Sabah/Dicle ev
Barış'la birlikte tatile gitme kararı almıştık. Ikimiz de çok çalıştığımız için son dönemlerde bir-birimize vakit ayıramamıştık bu yüzden bu bir haftalık tatil ikimize de iyi gelecekti. Telefonumun çalmasıyla hemen açtım
D: Alo.
B:.......
D: Tamam,sevgilim,iniyorum
Dedim ve kapattım. Barış'ın arabasıyla gidecektik. Onu fazla bekletmek istemediğimden hızla evden çıktım.SerFer ev
Uyandığımda Serkan yanımda yoktu. Kalkıp duş aldım. Odadan çıktığımda Serkan'ın bir şarkı mırıldanarak kahvaltı hazırladığını gördüm. Beni görür görmez heyecanla
S: Günaydın,karıcığım.
F: Günaydın. Hayırdır sabah sabah ne bu enerji? Güzel bir gün mü?
Dedim masada duran tabaktaki salatalık diliminden bir tane ağzıma atarken. Serkan oyunbaz bir şekilde
S: Aa aşk olsun... Seninle açılan her sabah özel ve güzel.
F: Allah Allah öyle mi?
S: Tabi. Neyse lafı fazla uzatmadan...
Dedi ve yanımdaki sandalyeyi çekerek
S: Buyurun
Dedi büyük bir özentiyle.
F: Ya aslında pek bir şey yemek gelmiyor içimden. Ego'da atıştırırım bir şeyler.
S: Olmaz. Yemek yemelisin
F: Ama canım istemiyor.
S: Hayatım sen hamilesin farkında mısın? Kahvaltı,öğle yemeği ve akşam yemeyi yemelisin. Bak ne güzel kahvaltı hazırladım sana. Sen rahatsız olursun diye sucuklu yumurta da yapmadım. Ama bak sahanda yumurta var
Dedi tavayı önüme getirirken. Anlaşılan yemek yemezsem Serkan'ın dilinden kutulamazdım. Sandalyeye oturup çatalımı aldım ve bir kaç parça bir şeyler koydum tabağıma.
S: Bak onları yiyerek kaçmayı bekliyorsan çok beklersin haberin olsun...
Dediğinde onu geçiştirmek için başımı salladım. Telefonuna gelen mesajla dikkatini oraya yöneltti
F: Kim?
S: Ceyda. Hastaymış,bu gün işe gelemeyeceğini söylüyor.Otel
Nihayet dağ alanında olan otelimize varmıştık. Neredeyse her yer karla kaplıydı ve görüntü muazzamdı.
D: Barış,burası çok güzel
B: Aynen. Arkadaşlar tavsiye etti burayı bana.
Dedi. Resepsiyondan odamızın anahtarını alıp odamıza çıktık. Bu gün odamızda dinlenip yarın kaymaya başlayacaktık. Odaya gelir gelmez ilk ben duşa girdim. Sırayla duşumuzu aldıktan sonra kiyafetlerimizi düzenledik. Sonra birlikte aşağıya indik ve burayı gezmeye başladık. Otelin yanında kiralık küçük evler de vardı.
B: Gelicek sefer geldiğimizde bu evlerden tutarız
D: Harika olur.
Diyerek onu onayladım. Barış'ın elinden tutmuştum. Ayaklarımızın altında binlerce kar tanesi yavaşca eziliyordu. Bunun verdiği mutluluk tarif edilemezdi...Akşam/SerFer ev
Serkan'la film izleme kararı almıştık. Patlattığımın mısırlarla birlikte salona telip kanepede oturdum.
S: Hayatım,filmi başlatma henüz. Ben bir Kıraç'ı arıyım.
Dedi ve ben elimdeki kumandayı kenara bıraktım. Telefonunu eline alıp bir numara çevirdi ve daha rahat edebilmek için hoparlörü açtı. Bir kaç saniye sonra diğer taraftan Kıraç'ın sesi duyuldu
K: Alo.
S: Kıraç naber?
K: Serkan,bir saat önce ayrıldık yani sormana gerek yok. Noldu söyle
Dedi huysuz bir sesle. Serkan onun bu huysuzluğuna göz devirirken ben fısıldayarak
F: E ama haklı
Diyip kıkırdadım.
S: Kıraç,sen Ego'da mısın?
K: Evet
S: Ya benim odamda masamın üstünde senaryo var. Onu alıp acilen Ceyda'ya vermen lazım. Bana söylemişti ama unutmuşum. Az önce hatırladım.
Dediğinde Kıraç ofladı.
S: Ya ne olur onu alıp Ceyda'ya versen?
K: Ya Serkan,ben ondan kaçıyorum ama sen-
S: Hani sen profesyoneldin?
Dedi Kıraç'ın lafını keserek. Kıraç derin bir nefes aldı ve
K: Çocuğun olacak diye bela da okuyamıyorum sana... Hadi tamam kapat
S: Aslansın!
Dedi ama Kıraç umursamayarak kapattı. Serkan kasedeki patlamış mısırın bir kısmını avuçlayıp ağzına attığında
F: Yavaş ye! Bununla bir film izleyeceğiz
S: Tüm filmi mi? Bu jeneriğe bile yetmez
Dedi ağzı doluyken. Ona cevap vermek yerine filmi açtım.