Ceyda ev
Kıraç bir arkadaşıyla yemek yiyip sonra bana gelecekti. Onu beklerken içimde lise çağındaki bir kızın heyecanı vardı. Nihayet kapı çaldığında hemen gidip açtım. Kıraç elinde mavi bir dosya tutmuş,duygusuz gözlerle bana bakıyordu.
C: Merhaba
Dedim. Bana bir şey demeden sakince içeri girdi. Sanki bir şeyler konuşmaya hali yoktu. Salona geçip elindeki mavi dosyayı masaya bıraktı
ve sonra mutfağa yöneldi. Bardaklar kısmından bir kadeh çıkarırken bana dönüp
K: içecek misin?
C: Yok,istemiyorum.
Dediğimde peki dermiş gibi kafasını salladı.
K: Umarım evde viskin vardır
C: Ister misin?
K: Evet
Dedi ve elindeki kadehi alıp salona geçti. Ben de viski şişesini alıp salona geldim. O gözlerini boşluğa dikmişken ben kadehini doldurup önüne koydum ve kendim de yanına oturdum. Gözlerindeki o duygusuz ama bir o kadar da derin ifade beni ürkütüyordu.
C: Kıraç,iyi misin? O dosya ne?
K: Bir şey sorma... Hiç bir şey konuşmak istemiyorum
Dedi ve sustu. Bir kaç kadeh içki içti. Ben meraktan çıldırmak üzereydim.Sabah/DicBar otel
Bu gün Istanbul'a geri dönüyorduk. Tabiki de Ego'dakileri özlemiştim ama yine de bu kadar güzel bir tatilin bitmesine üzülüyordum.
B: Sevgilim,sen üzgün gibisin?
D: Keşke senin setin hemen başlamasaydı da bir kaç gün daha kalsaydık.
B: E gelirken gelmek istemiyordun,giderken de gitmek istemiyorsun
Dedi Barış alayla.
D: Ben bu kadar eğlenceli olacağını tahmin etmemiştim.
Dedim arabaya otururken. Barış dediğime cevap vermedi ve arabayı çalıştırdı...
Yarım saat sonra...
Daha çok yolumuz vardı ama ben şimdiden sıkılmıştım çünkü sessizlikti. Şarkı açmaya karar verdim
Irem Derici-Aşkımız olay olacak
D: Hadi birlikte söyleyelim
Dedim ve o da gülümseyerek başıyla onayladı.
D: Tam hayallerim gibisin
Sevmek çok kolay olacak.
Sen de beni bi seversen
Aşkımız olay olacak
B: Tam hayallerim gibisin
Sevmek çok kolay olacak
Sen de beni bi seversen
aşkımız olay olacak
D: Akacak coşkun seller de
Esecek deli yeller de
Dolaşıp bütün dillerde
Aşkımız olay olacak
Dediğimde o da bunu tekrar etti. Aslında benim sıramdı ama Barış büyük bir coşkuyla
B: Gönlüm bir deli
SEVIYORUM LAN SENI
inan bu sevgimi tarih yazacak.
Haydi yak beni
Durma sar beni
Aşkımız olay olacak!
Dediğinde ben şarkının devamını okumak yerine kahkaha atmaya başladım. Müziği kısdıktan sonra
D: Seviyorum lan seni ne Barış
Dedim hala gülmeye devam ederken. Barış da kendi haline gülüp
B: Bir an hızımı alamadım
Dedi ben hala gülerken. Biraz sessizlikten sonra Barış'ın sırıttığını görüp
D: Neye gülüyorsun
B: Dün geceyi hatırladım da... Otele yakışan bir vedaydı
D: Barış!
Dedim uyarıcı tonda ve koluna hafif bir tokat attım.
B: Ne "Barış!"? Dün çok memnundun halinden
Dediğinden ben daha da utandım.
D: Ya lütfen sus!
Dedim yüzümü ellerimle kapatarak. Benim utanmam Barış'ın hoşuna gitmiş olacak ki kahkaha attı.Akşam/SerFer hastane
Karnımda aniden başlayan sancıyla uyandım. Serkan odadaki küçük kanepede uyuyordu
F: Serkan
Dedim norm ses tonuyla. Onu korkutmak istemiyordum. Karnımdaki ağrının şiddeti artınca
F: Serkan!
Dedim az öncekinden daha sert bir şekilde. Serkan uyanıp
S: Hayatım,noldu?
Dedi ve ayaklanıp yanıma geldi.
F: Serkan,galiba zamanı geldi...
Dedim ve acıyla bağırdım. Serkan'ın eli ayağına dolanırken doktor çağırmayı akıl ede bilmişti...Bir saat sonra
Feris doğuma girer-girmez Serkan beni aramıştı. Ben de Ceyda'yla birlikte Peride'yi de alıp hastaneye gelmiştim. Serkan doğumhanenin önünde başını elleri arasına almış oturuyordu. Hızlı adımlarla yanına gidip elimi omzuna koydum
K: Serkan?
Dediğimde başını kaldırıp bana baktı. Korkudan titreyen dudakları yavaşca aralandı
S: Kıraç,bir şey olmaz dimi?
K: Olmayacak merak etme. Arya sağlıkla aramıza katılacak.
Dedim teselli etmek ister gibi hafifce omzunu sıktım. Arya'nın geliyor olması beni de heyecanlandırmış,kendi derdimi unutturmuştu. Bundan sonra sadece meraklı saatler geçip gitti.Saatler sonra
Biz geldikten sonra Dicle ve Barış bir de Çınar ve Peride gelmişti.Doktor nihayet doğumhaneden çıkıp hepimizin özellikle de Serkan'ın meraklı bekleyişine son verdi. Feris de Arya da gayet iyiydi. Feris'i normal odaya aldılar ve hepimiz onun yanına girdik. Serkan girer girmez yanına koştu. Eğilip Feris'in alnından öptü
S: iyisin dimi?
F: iyiyim. Merak etme
Dedi Feris halsiz sesiyle.
K: Ee bebek nerede?
Dedi Kıraç etrafa bakınarak
F: Karnımda kaldı,Kıraç. Ya nerede olacak hemşireler bebek odasına götürmüştür.
Dediğinde hepimiz güldük. Kıraç alayla
K: Arya senin gibi huysuz bir annesi olduğunu öğrendiğinde ne yapacak acaba
Dedi. Feris tam ağzını açacakken Çınar Feris'ten önce davranıp
Ç: Ben Arya'nın Feris'ten daha huysuz olmasından korkuyorum
Dediğinde odadaki herkes bir kez daha güldü.
P: Benim kraliçeme her şey gibi annelik de yakışacak.
Dediğinde Feris gülümseyip Peride'ye öpücük gönderdi. Barış küçük çocuk gibi dudağını büzerek
B: Kendi çocuğun oldu diye bizi unutmazsın dimi,Fersi mommy?
Diye sordu. Feris gülerken kollarını açtı ve
F: Gel Feris mommy'e koca bebek
Dedi. Barış memnuniyyetle onun yanına gidip sarıldı. Ben konuya dahil olup
C: Feris daha yeni doğum yaptı acaba böyle kalabalık yapıp başını şişirmesek mi?
Dediğimde Feris beni işare edip
F: Çok nadiren de olsa doğru konuşuyorsun,Ceyda. Bu da o nadir anlardan biri.
Dedi. Bunun üzerine Serkan dışında herkes bir daha tebrik edip dışarı çıktı. Barış ve Dicle eve gittiler. Çınar da Peride'yi eve bırakıp kendi evine gidecekti. Ben onları geçirdikten sonra Kıraç'ın ortalarda olmadığını farkettim. Belki bahçededir diye oraya indim.
Tahmin ettiğim gibi Kıraç bahçedeki bir bankta oturuyordu ve bir sigara yakmıştı.
C: insan bir haber verir meraktan öldüm.
Dedim azarlar gibi. Takmıyormuş gibi
K: Kusura bakma
Dedi ve sigarasını içmeye devam etti.
C: Sigara kullandığını görmemiştim
K: Sadece kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda bir tane ya da bir kaç tane içerim.
Dedi sigarasını söndürürken.
K: Burada böyle oturma. Üşürsün.
C: üşümüyorum.
K: Ellerin seninle aynı fikirde değil bence. Hadi kalk git geleceğim ben de birazdan.
C: Hayır
Dedim kararlı bir sesle. Kıraç istese sonuna kadar giderdi ama yapmadı. Bunun yerine üstündeki montu çıkarmaya başladı. Elimle onu durdurup
C: Kıraç,saçmalama. Donarsın. Ceket de giymemişsin zaten
K: soğuk bana iyi geliyor. Al
Dedi montunu omuzlarıma atarken. Sonra geri çekilip bir sigara daha yaktı
K: içmezsin diye tahmin ediyorum
C: Yok,kullanmıyorum. Sağ ol
Dediğimde sigara paketini cebine koydu.
K: Nasıl bir his?
Dedi hafif alaylı tonda
C: Ne nasıl bir his?
Dedim kaşlarımı çatarak. Sigaranın dumanını havaya üflerken
K: Sormak isteyip de soramamak,meraktan çatlayıp cevap alamamak
C: Evet,meraktan çatlıyorum. Ama seni zorlamak istemiyorum.
K: Hayat...Hayat benimle dalga geçiyor sanki,Ceyda
C: neden böyle dedin?
K: Tam her şey iyiyken...
Dedi ve derin bir iç çekti sigarasını dudaklarına götürmeden önce.
C: O mavi dosyada ne var,Kıraç?
Dedim dünden beri susmayan merakıma yenik düşerek.
K: Bir hasta dosyası o... Demir Şaşmaz... 1958 doğumlu. Evli ve 15 yaşında bir oğlu var. Hasta olmuş,bu hastanede yatıyor.
Dediğinde şok olmuştum. Gece şaşmaz...Demir Şaşmaz...
C: Baban...
Dedim fısıltıyla. Burada oturduğumuzdan beri ilk defa çözemediğim kadar derin bir ifadeyle baktı gözlerime.
C: Bu hastanede olduğunu nereden biliyorsun?
K: Doktoru arkadaşım. Arkadaşım da bu hastanede çalıştığına göre
Dedi ve sustu. Biraz sonra
K: Ameliyat olması gerekiyor ama paraları yok. Peride söyledi bana ben de yardım edebilirim belki diye araştırdım... Şimdi eğer parayı vermezsem bir kaç haftaya ölecek.
C: Sen ne yapacaksın peki? Parayı verecek misin ya da en azından konuşacak mısın?
K: Yapamam,Ceyda... Çocukluğumu,hayallerimi,annemi öldüren bir adama hayat veremem. Ama...
C: Ama...
Diye tekrar ettim onun ardından. Boşluğa diktiği gözlerini bana çevirdi
K: Ama onun ölmesi bir çocuğun babasız kalması demek... Ben bir çocuğun ebeveyni için gözyaşı dökmesine de razı olamam. Ne yapacağım ben?
Dedi. Bugüne kadar onu,hatta hiç kimseyi bu kadar çaresiz görmediğime emindim
C: Ben sana ne yapacağını söyleyemem... Ama bilmen lazım ki sen ne karar verirsen ben yanındayım
K: Biliyorum...Biliyorum ve bu bana güç veriyor.
Dedi gözlerinde yanmaya başlayan umut ışığıyla. Tam bu sırada onun telefonu çaldı. Arayan Serkan'dı. Hoparlörü açıp
K: Beni mi özledin hayırdır?
S: Abi,siz de mi gittiniz?
K: Yok. Bahçedeyiz.
S: Siz kafayı mı üşüttünüz? Bu soğukta ne yapıyorsunuz bahçede?
K: Sana ne be? Zaten kafam karışık bir de sana mı hesap vericem?Söyle niye aradın?
S: Arya'yı getirdiler. Görmek istersiniz belki diye. Birazdan götürecekler de.
K: Tamam geliyoruz
Dedi ve kapattı. Ayağa kalkıp elimden tuttu ve yavaş adımlarla hastaneye girdikBölümün sonu
Arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler💞