin başka bir açıklaması olamazdı. Neyse ki bu senenin sonunda lise bitiyordu ve herkesin geçmek için sabırsızlandığı üniversite hayatı başlayacaktı. Üniversite okumam gerektiği konusunda hemfikirdik, okumak da istiyordum ancak bölüm hakkında endişelerim vardı. İlgimi çeken hiçbir meslek yoktu, en azından sayısal alanda. Neden sayısal alan seçtiğimi soracak olursanız tam bir aptallık örneği olduğumu söyleyebilirdim. Bizimkilerden ayrılmamak için seçmiştim ama keşke ayrı kalsaydık da fizik kimya ile muhatap olmak zorunda olmasaydım. Sonuçta herkesin kafası fen bilgisine basacak diye bir kaide yoktu değil mi? Bunu sınav senesinde kabullenmem acınası bir geç kalış mıydı yoksa her şey kurtarılabilir miydi bilmiyordum ama bunu daha sonra düşünecektim. Acaba üniversitelerde yazar kontenjanı var mıydı ya da en azından yazarlar için burs olsa fena olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
agape
General Fiction''Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok, aksine çok şey kazanacaksınız. Size ülkede en çok konuşulan ve merak edilen yazar olmayı teklif ediyorum. Bu fırsat kaç lise öğrencisinin eline geçer ki?''