Sabah/Ego ajans
Feris odasında oturmuştu ve Arya Dicle'ye emanetti. Bir süredir olmadığı için dağılan işlerini toparlarken kapısı çalındı
F: Gel
Dediğinde kafasını kaldırıp gelene bakmadı bile.
M: Merhaba,Feris
Dedi Melisa. Feris başını kaldırdığında Melisa'yı görünce içinden "Bir sen eksiktin" dese bile yüzüne samimiyyetsiz bir gülümseme yaydı.
F: Melisa...Ne hoş süpriz
M: Bebeğiniz doğdu ya...Geçte olsa tebrik etmek istedim. Lütfen kabul et
Dedi Melisa ve elindeki çiçeği Feris'in masasına bıraktı. Koltuklardan birine oturduğunda
F: Konuşacak bir konumuz mu var,Melisa?
Dedi Feris tek kaşını kaldırıp. Melisa önce saçlarını düzeltti ve
M: Bir az muhabbet edelim canım....E nasıl gidiyor Serkan'la ilişkiniz?
F: Sana ne?
M: Aa ama niye bu kadar agresifsin? Bak emziriyorsun sen,zarar sana.
F: Senin niyetin ne?
M: Serkan benden de bebek istemişti. O zamanlar gençtim bu yüzden istemedim ama şimdi diyorum ki keşke isteseymişim.
F: Eğer pişmanlıkların,dertlerin varsa psikoloğa git. Ben seninle uğraşamam
Dedi. Bu sırada Serkan odanın önünden geçiyordu. Içerideki Melisa'yı görüp hemen içeri girdi
S: Hayatım her şey yolunda mı?
Dedi Feris'in sandalyesinin yanına yürürken. Melisa'ya selam bile vermemişti. Feris'in yanına gelip saçlarına küçük bir buse kondurdu. Sonra solgun bakışlarla Melisa'ya bakıp
S: Ne işin var senin burda?
Dedi düz bir ses tonuyla.
M: Sizi tebrik etmeye geldim
S: Ettiysen gidebilirsin
Dediğinde Melisa'nın yüzünde bir duygu belirdi. Kırgınlık değil de daha çok öfkeydi bu duygu. Kalkıp bir şey demeden odadan çıktı. Serkan Feris'e dönüp
S: Keyfini bozmasına izin vermedin herhalde dimi?
F: yok canım. Keyfimi bozacak kadar değerli biri mi ki o?
Dediğinde Serkan gülümsedi.
F: Hadi git kızımı getir bana. Çok özledim Arya'mı
S: Aa daha 10 dakika bile olmadı onu Dicle'ye vereli
F: Serkan...
Dedi hayranlıkla.
F: O kadar güzel bir şey ki...Resmen aşık oldum ya
Dedi. Serkan kıskansa bile farkettirmedi. Dicle'nin yanına gitti.Öğleden sonra/hastane
Kıraç'ın tüm ısrarlarına rağmen ben de onunla gelmiştim. Hastaneye varınca arabayı durdurdu. Gözlerini kapayıp nefesini verdi. Sonra dönüp bana baktı. Sadece bir kaç saniye sonra arabadan indik. Ben gördüğüm şeye inanamıyordum. Ilk defa elleri titriyordu...
Hastane odası
Kapıyı ben tıklattım. Içeridekilerden biri "Gel" dedi. Kapıyı açıp içeri ilk giren ben oldum. Kıraç içeri girdi ve direkt Oğuz'un gözlerine baktı. Ona bakmaktan kaçıyordu. Oğuz Kıraç'ı görüp ona sarıldı.
O: Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım
K: Ben verdiğim sözleri hep tutarım.
Dedi. Oğuz ondan ayrıldıktan sonra bana da "Selam" dedi ve ben de aynı şekilde karşılık verdim.
C: Annen yok mu?
Dediğimde odadaki 4.kişi ilk kez konuştu.
D: Babası rahatsız. Bu yüzden Ankara'ya gitti.
Dedi. Sesini duyunca istemsizce başımı o yöne çevirmiştim. Içimden bir ürperti geçti. Adam Kıraç'a çok benziyordu. Yüz çizgileri,masmavi gözleri,beyaz saçları vardı. Kıraç'la farkıysa adamın yüzündeki kırışlardı.
O: Babamla tanışın
Dedi Oğuz yatakta yatan babasını göstererek. Kıraç zorla da olsa kafasını o yöne çevirdi ve onunla göz-göze geldi.
D: Merhaba
Dedi adam gülümseyen yüzüyle. Kıraç mimiksiz halde
K: Selam
Dedi ve yeniden Oğuz'a çevirdi gözlerini. Bu sırada Oğuz'un telefonu çaldı. Kısa bir konuşmadan sonra
O: Kusura bakmayın. Arkadaşım hastanenin bahçesinde beni bekliyor. Bir kaç dakikaya gelirim
K: Acele etmene gerek yok. Biz gidiyoruz zaten
O: Siz bilirsiniz. Geldiğiniz için teşekkürler
Dedi ve gülümsedi. Montunu alıp odadan çıktığında Kıraç yüzünü babasına çevirmeden
K: Biz de gidelim artık. Umarım kısa sürede eskisi gibi olursunuz.
Dedi. Ben bir şey demeden onun arkasıyla gittim. Kapının önüne geldiğimizde Demir beyin "Gece" demesiyle Kıraç'ın adımları bıçak gibi kesildi. Elini yumruk yaptı. Sadece iki adım gerekliydi odadan çıkması için. Kendine güç vermek ister gibiydi. Demir bey yeniden
D: Gece,oğlum,sensin biliyorum
Dediğinde yumruğunu daha fazla sıktı ve gözlerini sıkıca kapattı.
D: Seninle konuşmak istiyorum
Dediğinde gözlerini yavaşca açtı. Dönüp bana baktığında "Bence konuş" dermiş gibi baktım ve o bunu anladı. Geri döndüğünde ben de adımlarımı odanın içine yönlendirdim. Onu yalnız bırakamazdım. O yataktan biraz uzaktaki duvara yaslandı. Babası bana baktığında
K: O da burada kalacak. Bilmediği bir şey yok
Dedi kararlı sesle. Demir bey başını salladı sadece.
K: Nereden anladın?
Dedi. O kadar duygusuzdu ki...Ben onunla konuşamayacağını düşünürken hem de
D: Yüzündeki izden
Dedi Demir bey ve bakışlarını Kıraç'tan kaçırıp başka yöne baktı.
D: O izi ben yapmıştım dimi?
K: Bedenimde ve kalbimde her ne iz varsa bil ki senin eserin