3

127 16 4
                                    

Bir gün okunacağına inanan Berfin tekrar yb paylaşıyordu....

Sonraki gün okulda aynı şeyler olmuştu. Bizimkiler atışmıştı, ben Cemal hocadan saklanmıştım.

Eve döndüğümde bilgisayarımı açtım ve aynı kişiden mail aldığımı gördüm.

"Merhaba, Nil Atasoy
Attığım maillere cevap vermediniz. Kafanızın karışık olduğunu biliyorum ve size yardım edebilirim. Lütfen beni arayın.

Numaram 05xx xxx xx xx"

Belki de bu gazeteci bana yardım edebilirdi. Ona yazarın ben olmadığımı söyleyebilirdim o da bunu haber yapardı ve herkes her şeyi öğrenirdi. Gerçek yazar da haberi görürdü, hemen ortaya çıkardı ve sorun çözülürdü. Mükemmel bir fikirdi.

Fikrimi değiştirmeden önce telefonumu elime aldım ve düşünmeden numarayı tuşlayıp aradım. Artık geri dönüş yoktu.

"Alo?" dedi.

"M-merhaba." dedim. Neden kekeliyordum ki?! Kendine gel, Nil!

"Merhaba?" dedi soru sorarcasına. "Kiminle görüşüyorum?"

"B-ben Nil Atas-" henüz cümlemi bitirmeden araya girdi.

"Ah, gerçekten mi?! Nihayet! Aramayacaksınız diye çok korkmuştum."

"Aslında aramayacaktım ama bir şeylere artık dur demenin vakti geldi."

"Sizinle konuşmak istediğim şeyler var." dedi heyecanla.

Büyük satış yapan yazarla röportaj yapacak ilk gazeteciydi bu yüzden bu kadar heyecanlı olmalıydı.

"Dinliyorum." dedim ve bir nefes verdim.

"Telefonda olmaz. Yüz yüze konuşmak isterim. Tabi sizin için de uygunsa." dedi.

Bu kitaptan kurtulacaksam tabi ki giderdim.

"İsterseniz görüşeceğimiz yeri siz seçin." dedi. Sessiz kaldığım için güvenmediğimi düşünmüş olmalıydı. Haklı olabilirdi, tanımadığım birine ne kadar güvenebilirdim?

"Tamam." dedim ve ona bildiğim bir kafenin adresini verdim.

"Saat 7'de buluşsak uygun olur mu?" dedi.

"Tamam, anlaştık. Saat 7'de."

❆ ❅ ❆ ❅ ❆

Gazeteciyle buluşmak için hazırlanmıştım. Telefonumu cebime sıkıştırdım ve çantamı sırtıma taktım.

"Nereye, Nil?" dedi annem ben ayakkabılarımı giyerken.

"Çocuklarla buluşacağız." deyiverdim.

"Yemek yeseydin." dediğinde yanaklarına öpücük kondurdum.

"Yeriz bir şeyler, merak etme."

"Nil, babana ne diyeceğim?" dedi ben merdivenleri inerken. Bense hızlıca çıkmıştım binadan.

Hiç tanımadığım biriyle hiç kimseye haber vermeden buluşacak olmam mantıklı değildi bunu kabul ediyordum. Fakat işler öylesine kontrolümden çıkmıştı ki bu gazetecinin benim kurtarıcım olacağından şüphe duymak istemiyordum. Beni kurtarmalıydı.

Buluşacağımız kafeye araba mesafesiyle 15 dakika uzaklıktaydım. Dolmuş bulmak için durağa doğru yürüdüm. Bugün bu mesele çözülecekti. Çok bile sürmüştü. Bu gazeteci hayatımı kurtaracaktı, başka şansı yoktu.

Dolmuştan indiğimde telefonu çıkarıp saate baktım. Tam 7'ydi. Geç kalmıştım. Tabanlara kuvvet, Nil.

Kafeye yaklaştığımda cebimden telefonumu çıkarıp gazeteciyi aradım. Hiç beklemeden cevap vermişti.

agapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin