Not: Geçen bölüm sabah aktivitesi ile bitmişti. O yüzden hala sabah
Ceyda ev
Uyandığımda kendimi iyi hissediyordum. Saatime baktım. Saat 07:00 dı. Dün gece giyindikten sonra saçlarımı kurutmuş ve hemen uyumuştum. Kıraç'a "Sen git merak etme iyiyim" demiştim. O da "Peki" demişti ama gitmemişti. Saatin kaç olduğunu söyleyemem ama gece onun elini alnıma koymasıyla uyanmıştım. Bana sadece "Merak etme benim,buradayım. Ateşin yok" diye fısıldamıştı. Dün geceki konuşmamız kafamda dönerken merdivenlerden inmiştim. Kıraç yoktu ama mutfakta güzel bir kahvaltı masası ve tabağın içinde küçük bir not yazan kağıt vardı. Tabağın içindeki notu alıp okudum
"Günaydın. Bu gün erkenden toplantım var.Bu yüzden uyanmanı beklemedim. Uyandığında bana mesaj yaz merakta bırakma lütfen. Afiyet olsun"
KıraçNotu okuyup gülümsedim. Masanın üzerindeki telefonumu alıp Kıraça "Günaydın. Iyiyim. Kahvaltı için teşekkür ederim" yazdım ve sonra bir şeyler yemeye başladım.
Hastane
Doğuma çok az kaldığı için hastaneye yatmaya karar vermiştim. Daha doğrusu Serkan böyle bir karar almış ve beni de zorla sürükleyerek hastaneye getirmişti. Şimdi odaya yerleşirken söylenmeyi ihmal etmedim
F: Ne gerek vardı bu kadar tantanaya? Sancı başladığında gelecektik işte
S: Hayatım,daha kaç defa söylemem gerekiyor bilmiyorum ama bu daha sağlıklı. Hem ben ikiniz için de en iyisi olsun istiyorum ya
F: Eskiden anneler çocukları tarlada,evde doğuruyormuş
S: Bak ne güzel dedin "Eskiden". Eskiden teknoloji olmadığından böyleydi. Şimdi madem her şey var neden yararlanmayalım ki?
Dedi ve ben sustum. Onunla tartışabilirdim hatta sabaha kadar bunu sürdürüp Serkan'ı bir şekilde haklı olduğuma ikna edebilirdim ama bunun yerine getirdiğim kiyafetleri dolaba asmaya devam ettim. Tam bu sırada doktorum gülümseyerek içeri girdi
D: Yerleşe bildiniz mi?
S: Az kaldı hallediyoruz.
D: Ne lazımsa söyleyin hemşireler yardımcı olur. Feris'cim sen nasıl hissediyorsun?
Diye sordu bana bakarak. Ben tam bir şey söyleyecekken
S: Buraya geldiğimiz için mutsuz. "ne gerek vardı" diyor.
Dedi Serkan. Annesine kardeşinin yaptığı yaramazlığı şikayet eden çocuk gibiydi. Doktorum bana sitemle bakarak
D: Feris'cim... Ama sen de bunun en iyisi olduğunu biliyorsun. Ayrıca Serkan beyden de ben istedim buraya gelmenizi. Bu senin ilk doğumun bu yüzden titizlikde fayda var.
F: Ayy sen böyle "ilk doğum" falan diyince... Çok heyecanlıyım ya
D: Merak etme. Bana güven. Her şey yolunda olacak
Dedi teselli verir tonda ve gülümsedi. Ben de içimdeki heyecanı gizlemeye çalışarak gülümsedim. Doktor bize iyi günler dileyip gitti. Elimi karnıma koyup
F: Arya... Güzel kızım... Sağ sağlim gel olur mu? Bak sakın üzme anne-babayı
Dedim. Ve sonra kızımın tekmesini hissettim ve güldüm.
S: Tekme mi attı?
Dediğinde "Evet" anlamında başımı salladım. Serkan bana yaklaşıp elini yavaşca karnıma koydu ve o da kızımızın minik tekmelerini hissetmeye başladı. O da benim gibi mutlulukla gülümsedi.Ego ajans/ Peride oda
Kapı tıklatıldı ve tıklatan kişi onay beklemeden kapıyı açtı. Gelen Kıraç'tı.
K: Peride'cim...Sultanım
Dedi. Mutluluğu yüzünden okunuyordu.
P: Kıraç? Ne bu neşen?
K: Bilmem. Ne bu neşem?
P: Kaç gündür ilk defa böyle keyfin yerinde.
Dediğimde Kıraç yüzündeki gülümsemeyi silmeden nefes verdi ve
K: Galiba bir şans daha vereceğim...
Dedi. Onun mutlu olmasıydı önemli olan. Ben de gülümseyip
P: Seni mutlu gördüğüme sevindim
Dedim. Oysa bir anda bir şey hatırlamış gibi
K: Ya ben niçin gelmiştim onu söyleyeyim sana... Senin dediğin aile var ya
P: Ee?
K: Onların doktoruyla bu gün görüşeceğim. Akşam yemek yiyeceğiz.
P: Ah ne güzel. Yarın bana da bir şey dersin.
Dediğimde başıyla onayladı sadece. Sonra iyi günler dileyip odayı terketti.